Bugün hicri kameri takvimle 25 Recep, Ehli beyt imamlarının 7. halkası Hz. İmam Musa Kazım (a.s)’ın şehadet yıldönümü.
İmam Musa Kazım (a.s)değerli babası İmam Cafer-i Sadık (a.s)’ın büyük ilmi mektebinde, o yüce şahsiyetin tealim ve terbiyesinde ahlak, cesaret, istikamet ve adalet simgesinin en yüce mertebelerine ulaştı.
İmam Musa Kazım (a.s) 35 yıla yakın Müslümanların imameti görevini sürdürdü ve değerli ömrünün kısa bir bölümünü de sürgün ve hapiste geçirdi.
İmam Kazım (a.s) imamet döneminde, Abbasi hükümdarları Ehl-i Beyt'e yönelik baskı ve zulümlerini en doruk noktasına ulaştırmıştı.
İmam Kazım (a.s) Abbasi hükümdarlarının fasid siyasi ve iktisadi düzeninin Müslümanlara hakim olduğu dönemde halkı mevcut iktidarın zulüm ve baskılarına karşı aydınlatıp, Abbasi hükümdarlarının izlediği yolun İslami değerlere ters düştüğünü açıklayarak, fasid ve zalim iktidarın karşısına geçti.
Halkın, o hazretin yüce fazilet ve sonsuz ilim deryasından haberdar olmasını ve faydalanmasını istemeyen Abbasi halifesi Harun, o hazreti zindana atarak, hicri kameri 183 yılında zehirleterek şehid etti.
İmam Musa Kazım (a.s)’ın şehadeti vesilesiyle, başta siz değerli Okuyucularımız olmak üzere tüm İslam alemine başsağlığı diliyoruz.
İmam Musa Kazım (as)'ın Hayatı
Kazım lakabıyla tanınan İmam Musa b. Cafer (a.s), altıncı imamın oğludur. Hicretin 128. yılında doğdu ve 183. yılında hapiste zehirlenerek şehit edildi.[1] Hazret, babasının şahadetinden sonra Allah'ın emri ve geçmiş imamların vasiyeti üzerine imamet makamına ulaştı.
Abbasi halifelerinden, Mansur, Hadi, Mehdi ve Harun'un zamanlarında yaşadı. Bu karanlık ve yaşanması zor devirde İmam takiyye ederek yaşıyordu. Harun, hacca giderken Medine'ye uğradığında, onun emriyle İmamı Mescid-ün Nebi'de namaz kıldığı halde yakaladılar. Elini ve ayağını zincirle bağlayarak hapsettiler. Medine'den Basra'ya, Basra'dan Bağdat'a götürdüler ve yıllarca hapisten hapise aktarıldı. Bilahare Bağdat'ta "Sindi b. Şahik" hapishanesinde zehirle şehit edildi[2] ve Kazimiyye denilen Kureyş mezarlığında defnedildi.
Çocukluk dönemi
İmam Musa bin Cafer (as) dört yaşındayken Emevi hükümeti yıkıldı. Emevilerin Arap ırkçılığı, yağmacık, zorbalık, zulme dayanan siyasetleri, hükümetlerinin anti İran girişimleri Muhammedî öz İslam’ın adilane hükümetini isteyen halkı ve özellikle İranlıları onlara karşı ayaklandırdı ve bu arada dönemin siyasi ricalleri halkın bu yönelişi ve özelikle İranlıların Ali oğulları ve Ali yönetimi gibi bir yönetime eğilimini kötüye kullanarak hakkı hak sahibine ulaştırmak adına Eba Muslim Horasanî’ni yardımıyla Emevileri yıktılar; fakat altıncı İmam Cafer b. Muhammed-i Sadık (a.s) yerine Ebu Abbas Seffah-i Abbasî’yi hilafet makamına geçirdiler ve gerçekte onu hilafet tahtına oturttular.
Böylece, hk. 132 yılında zulüm, sitem ve iki yüzlülükte Emevîler"den hiçbir eksik yönü olmayan, hatta bunlardan bir çoğunda onlardan ileri bile geçen hilafet ve Resulullah’ın (s.a.a) vasisi kisvesinde yeni bir padişahlık silsilesi iş başına geçti.Bu ikisi arasındaki tek fark, Emevi saltanatı pek uzun sürmese de Abbasiler hicri kameri 757 yılına kadar, yani 524 yıl Bağdat’ta halka hilafet değil, saltanat sürdüler. Evet; Yedinci İmam Musa Kazım (a.s), Ebu’l Abbas Seffah, Mensur-i Devanikî, Hadî, Mehdi ve Harun’un zulüm, sitem ve baskılarına maruz kalarak onların hilafetlerini idrak etti.
İmamet dönemi
İmam Kazım'ın (a.s) değerli babası şehit edildiği zaman, İmam Kazım (a.s) 20 yaşındaydı. İmam, Mensur'un ıstırap, korku ve vahşet saçan hükümeti döneminde otuz yaşına kadar onunla mücadele içerisinde yaşadı. Bu süre zarfında bir yandan zalim hükumetle mücadele ederken diğer yandanda dostlarının sorunlarını çözme ve onlara gelebilecek zararları bertaraf etmekle meşgul oluyordu. Mensur'un h. 158 yılında ölmesinin ardından hükümete oğlu Mehdi geçti. Mehdi Abbasi'nin siyaseti halkı aldatmak ve hilekârlık üzerine kurulmuştu ama hilafet dönemi fazla sürmedi. Ölümünden sonra yerine Harun geçti.
Şehadeti
Harun Reşid zamanında İmam Kazım (as) Resulullah’ın (s.a.a) mezarının yanı başında ibadetle meşgul iken tutuklayarak Basra’ya götürlüp zindana atıdı. İmam Musa Kazım (a.s) bir yıl Basra valisi İsa b. Cafer’in zindanında kaldı; O hazretin seçkin özellikleri İsa b. Cafer’in üzerinde öyle bir etki bıraktı ki Harun’a bir mektup yazarak, “İmam’ı benden alın; aksi takdirde Onu serbest bırakacağım” dedi. Bunun üzerine Harun’un emriyle İmam’ı (a.s) Bağdat’a götürüp Fazl b. Rabi’nin yanında zindana attılar. Ondan sonra bir süre Fazl b. Yahya’ya teslim edildi; sonra da Sindi b. Şahik’in zindanına intikal edildi. Sürekli bu intikallerin nedeni ise şuydu: Harun her defasında zindancılardan İmam’ı (a.s) ortadan kaldırmalarını istiyorduysa hiç birisi kabul etmiyordu; nihayet son zindancı, yani Sindi b. Şahik Harun’un işaretiyle O hazreti zehirledi ve İmam (a.s) bu zehirlenme sonucu şehid oldu.
Dipnotlar
[1]- Usul-u Kafi, c.1, s.476. İrşad-ı Müfid, s.270. Fusul-ul Mühimme, s.214-223. Delail-ül İmame, s.146-148. Tezkiret-ul Havas, s.348-350. Menakıb-ı İbn-i Şehraşub, c.4, s.324. Yakubi Tarihi, c.3, s.150.
[2]- İrşad-ı Müfid, s.279-283. Delail-ul İmame, s.148 ve 154. Fusul-ul Mühimme, s.222. Menakıb-ı İbn-i Şehraşub, c.4, s.323 ve 327, Yakubi Tarihi, c.3, s.150.