Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Hz. Rugayye'nin (İmam Hüseyin’in Kızı) Şehadet Yıldönümü
Nakledildiğine göre Kerbela esirleri arasında üç veya dört yaşlarında bir kız çocuğu da bulunmaktaymış. Gece yarısı babasını rüyasında görür ve durmadan ağlayarak babasını isteyerek bitap düşer. Yezid, onun ağlama sesini duyar ve İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını ona götürmelerini emreder. Rukayye, babasının kesik başını görünce daha çok rahatsız olur ve sonunda üzüntüsünden ölür.[10]
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
05-11-2016 09:20 - 1446 Okunma
 Rugayye bint Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib  İmam Hüseyin’e atfedilen bir kız çocuğudur. Bazı tarihi kaynaklara göre Kerbela vakıasında bulunmuş ve daha sonra Kerbela esirleri ile birlikte Şam’a götürülmüş ve orada üç veya dört yaşında iken vefat etmiştir. Şam’da onun adına bir türbe bulunmaktadır.
İsmi, vefatının niteliği, mezarı ve İmam Hüseyin’e olan nispeti konusunda kuşkular ve ihtilaflar bulunmaktadır.
 
İsmi ve Nesebi
 
İbn Fenduk, “Lübabu’l-Ensab” kitabında İmam Hüseyin’in (a.s) Fatıma ve Sukeyne’nin (Sakine) yanı sıra Rugayye adlı bir kızının daha olduğunu yazmaktadır.[1] Elbette İbn Fenduk, başka bir yerde Sukeyne, Zeynep ve Ümmü Gülsüm’ün İmam Hüseyin’in kızları olduğunu yazmış ve Zeynep ve Ümmü Gülsüm’ün küçük yaşta vefat ettiklerini de eklemiştir.[2] Muhammed bin Talha Şafii, İmam Hüseyin’in dört kızının olduğunu ve yalnızca Zeynep, Sukeyne ve Fatıma’nın adlarını zikretmekte ve dördüncü kızının adını zikretmemektedir.[3] Necmettin Tabesi, İbn Fenduk ve Metalibu’s-Suul’dan naklederek İmam Hüseyin’in dördüncü kızının Rugayye olduğunu, künyesinin ise Ümmü Gülsüm olduğunu belirtmektedir.[4] Buna rağmen eski tarihi kaynakların çoğu İmam Hüseyin’in Rugayye adlı bir kızından bahsetmemiştir; Şeyh Müfid, yalnızca Sukeyne ve Fatıma’nın adlarını İmam Hüseyin’in çocukları listesinde getirmiştir.[5]
 
Kerbela’da Hazır Bulunması
 
Kaynaklarda Hz. Rukayye’nin (s.a) Kerbela’da bulunduğu tasrih edilmemiştir. El-Melhuf kitabının bazı nüshalarında İmam Hüseyin’den geride kalanlar için söylediği bazı sözler nakledilmiştir. Orada Rugayye’nin adı geçmiştir, ancak İmam Hüseyin’in kızı olduğuna dair bir işarette bulunulmamıştır.[6][notlar 1] Yenabiu’l-Meveddet kitabında biraz farklılıkla aynı ifadeler zikredilmiş ve İmam Hüseyin’in diğer kızlarının yanında Rugayye de adı zikredilmiştir.[7]
 
Şu ihtimal de bulunmaktadır ki nakledilen bu nakillerdeki Rukayye’den maksat, İmam Ali’nin (a.s) kızı Rukayye de olmuş olabilir.[8] Bilhassa Rukayye ismi, İmam Hüseyin’in Ümmü Gülsüm ve Zeynep kızkardeşlerinin yanında zikredilmiş ve Luhuf kitabının bazı nüshalarında da bu ifadeler bulunmamaktadır.[9]
 
Vefat Olayı
 
Nakledildiğine göre Kerbela esirleri arasında üç veya dört yaşlarında bir kız çocuğu da bulunmaktaymış. Gece yarısı babasını rüyasında görür ve durmadan ağlayarak babasını isteyerek bitap düşer. Yezid, onun ağlama sesini duyar ve İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını ona götürmelerini emreder. Rukayye, babasının kesik başını görünce daha çok rahatsız olur ve sonunda üzüntüsünden ölür.[10]
 
İmam Hüseyin’e Atfedilen Bir Kızın Şam’da Öldüğüne Dair Rivayetler
 
 
Hz. Rugayye'nin Türbesinden Bir Görüntü
Tarihi kaynaklarda İmam Hüseyin’e nispet verilen bir kızın Şam’da vefat ettiğine dair rivayetler bulunmaktadır, ancak rivayetlerde bir uyum yoktur.
•İmam Hüseyin’in küçük yaştaki bir kızının Şam’da şehit olduğu hadisesini ilk yazan kaynak, İmaduddin Taberi’nin (k. 700) “Kamil Behai” kitabıdır. Bu yazar, kızın adını zikretmemiştir. Dört yaşında olduğunu ve vefatının babasının kesik başını Yezid’in sarayında gördükten birkaç gün sonra gerçekleştiğini yazmıştır.[11]
•Molla Hüseyin Vaiz Kâşifi Sebzevari (k. 910) olayın Yezid’in sarayında yaşandığını ve ölümün kesik başı gördükten sonra gerçekleştiğini ifade etmiştir.[12]
•Fahrettin Tureyhi (k. 1085) çocuğun üç yaşında olduğunu ve babasına (İmam Hüseyin’in kesik başına doğru) hitabını ilk kez yazan tarihçidir.[13]
•Muhammed Hüseyin Ercistani onüçüncü yüzyılın sonlarında, çocuğun isminin Zübeyde, yaşının üç ve hadisenin Şam harabelerinde gerçekleştiğini yazmıştır.[14] Yazar, bir önceki sayfada İmam Hüseyin’in (a.s) Rugayye adlı bir kızının Şam’da olduğunu yazmıştır.[15]
•Şeyh Muhammed Cevad Yezdi, ondördüncü yüzyılın başlarında, olayın Şam harabelerinde yaşandığını belirtmiş ancak isminin Zübeyde, Rugayye, Zeynep, Sakine veya Fatıma olduğunu yazmıştır.[16]
•Seyyid Muhammed Ali Şah Abdulazimi (k. 1334) ilk kez, çocuğun isminin Rukayye ve yaşının üç olduğunu belirtmiştir.[17][notlar 2]
 
Atfedilen Kabri Şerifleri
Ana Madde: Hz. Rukayye’nin Türbesi
Suriye’nin başkenti Şam’da Hz. Rukayye’ye mensup bir türbe bulunmaktadır. Bu türbe Şam’da bulunan Şialara ait ikinci önemli türbedir. Denildiğine göre bu yer İmam Hüseyin’in kızı, Hz. Rukayye’nin şehit olduğu Babu’l-Feradis denen yerde bina edilmiştir. Hz. Rukayye’nin (s.a) türbesi büyük bir binaya ve İslami ve İrani mimariye sahiptir.[notlar 3]
 
Kuşkular
 
İmam Hüseyin’e (a.s) atfedilen kız çocuğunun Şam’da vefatıyla ilgili nakillerde uyumsuzluk ve anlaşmazlıklar görülmektedir. Bu nakiller ismi, vefatın zaman ve mekânı ve yine yaşı hakkındadır. Bu rivayetlerin uyumsuzluğu ve yine isminin eski tarihi kaynaklarda sarih bir şekilde zikredilmemiş olması, araştırmacılar arasında İmam Hüseyin’e nispeti konusunda ciddi kuşkular doğmasına neden olmuştur. Şehit Mutahhari (r.a) bu kızın Şam’da vefatı konusunu Aşura vakıasının lafzi tahriflerinden saymaktadır.[18]
 
Tahran’da minbere çıkan vaizcilerden birisinin bu kızın Hz. İmam Hüseyin’e atfedilmesi[19] konusunda kuşkular belirtmesiyle İran’da itirazlar ve tepkiler dalgalar halinde yayılmıştır.[20]
 
Yas ve Matem
 
Şialar, Muharrem ayının üçüncü gecesini Hz. Rugayye’ye mahsus bilmekte ve onun adına mersiyeler okumaktadır. Şii takvimlerde Safer ayının 5’i Hz. Rukayye’nin ölüm yıldönümüdür. Şialara ait bazı camive matem heyetlerine Hz. Rukayye adı verilmektedir. Onun için mersiye ve şiirler okunarak ağıtlar yakılmaktadır. Bazı mersiye ve ağıtlarda Hz. Rukayye’nin (s.a) varlığını inkâr edenlere dokundurulur ve serzeniş edilir.
 
Büyük Şii Âlimlerin Görüşleri
 
Hz. Rugayye'nin Zerihi•Ayetullah Mirza Cevad Tebrizi: “İmam Hüseyin'in (a.s) kızı Hz. Rukayye'nin (s.a) Şam'daki mevcut mezarı eskiden beri meşhurdur. Sanki İmam Hüseyin (a.s), o pak hanedanın esaretini ve yaşanan o mezalimi inkâr edecek kimselerin ortaya çıkmasını engellemek için Şam'da onu kendinden bir nişane olarak bırakmıştı. Bu küçük kız, esirlerin içinde hatta küçük kız çocuklarının da olduğunun büyük kanıtıdır. Biz Hz. Rukayye'nin (s.a) bu mekânda can verip defnedildiğinin meşhur oluşuna inanıyoruz.
•Ayetullah Mekarim Şirazi: “Şüphe yok ki İmam Hüseyin'in (a.s) bir küçük kızı Şam'da vefat etti ve orada defnedildi. Şu anki harem de kendisine aittir. Fakat meşhur görüşe göre Rukayye olsa da ismi Rukayye (s.a) miydi yoksa başka bir ismi mi vardı, bu konuda ulema arasında ihtilaf var.
•Ayetullah Nuri Hemedani: “Kamil Behai, Nefesu'l-Mehmum ve diğer muteber kitaplarda, bazılarının adını Rukayye (s.a) olarak zikrettiği ve Şam'da şehit olan küçük bir kızın İmam Hüseyin'in (a.s) kızı olduğunu belirtmişlerdir. Şam'da bulunan Kabri de kendisine aittir.”
•Ayetullah Mezahiri: “Hz. Rukayye'nin (s.a) türbesi diye meşhur olan o yer (Şam’daki türbe), onun türbesidir ve onda şüphe etmek zulümdür; hem de mazlum Hüseyin'in çocuğuna. Bu şöhret, Hz. Zeyneb'in (s.a) türbesi konusunda da geçerlidir ve bunda şüphe etmek Hz. Zeyneb'e (s.a) zulüm olur. Hz. Zeyneb'e (s.a) zulüm büyük bir günah olur. Kişilerin seyyid oluşu ve büyük insanların kabirleri gibi konularda elimizde meşhur olmanın dışında bir delil yoktur ve bu şöhret bütün fakihlerin nazarında hüccettir.”
•Ayetullah Alevi Gorgani: “Hz. Rukayye'nin (s.a) varlığı tarihi gerçeklerdendir. Şüphe onun varlığında değil, ismindedir. İmam Hüseyin'in bir kızının Şam'da defnedildiği konusu, şüphe götürmez bir gerçektir. Bu konuda insanların inançlarında şüphe icat etmek isteyenlere tavsiyemiz, hiçbir fayda elde edemeyecekleri, ahretlerini tehlikeye atacakları ve İmam Hüseyin'in (a.s) gazabına duçar olacakları, dolayısıyla bu tür konularla kendilerini meşgul etmemeleri olacaktır.”
•Ayetullah Mubeşşir Kaşani: “Allah’ın nurunu, ağızlarıyla üfleyip söndürmek isterler, oysa Allah nurunu tamamlayacak, kuvvetlendirecektir. İsterse kâfirlerin zoruna gitsin ve istemesinler. İmam Hüseyin'in (a.s) kızı Hz. Rukayye'nin (s.a) varlığı konusunda hiç bir şüphe yoktur. Tarihi şahitler göstermektedir ki, o mazlum kız, Şam yolunda ve harabesinde yaşadığı onca zorluk ve musibetler karşısında küçücük yaşta dünyadan ayrıldı ve Şam'da defnedildi. Tartışılan konu sadece mübarek isminin Rukayye mi, Zeynep mi, yoksa başka bir isimi mi olduğudur. Sonralardan Rukayye ismiyle meşhur oldu.”
 
Notlar
 
•"Ey bacım! Ey Ümmü Gülsüm! Sen ey Zeynep! Sen ey Rukayye! Sen ey Fatıma ve sen ey Rubab! Sözümü hatırlayın, her ne vakit öldürülürsem benim için yaka paça yırtmayın, yüzünüzü tırmalamayın ve uygunsuz sözler söylemeyin."
• Makalenin bu bölümü, İmam Hüseyin ansiklopedisinden telhis edilmiştir. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Ayetullah Rey Şehri, Danışname-i İmam Hüseyin, c. 1, s. 389.
•  Bu konuda nakiller farklıdır. Bkz. Hz. Rukayye türbesi veya Danışname-i İmam Hüseyin, c. 1, s. 389, 393.
 
Kaynakça
 
 
•İbn Fenduk, Lubabu’l-Ensan, s. 355.
•İbn Fenduk, Lubabu’l-Ensan, s. 350.
•Şafii, Metalibu’s-Suul, s. 257.
•Tabesi, Rukeyye Bint Hüseyin, s. 8, 9.
•Şeyh Müfid, el-İrşad, c. 2, s. 135.
•Seyyid İbn Tavus, el-Melhuf, s. 141.
•Kunduzi, Yenabiu’l-Meveddet, c. 3, s. 79.
•Tabesi, Rukeyye Bint Hüseyin, s. 25.
•Seyyid İbn Tavus, Luhuf.
•Taberi, Kamil Behai, s. 523.
•Taberi, Kamil Behai, s. 523.
•Vaiz Kaşifi, Ravzatu’ş-Şüheda, s. 484.
•Tureyhi, el-Muntehab fi Cemu’l-Merasi ve’l-Huteb, yüz otuz altı.
•Muhammed Hüseyin Ercistani, Envaru’l-Mecalis, s. 161.
•Muhammed Hüseyin Ercistani, Envaru’l-Mecalis, s. 160.
•Şeyh Muhammed Cevad Yezdi, Şa’şa’tu’l-Hüseyni, c. 2, s. 171, 173.
•Şah Abdulazimi, el-İkad, s. 179.
•Muhahhari, Mecmua Asar, c. 17, s. 586.
•İzharat Mütefavit Ayetullah Hoşvekt Derbare Hz. Rukayye (s.a)
•Dört taklit mercinin Hz. Rukayye hakkındaki şüphelere cevapları.
 
http://tr.wikishia.net/view/Rugayye_bint_H%C3%BCseyin
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
05-11-2016 09:20 - 1446 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
24-11-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım