Iğdır- Tuzluca'da Hz. İmam Mehdi'nin (af)'nin 1180. doğum yıldönümü anısına düzenlenen kutlama töreni, büyük coşkuya sahne oldu. Bu yıl 4. düzenlenen kutlama törenine katılım yüksek oldu.

Tuzluca ilçesinde Aliaba Ehli Beyt Derneğinin düzenlediği kutlama törenine: Eski Devlet Bakanı Abdullatif Şener, Tuzluca Belediye Başkanı Mehmet Gültekin, Iğdır Üniversitesi rektörü İbrahim Hakkı Yılmaz, Tuzluca Emniyet müdürü Serkan Bilgioğlu, Prof. Dr. Kerem Karabulut, Prof. Dr. İsa Özgündüz, CABİR Başkanı Hasan Karabulut, Turgut Öcal, Doç. Dr.Ahmet Kumlay, Aslantürk Akyıldız, Musa Çetin Caferilik araştırma merkezi başkanı, Almanya İmam Ali Camii İmamı H. Ş. Muhammed Mücahidi,  İşadamı Hasan Babur, Musa Şeren, El Mustafa Üniversitesi Dr. Resul Abdullahi, İran İslam Cumhuriyeti Başkonsolosu, Ayetullah Nasır Mekarim Şirazi’nin oğlu Muhyiddin Şirazi, Caferider başkan yardımcısı Niyazi Şeren, Zehra Ana Derneği,  Tuzluca İlçe Müftüsü ve Alevi dedeleri’nin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. 

Kutlama programı H. Ş. Arif Taşdemir’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Aliaba derneği başkanı Seyid Haşim Erdoğan törenin açılışında yaptığı konuşmada Aliaba derneğinin amacı Allah Resulü’nün ve Ehli Beyti’nin mesajını anlatmaktır diyerek katılımcılara teşekkür etti.

Tuzluca belediye başkanı Mehmet Gültekin yaptığı kısa konuşmada: “ Bu kutsal günün düzenlemesinde emeği geçen Aliaba derneğine teşekkür etti. Hz. Mehdi gelecek ve yeryüzünü adaletle dolduracak. Bizler özlemle bütün insanlık gibi bu günü bekliyoruz” dedi.

Prof. Dr. Kenan Karabulut ise: “ Tuzluca için yazdığı şiiri okuyarak başladı.

“Tuzluca ana kucağı,

Tuzluca ata ocağı,

Tuzluca insan bucağı,

Tuzluca mertlik sancağı. Tuzluca Hz. Mehdi’nin sancağının taşındığı yer olmasını arzu ediyorum diyen Karabulut şunları söyledi: “Şiilik ve Alevilik hakkında yanlış bilgilerin devam ettiğini söyledi.   İslm dininin hayatın özü olduğunu, dinin doğru anlaşılması gerektiğini ve Müslümanların kardeşi olduğu bilincinin oturması gerektiğini ifade ederek, Ortadoğu’da tekfirci anlayışların yarattığı dehşeti hepimiz biliyoruz. Bu konularda çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.

El Mustafa Üniversitesi Türkeye Temsilcisi Dr. Resul Abdullahi de konuşmasında: “Hz. Mehdi gerçeği sadece Şii inancına has bir gerçek değildir. Bütün Müslümanların ve insanlığın beklediği bir gerçektir. Bizler onu bekleyenlerdeniz. Onun gelişini oturup beklemek değil,  bu bekleyişte, asıl olan Allah’ın, Kur’an’ın, Peygamberin ve Ehli Beyt’in razı olduğu şekilde yaşamaya çalışarak Hz. Mehdi’yi beklemektir. İntizar budur. Abdullahi ayet ve hadislerle Hz. Mehdi gerçeğini anlatarak, bizim görevimiz onun varlığını hissetmek. Kendimizi onun razı olduğu şekilde düzeltmek. Onun zuhurunda yeryüzüne hâkim kılacağı adaleti bizlerde kendi içimizde, ailemizde, sosyal hayatımızda hakim kılmalıyız.  O bizim amellerimizi görmektedir ve amellerimiz ona sunulmaktadır. Diye konuştu.

H. Ş. Bilal Otay’ın okuduğu  "Allah yardım eyle ahir zamandır, Gönder mehdimizi vakit tamamdır” adlı okuduğu şiir duygu dolu anlar yaşattı.

Aliaba derneği kurucu üyesi Ahmet Alçiçek:  Allah Resulü buyuruyor ki İntizar-ı Fereç  en büyük ibadetlerindendir. Hz. Mehdiyi beklemek büyük ibadettir. Bizler onun gelişinin intizarı içindeyiz dedi.

Seyid Hüseyin Erdoğdu’da törende şiir  ve “Ey Kalem Sözlerinde eser yok” adlı ilahiyi okudu.

Kutlama töreninde konuşan Eski Devlet Bakanı Abdullatif Şener önemli mesajlar verdi:  Sözlerine şiirle başlayan Şener Şunları söyledi:  İmam mehdi (as)in zuhuruyla Hz. Mehdi’nin dünyayı adalet ve insafla dolduracağı şey nedir acaba? O adalet ve insafa hazırlıklı olmak için, ne yapmamız gerekir? Bu ülkeyi bu ümmeti sevmek bu ülkenin her taşına ve toprağına saygı duymak sevgi beslemek gerekir. Bu sevgi coşkusu bu ülkenin halkına ve bu ümmetin hepsine şamil olması gerekir. Ama herkes aynı şeyi düşünemez. Düşünceler başka başkadır. Ama tüm farklıklara rağmen her kesin bir birine sevgi beselemesi gerekir. Peki, bunları engelleyen nedir?

 Edirne’nin de, Tuzuluca’nın da toprağı bizim toprağımız ve kokusu bizim kokumuzdur. Edirne’den Kars’a her toprak bizim toprağımızdır.

Onun gelişine hazırlığın en temel şartının birbirimizi sevmemiz,  farklıklarımızla birlikte birbirimize saygı duymamız gerektiğini düşünüyorum.

İslam’ın gelişinden itibaren aradan geçen 1400 yıllık zaman dilimini incelediğimizde iki ana ekol görüyoruz.  Bunlar hilafet ve imamet ekolu ya da Şii İslam veya Sünni İslam’dır. Ne fark var? Allahımız, kitabımız, kıblemiz bir değimlidir?  Birdir. Ehli Beyti sevmeyen Sünni, Şii, alevi olabilir mi?

Yani kısacası ne olursanız olun, Hz. Ali ve Ehlibeyti sevmek zorundasınız. Ehl-i Beyt ve Hz. Ali sevgisiyle coşmak zorundasınız.  Onların mücadelesini kendi mücadelenizin bir parçası görmek zorundasınız. Farklı düşünceler elbette olacaktır. İmam Mehdi konusunda Sünni İslam’ıyla Şii İslam’ı arasında benzerlik ve farklılıklar vardır. Sünni İslam’da da Mehdilik inancı vardır ancak onlara göre henüz doğmamıştır. Ama Şiilik inancında doğmuştur ve 12 imamın sonuncusudur.

Kuranda ismen geçmemiş olsa bile, birçok ayetin imam mehdiyi anlattığı Şii ve Sünni alimler tarafından tefsir edilip anlatmıştır. Ancak iki ekole de de Hz. Mehdi’nin dosdoğru hak bir İslam anlaşışını kaim kılacak ve barış ve esenliği getireceği vurgulanmıştır.

Bunun için el birliğiyle çalışıp çaba göstermeliyiz. Biz siyasiler olaylara siyasi gözle bakarız. Ama bu ülkede inancı ve meşrebi ne olursa olsun, bütün vatandaşlarını farklılıklarıyla birlikte sevip kucak açmak mecburiyetimiz vardır. Ben hepinizi seviyorum. Sizler bizim her şeyimizsiniz. Bu ülke ve İslam tarihi ne zamanki birlik ve beraberliği görmüşse insanlarımız mutlu ve devletimiz de güçlü olmuştur. 12-13. Yüzyılda neler olup bittiğini hatırlayan var mı? O dönemde 72 millet bu topraklarda yaşıyordu. Her din, dil, ırk meşrepten insanlar vardı. O dönemin toplum önderleri birlik ve beraberlik içindeydi. Sürekli bunu vurgulamışlardı. H.Bektaşi Veli; “ Bir olalım iri olalım” çağrısı yapmıştır. Mevlana ise aşksız, sevgisiz geçen bir ömrü ömür sayma. Düşmanlığı kini, nefreti yaygınlaştırmayı bırakın, Kimin ömür hayatınızda insanlara karşı sevgisizliğin olduğu bir an varsa, kıyamet gününde Allah huzurunda utançla duracaktır.

 Ahi Evren, Şeyh Edebali de bunları vurgulamıştır. Demişler ki “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”. Iğdır’dan Edirne’ye, Sinop’tan, Samsun’a Türkiye’yi gezip dolaştım. Gittiğim illerde türbeler gördüm. Ne zaman yaşamış bu zatlar, kim bunlar diye sorunca, “ Horasan Erenleri” demişlerdi.  Sordum bunlar ne demişler ki bu zatların türbeleri bunca yıldır saygı ve hürmetle gözetilip korunmuştur?

Her yerde aynı şeyi söylediler. Dedeler ki bu zatlar: “insanları sevin, din mezhep ayrımı yapmayın” diyorlardı. Hz. Ali buyurdu ki “insanlar ya dinde kardeşin ya da yaradılışta senin eşindir” onlar da bu sözleri söylemişlerdir. Farklıklar zenginliğimizdir. Derlermiş.  Onun için bu zatların türbeleri 900 yıldır korumuş gözetilmiştir.  Bunun için o dönemler, bu toprakların Müslümanlaştığı, Türkleştiği dönemlerdir. Bundan daha büyük güzellik olabilir mi?

Bizlerin bir olmaya ve beraber olmaya ihtiyacımız var. İŞİD, Nusa, El Kaide gibi terör örgütlerinin işlediği her vahşeti tekbir getirerek icra etmeleri, onların Müslüman olduğunu göstermez. Onların hepsi bu güzelliklerden uzak olduklarının, bunlardan nasip almadıklarının işaretidir. Bunlar Hz. Ali’nin o güzel sözüne ters düşenlerdir. Ben bu vesileyle böylesine nezih bir toplantıyı düzenleyen Aliaba Derneğine, Iğdır halkına, Tuzlucalılara en kalbi selam ve sevgilerimi sunuyorum diye konuştu.

Programda Dünya Caferi Alimler Birliği Başkanı Hasan Karabulut’ta bir konuşma yaptı.  Karabulut konuşmasında şunları söyledi: Hz. Mehdi (as) konusunda İslam kaynaklarında yüzlerce binlerce hadis bulunmaktadır. Mehdi adını diri tutun çünkü dünyanın kurtarıcısı Hz. Mehdi eliyle olacaktır. 124 bin peygamberi bu âleme tanıtan Allah Hz. Mehdi’de insanlığa tanınmıştır. Hz. Peygamberimiz buyurmuştur: “Zamanının imamını tanımadan ölürse, cahiliye üzerine ölmüş olur. “ Onu tanımak durumundayız.  Müslüman kimdir?  Hz. Peygamber (saa) buyurdular ki: “ Müslüman elinden ve dilinden diğer insanların âmânda olduğu kimsedir” Bu gün coğrafyamızda akan kanı görenler, neden seslerini çıkmıyor? İslam ümmeti en yüce ümmettir. Kardeşi kardeşe öldüren, öldürmekten zevk alanın neresinde insanlık ve insaf var? Bizim Müslüman olarak vazifemiz nedir? Dini değerlerin ayaklar altına alındığı bu dönemde kâmil insan olmanın yolu nedir? Hz. Ali buyurdu ki “Dinin ilk maddesi hakkı, insanı tanımaktır. “ Peygamberimiz buyuruyor ki  “Yaradılış aleminde ne varsa hepsi Allah’ın ailesidir. Gelin bu evrenin eşrefi mahlûku olan insanı tanıyalım.

Ehli Beyt’e Furkan denilmiştir.  Allaha kayıtsız şartsız teslim olmayan Furkan ehli olamaz. Ehli Beyti tanıyalım.  İmam Mehdi (as) kan dökmek için değil, kanı, gözyaşını dindirmek için gelecek. O geldiği zaman, bir cumanın sabahında gelecek ve şöyle seslenecek: “Ben Muhammed’in kaimiyim”

 Bu davudi sesi Allah tüm insanlığa ulaştıracaktır. İnsanlık yöneticilerden bıkmış. İnsanlık bu sesi duyduğunda onun bir kurtarıcının ve Hz. Mehdinin sesi olduğunu anlayacaktır. İnsanlık Lebbeyk ya mehdi diyecek. Hz. Ali İmam mehdi bir gecede bu sesle ortaya çıkacak ve 6 günde dünyaya hakim olacaktır diyen Karabulut “İŞİD anlayışını bu necip millete musallat etmeyelim. İslam toplumunu bu kaostan çekip çıkarmak ve bu anlayıştan kurtarmak zorundayız diye konuştu.

Tören diğer konuşmacıların verdiği birlik ve beraberlik mesajlarıyla son buldu.