15 Aralık 1938 yılında Dersimli Rane adlı kadının veraset ilamı için yaptığı başvuru üzerine Hozat Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen tarihi bir belge ortaya çıktı. Mahkeme kararında Rane’nin annesinin, babasının, erkek kardeşlerinin ismi ve akrabalık dereceleri tek tek belirtilerek “... harakati askeriyede imha edilmek suretiyle öldürüldükleri...” yazıyor.
Dersim’de 14 Ağustos 1938’de katledilen 2 aileden 24 kişiye ait olduğu belirtilen toplu mezarın Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla açılmasına karar verilmesinin ardından, olayda anne ve babası kurşuna dizilerek öldürülen “Rane” adlı kadının veraset ilamı için mahkemeye yaptığı başvuruyla 1938’de Hozat Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararda, ailenin askeri harekât sırasında kurşuna dizildiği belgesi ortaya çıktı. Bu belge katliamın ortaya çıkmasında önemli belgelerden biri olarak kabul ediliyor. Hozat’taki toplu mezarda yakınları bulunan Baran ve Canan ailelerinin avukatı Cihan Söylemez, “1938 yılında Hozat’ın Bargini Köyü’nde yani bugünkü ismiyle Karabakır Köyü’nde askeri harekât sırasında, Canan ve Baran aileleri mensubu 24 kişinin 14 Ağustos 1938 yılında askeri harekât sırasında kurşuna dizilerek öldürüldükleri Hozat Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15 Aralık 1938’de verdiği mahkeme kararı ile kanıtlanmıştır. Elimizdeki 15 Aralık 1938 yılına ait mahkeme kararında, askeri harekât sırasında kurşuna dizilerek öldürülen insanlarımız için, ‘Harakati Askeriyede imha edilmek suretiyle öldürüldükleri’ tabiri kullanılmış, burada kullanılan imha kelimesi o dönem Dersim’de nasıl bir durum yaşandığının kanıtıdır. İnsanların imha edilmesi binlerce insanın öldürüldüğü, kurşuna dizildiği anlamını ortaya çıkarıyor” dedi.
‘Yüzleşme hukuku uygulanmalı’
Bu yönde istihbarat ve jandarma raporları bulunduğunu ancak mahkeme kararının önemli olduğunu belirten Söylemez, “Dersim katliamında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın isimlerinin yazılı olduğu ve bir mahkeme tarafından alınan resmi bir kararda; askeri harekât sırasında kurşuna dizilerek öldürüldükleri tespit edilmiş ve durum ortaya çıkmıştır. Elimizdeki 1938 yılına ait bu mahkeme kararı sonrası, mahkemelerin artık bir yüzleşme hukukunu ön plana çıkarması gereken adımları atması gerekiyor. Katliamla ilgili daha somut kararların alınacağını düşünüyorum” dedi. (Cumhuriyet)