İmam Hamaney, belli başlı nedenlerle Amerika ile nükleer müzakereleri kabul ettiklerini, hamd olsun İran’ın nükleer müzakereci heyeti bu alanda başarılı olduklarını vurguladı.
Rehber, diğer alanlarda Amerika ile müzakereye müsaade etmediklerini ve onlarla müzakere etmeyeceklerini konuşmasına ekledi.
Siyonist rejiminin son beyanlarına işaret eden İmam Hamaney, nükleer müzakerelerden sonra, “gelecek 25 yıla kadar İran’dan endişe etmeyeceğiz “diye Siyonist rejimdeki bu söyleme işaret eden İslam inkılabı rehberi, “Size söylüyorum; her şeyden önce siz gelecek 25 yılı görmeyeceksiniz ve inşallah gelecek 25 yıl sonra Siyonist rejim diye bir şey olmayacaktır. İkincisi olarak bu dönemde mücadele ve hamaset duygusu bir an bile siyonist rejimi rahat bırakmayacaktır” dedi.
İmam Hamaney’in konuşmasında öne çıkan başlıklar;
– Başta zalim Şah olmak üzere İnkılâp öncesi hükümet erkânının tamamı Amerika’ya bağımlıydı. İran’ı dolaylı yollarla yöneten ABD’li yetkililer İran’daki kukla vekilleri aracılığıyla Firavun misali bu halka her zulmü reva görüyordu. Ancak merhum İmam Humeyni Musa gibi milletin destekçisi olarak bu kadim topraklarda yeni bir düzen kurdu.
– Amerika’ya ‘Büyük Şeytan’ lakabının verilmesi basiret örneğidir. Dünyaki tüm şeytanların lideri iblis’tir. İblis’in işi sadece hile ve iğfaldir (aldatmak). Oysa Amerika hem hilekâr, hem ikiyüzlü hem katil hem de zorbadır.
– İblis’ten daha kötü bir simaya sahip Amerika’yı melek yüzlü göstermeye çalışanlar, din ve devrimci ruh bir kenara, ülkenin maslahatına sadık kalma prensibini ve aklı nereye koyacaklar? Hangi akıl ve vicdan, bize Amerika gibi bir suçluya güvenilir bir arkadaş gözüyle bakmamıza müsaade eder?
– İran ve Amerika’nın nükleer anlaşmadaki kaderi hala netlik kazanmamışken ABD Kongresi İslam Cumhuriyeti’ne karşı komplo ve planlar yapma devam ediyor. Büyük Şeytan karşısında öyle güçlü durulmalıdır ki şeytan, hayal kırıklığı yaşasın.
– Düşman, kahraman ve devrimci gençliğin ruhunu öldürmek istiyor. Hatta ülke içerisinde bile Hizbullahi ruha sahip gençleri aşırıcı olarak tanımlayanlar var. Bu çok yanlıştır!
– Amerikalılar, İslam Cumhuriyeti’ne karşı izlenecek metotta görev paylaşımı taktiğini izliyor. Bazıları tebessüm ederken bazıları da bize karşı mevzuat hazırlığı yapıyor.
– Biz daha önce açıklanan sebepler nedeniyle Amerika ile sadece nükleer konuda müzakere izni verdik ve Elhamdülillah müzakere heyeti vazifelerini yerine getirdi. Ancak diğer alanlarda Amerika ile pazarlık masasına oturmayız. Şunu da unutmamakta fayda var; Bizim Büyük Şeytan Amerika dışında diğer ülkelere “devlet, kabile ve din” alanlarında müzakere kapımız açıktır.
– Bazı İsrailliler ‘Müzakereler, İran’a yönelik 25 yıllık endişelerimiz azalmıştır’ diyor. Ama biz ‘İsrail, 25 yıl sonrasını göremeyecek ve Allah’ın izniyle bölgede Siyonist rejim denen bir şey kalmayacak’ diyoruz.
– Amerika, Şah döneminde ülkede yapılan seçimlere hiçbir şekilde müdahale ve itiraz etmedi. Ama bugün diktatör rejimler ve onların bölgedeki mirasçıları, İslam Cumhuriyeti’nde yapılan tamamen halk tabanlı seçimler aleyhine propagandalarına devam ediyor.
– Her insanın seçimlerde kullandığı oy, kul hakkıdır ve korunması İslami bir vecibedir. Hiç kimsenin bu emanete (oy) ihanet etmeye hakkı yoktur.
– Şüphesiz İslam Cumhuriyeti, milli irade ve ulusal birliğini koruyarak kimseyi ötekileştirmediği için İlahi yardımların şamili olmuştur ve bu bilinçle düşman karşısında nihai zaferi kazanacaktır.