Bir bağımsız gazeteci meslektaşım olan Eva Bartlett, bir çevirmen ve bir taksi şoförüyle yaptığımız yolculukta 14 Ağustos günü, bazı ana akım medya kuruluşlarının “Ölüm Yolu” olarak adlandırdığı Kastello Yolu üzerinden Halep’e girdim. Oraya ulaşmamız için bize verilen güvenlik izniyle, batıdaki Humus şehrinden itibaren, Daeş de dahil olmak üzere çeşitli terörist grupların hiçbir zaman uzak olmadığı ve kaçırılma tehdidinin dikkate alınması gereken yollardan kıvrıla kıvrıla gittik. Bir zamanlar Halep içinde bulunan askeri bölgelere giriş, Suriye Arap Ordusu’nun koruması ve eşlik etmesi olmadan onaylanamıyordu.
Humus’ta, Suriye çapında aşina olunan bir görüntüye tanıklık ettim: yıllardır devam eden terörist saldırılarının hırpaladığı ve iz bıraktığı binalar. Bana, geçtiğimiz bir caddenin adının bir zamanlar 60. Cadde olduğu, fakat kuzeyden, güneyden, doğudan ve batıdan gelen terörist saldırılarına maruz kaldıktan sonra buraya Ölüm Caddesi (Şari el-Mavt) adı verildiği söylendi. Bu saldırılarda keskin nişancılar, havan topları ve intihar bombacıları kullanılıyordu; göründüğü kadarıyla teröristlerin Humus’ta Suriyelileri öldürme biçimlerinde hiçbir sınırlama yoktu.