Guardian gazetesinde yer alan bir haberde, İstanbul’daki Lübnanlı bir iş adamının aracılığı ve Türk istihbaratının işbirliği ile Türkiye'den Halep'teki Suriyeli muhaliflere muhimmat ulaştırıldığı iddia edildi.
“Suriye iç savaşı: Harcayabileceğimiz tek şeyi, adamları harcıyoruz. Adamlar ölüyor” başlığıyla Guardian sayfalarında geniş yer verilen haber, Halep’teki muhaliflere sağlanan desteğin ayrıntılarına dair ilgi çekici iddialar barındırıyor.
Halep’te bulunan muhabir Gayt Abdul Ahad imzalı haberde, 'ordudan kaçan askerler ile laik ve ılımlı sivillerden oluştuğu' belirtilen muhalif Halep askeri konseyinin komutanı Ebu Muhammed, bir kamyon dolusu silah ve cephanenin, 'Türk istihbaratının koordinasyonuyla ulaştırıldığını' öne sürüyor.
Ebu Muhammed, 'Suudi Arabistan’dan birçok bağışçının, İstanbul’da bulunan Lübnanlı bir işadamına para aktardığını', Lübnanlı işadamının da Türklerle ortak çalışarak teslimatı yaptığını aktarıyor. Guardian, muhalif komutanın "Herşey Türk istihbaratı ile koordinasyon içinde yürütülüyor" ifadesine yer veriyor.
‘Amerikalılara göstermeliyim’
Teslimatın Türk sınırına çok yakın, lüks bir villanın önündeki dar bir sokağa park etmiş ve nakliye kamyonuyla karıştırılabilecek, paslanmış yeşil bir Mercedes kamyonla yapıldığı, silah ve cephanelerin üzerinin mobilyalarla örtülü olduğu ayrıntısı da haberde yer alıyor.
Muhabir, “… ancak, mobilyanın altında Halep’teki Suriyeli isyancılara ulaştırılmak üzere 450,000 tam atım cephane ve yüzlerce roket güdümlü bomba vardı” diyor.
Teslimat sırasında kamyoneti getiren bir sivil ile iki komutan arasında bir takım belgeler imzalandığını da ekliyor.
Muhabir Ahad, kot pantolon ve tişört giymiş sivil teslimatçının İslamcı Tevhid Tugayı'nda savaşan komutanlardan biriyle konuşmasını aktarıyor: “Sizden tek istediğim adınızı ve birliğinizi belirttiğiniz ve Halep askeri konseyinin bir parçası olduğunuzu söylediğiniz kısa bir video hazırlayarak YouTube’a koymanız. Daha sonra ne isterseniz yapabilirsiniz. Sadece Amerikalılara birliklerin konseye katıldıklarını göstermem gerekiyor. Dün Antakya’da iki Amerikalıyla buluştum. Bana yerel askeri konseyler çatısında birleşmediğimiz sürece bize daha gelişmiş silahlar gelmeyeceğini söylediler. Yani, videoyu hazırlayın, gerisini bana bırakın.”
Guardian muhabiri, cephanenin yeni olduğu ve roket güdümlü bombaların paketlerinin hâlâ açılmamış olduğunu da belirtiyor.
Cephane kaynakları üzerindeki tekeli nedeniyle konseyin Müslüman Kardeşler ve İslamcı hizipler gibi rakiplerine karşı, Suriye iç savaşının belirgin güç odaklarından biri haline geldiğini da aktarıyor Guardian.
‘Katarlı bir prensle İstanbul’da buluştum’
Guardian, Halep kalesi etrafında savaşan isyancı birliklerinin komutanı olan Ebu Hüseyin’in de para yardımı bulmak üzere gittiği Türkiye’den dönerken, üs olarak kullanılan villaya geldiğini belirtiyor.
Ebu Hüseyin sınırın öbür tarafında para ve mühimmat bulmanın zor olduğunu anlatıp ekliyor: “Orası çürümüş sana söyleyeyim. Herkes biraz da seni satın alabilmek için sana para ödemeye gönüllü – Müslüman Kardeşler, [firari eski Suriye Hava Kuvvetleri albayı] Riyad El Esad. Onlar bozulmuş. Bizimle oynuyorlar. Üç hafta oturup bekledim orada, hiçbir şey gelmedi."
Habere göre Ebu Hüseyin, Türkiye’de Suriye Ulusal Konseyi eski başkanı Burhan Galyun’la da buluştuğunu ve “Bu adamı seviyorum” diye bahsettiği Galyun’un kendisini Katar Hava Kuvvetleri'nden bir prensle İstanbul’da bir toplantıya götürdüğünü de öne sürüyor.