Çin Türkiye İslam Eserleri Sergisi'nin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İsrail ve Almanya üzerinden tüm Avrupa ülkelerini Müslümanlara karşı uyguladıkları "ötekileştirme" politikalarını bırakmalarını istedi.
İsrail'in Müslümanların kutsal mekanı Mescid-i Aksa'da yaptığı tünel çalışmalarına dikkat çeken Prof. Görmez, İsrail devletini aklı selime davet ederek başka bir dinin mabedine saygısızlık yapılmamasını istedi.
TEVRAT'IN İLKELERİNE RİAYET EDİN
İsrail'i Tevrat'ın ilkelerine uyma çağrısında bulunan Prof. Görmez şunları kaydetti: "Ötekinin inançlarına ve inançlarına saygı, mabet masuniyeti, başka dinlere ait sembol değerlere saygı ve sembol değerlere saygısızlığın bir takım provokasyonlara yol açtığını, özellikle çağdaş dünyanın ve dünyadaki bütün inşaların bilmesi gerekiyor. Ben bil hassa bu konuda, İsrail Hükümetini aklıselime davet ederek, başka bir dinin mabedine karşı yapılacak böyle bir saygısızlığa tevessül etmemesini, sadece her gün okudukları Tevrat'ın ve kutsal metinlerin ilkelerine riayet edildiğinde dahi başka bir dinin mabetlerine böyle bir saygısızlığın yapılmaması gerektiğini ifade etmek istiyorum."
ÖTEKİLEŞTİRMEK AŞIRILIĞI ÖNLEMEZ
Başta Almanya olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde Müslümanlara yönelik politikaları da eleştiren Diyanet İşleri Başkanı, bu ülkeleri birlikte yaşamak konusunda dikkatli olmaya çağırdı. Görmez şöyle konuştu: Genelde Avrupa'da ve özelde Almanya'da kendi ülkesinde yaşayan İslam'a ve Müslümanlara karşı, siyasi, sosyal, kültürel ve entegrasyon gibi bütün prensipleri bir tarafa bırakarak güvenlik odaklı yaklaşımın kabul edilemez olduğunu, bunun doğru olmadığını, bunun insanlık ailesinde barışa hizmet etmediğini özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum. Bilhassa bir takım afişler ortaya çıkararak, "ötekileştirmek" marifetiyle aşırılığı önlemenim asla mümkün olmadığını, ötekileştirerek, sadece güvenlik odaklı bakarak tüm bu meselelerin üstesinden gelinemeyeceğini açıkça ifade etmek istiyorum. Sadece sözünü ettiğim ülkeler değil, aslında kendimiz de dahil bütün dünya insanlık ailesi özellikle diğer dinleri, farklı dinleri, farklı kültürleri, farklı medeniyetleri barış ve huzur içerisinde birlikte yaşatmak konusunda çok daha dikkatli olmak durumundadır.