WASHINGTON — Bunlardan ilki insan geni haritasının çıkarılmasının 10. Yıldönümü, diğeri de DNA’nın yapısının tam olarak çıkarılmasının 60. Yıldönümü. Sergiler büyük ilgi görüyor.
Ben Thomas ailesiyle birlikte Ohio’dan gelmiş. 12 yaşındaki Ben, gen haritasıyla ilgili sergiyi çok beğenmiş: “İnsan yapısıyla ilgili konuları hep çok merak ederim. DNA adı verilen bu minik moleküller bizi nasıl şekillendiriyor ve hayatımıza nasıl yön veriyor, bence bunlar çok önemli konular.”
Dev bir ekranda gösterilen ve bir manken üzerine yansıtılan bu minik moleküller hayatın temelini oluşturuyor: “Bu mankenin üzerine insanın genetik kodu yansıtılmış. Bu şekilde ziyaretçiler hem genetik harita hakkında bilgi sahibi oluyor hem de kendi kodlarını düşünüyor.”
Sergide genetik biliminin geldiği noktayı anlatan çok sayıda fotoğraf, video ve interaktif oyun yer alıyor. Ayrıca gen haritasının gündeme getirdiği sosyal ve etik konular üzerinde de duruluyor.
Ulusal Gen Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Eric Green, serginin hazırlanmasında müze yetkililerine destek olmuş. Green’e göre amaç, genetik haritanın daha iyi anlaşılmasını sağlamak: “Gen araştırmaları, kanser ve enfeksiyon hastalıkları gibi temel sağlık konularında büyük rol oynamaya aday. Hastalıkların tedavi şekli ve genetik nedenlerle oluşan hastalıkların belirlenmesinde yine gen araştırmaları önemli yere sahip olacak. Bu yüzden, herkesin şimdiden bu konuda iyi bilgi edinmesi gerekiyor.”
12 yaşındaki Kellen Alfaro, interaktif yolla bilgi edinmeye çalışıyor.
Kellen, DNA deneyinden bir kolye ile ayrılıyor: “Bu kolyeyi hep takacağım çünkü nereden geldiğimi , kim olduğumu gösteriyor.”
Öğretmen Andrea Conway de sergiden memnun: “Bu sergi çocukların genetik yapı ve bu konudaki çalışmalar hakkında daha iyi bilgi edinmesini sağlıyor, bu şekilde sınıfta öğrendikleri bilgileri, bir anlamda, hayata uygulayabiliyorlar.”
Ulusal Doğa Tarihi Müzesi her yıl en az 7 milyon 500 bin kişi tarafından ziyaret ediliyor. Genetik haritayla ilgili sergi, Eylül ayına kadar ziyaretçilere açık olacak.
|