Arap Dünyasının tanınmış yazarlarından ve Rey el Yevm Gazetesi Baş editörü olan Abdel Bari Atvan yazında, Suriye Cumhurbaşkanı’nın Rusya el Yevm’e verdiği röportaja değindi ve şunları yazdı: ‘Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ın Rusya el-Yevm televizyonuna verdiği röportajda dikkat çeken bir konu, bu röportajda daha önceki röportajların aksine, silahlı grupları destekleyen Körfez Arap ülkelerine, Katar’a ve Suudi Arabistan’a herhangi bir saldırıda bulunulmamasıydı. Beşşar Esad bu röportajda aynı zamanda Türk kuvvetlerin Suriye’nin kuzey batısından çıkması konusunda Türkiye’ye karşı eleştiride bulunmaktan da kaçındı ve ilk olarak, genellikle Kürtlerden oluşan ve Suriye’nin Rakka şehrinde Fırat’ın doğusunda konuşlanan Suriye Demokratik Kuvvetlerine ve sayıları yaklaşık olarak 2 bini bulan Amerika kuvvetlerine odaklandı.’
Abdel Bari Atvan şu ifadelerde bulundu: ‘Gerçeği bilmiyoruz ve bunun kasıtlı ya da bu konuda özel sorular sorulup sorulmamasından kaynaklandığını da bilmiyoruz, ama Suriye Cumhurbaşkanının eski konuşmalarından şu kadarını biliyoruz ki, kendileri, belirli bir mesaj ulaştırmak ve Suriye ile sorun yaşayan taraflar hakkında konuşmak ya da Suriye içerisine ya da uluslararası topluma bir mesaj vermek için oluşan tüm fırsatları kullanır. Beşşar Esad bu röportajda aynı zamanda İran kuvvetlerinin Suriye’de bulunmadığından ve Suriye ordusu içerisinde bulunanların İranlı komutanlar olduğundan bahsetti ve Suriye Hükümetinin radikal grupların savaşçılarını İdlip bölgesine göndermediğini, onların kendilerinin bu bölgeyi uygun gördüklerini vurguladı.
Suriye Cumhurbaşkanı, Suriye’nin güneyinin, Dera ve Kuneytra bölgelerinin Suriye ordusu tarafından, ister Ruslar ve Amerikalılar arasında yapılan bir anlaşmayla ve bir çözüm yolunun bulunmaması halinde ister Suriye ordusunun onlara saldırmasıyla geri alınmasının kesin olduğunu ifade etmek için, Suriye’nin güneyinden ve özellikle bu bölgelerden bahsetmekten kaçındı.
Beşşar Esad’ın bu röportajından ve kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplardan, özellikle Deyrizor’un doğusu olmak üzere Fırat’ın doğusunda büyük petrol ve gaz depoları bulunan Kürt milislerin kontrolündeki bölgeleri almak için bir savaş yaşanmasının Suriye ordusunun önceliği olduğu sonucuna ulaşılabilir. Suriye’deki Amerika kuvvetlerinin aynı Irak’ı terk ettikleri gibi bu ülkeyi de terk etmeleri için bir plan yapılmıştır ve o da bir gerilla savaşının yapılması ve bu savaşta Amerika kuvvetlerinin hedef alınmasıdır ve Suriye güvenlik kaynaklarının da bu çerçevede birçok yeteneği vardır. Kısacası, gerilla savaşı ABD'nin Irak'taki işgal güçlerini yıprattı ve onları insani ve maddi kayıpları azaltmak için ülkeyi terk etmeye zorladı. Bu senaryo şimdi tekrarlanacak mı?
Esad'ın, Suriye Demokratik Güçlerinin kontrolü altındaki bölgeleri geri almak için güç kullanmaya yönelik bu açık tehditleriyle birlikte, özellikle Suudi Arabistan, Körfez bölgesi ve bazı Arap ülkeleri ve Amerika’ya bir mesaj vermek istemesi uzak bir ihtimal değildir; çünkü Suudi Arabistan, ABD'nin tavsiyeleri üzerine, bölgedeki Kürt ve Arap güçlerini ve Şam'daki merkezi hükümetin kontrolü dışındaki bir klanı Suriye, Irak ve Türkiye sınır üçgeninde özerk bölgeler kurmak için desteklemekte kararlıdır.
Şu kadarı kesindir ki, Suriye Cumhurbaşkanı, hükümet kuvvetlerinin doğu bölgelerindeki, Yermük Kampındaki ve el-Hacer’ül Esved bölgesindeki kontrolü kesin olarak elde etmesinin ve başkent Şam’da tam anlamıyla güvenliği sağlamasından ardından eskisinden daha güçlü olmuş ve şimdi, ülkesinin doğusuna yani yeniden yapılanma aşamasının başlaması için gerekli geliri karşılayacak petrol ve gaz bölgelerine gözünü dikmiştir.’
