Beşar Esad’ın İran kanalına verdiği mülakat (Tam Metin)
El Esad teröre karşı ortak çabaların başarılı olması gerektiğine dikkat çekerken; aksi halde bölgenin tamamıyla yıkılacağını ifade etti. Terörün bölgenin hegemonyaya alınması ve sömürülmesi için kullanılan yeni bir edattan ibaret olduğunu belirten el Esad; bölge ülkeleri ve halklarının şayet bağımsız olup kalkınmayı istemesi halinde bu teröre karşı savaşmaktan başka hiçbir seçeneği olmadığının altını çizdi.
Beşar Esad: Terörü Destekleyen Devletler Bu Terörle Mücadele Edemez
ABD’nin komutasındaki uluslar arası koalisyonun hiçbir faydasının görülmediğini belirten el Esad; öyle ki koalisyondaki devletlerin destekledikleri teröre karşı savaşmaları yada bu bağlamda ciddi olmalarının mümkün olmadığını ifade etti.
El Esad terörle mücadelenin her şeyden önce bu terörü destekleyen, finanse eden ve silahlandıran devletlerin desteklerini kesmelerine zorlanmalarını gerektirdiğinin altını çizdi.
Beşar Esad: Amaçları Yıkım İçinde Kukla Bir Devlet Kurmaktı
Batılı yetkililerin Suriye konusunda kaybolmuş ve bulanık bir durum yaşadıklarına işaret eden el Esad; tutum ve vizyonlarını netleştiremediklerini söyledi. El Esad bu yetkililerin aynı zamanda planladıkları ve hayata geçiremedikleri projeler karşısında başarısızlık hissinde olduklarını belirtirken, başardıkları yegane hedefin beş yıla yakın süredir yaşanan ölüm ve yıkım olduğunu ifade etti.
El Esad Suriye’nin teröre ve hegemonyaya karşı savaşında büyük bir bedel ödediğine dikkat çekti. Fakat düşmanların asıl hedeflerinin bundan çok daha büyük olduğunu ifade eden el Esad; amaçlarının Suriye’yi yıkıp parçalamakla birlikte mevcut Suriye’den daha başka bir devlet kurmak olduğunu, hegemonyalarına almaları ve halkının zenginliklerini sömürmek olduğunu belirtti. El Esad tamamen planlarının kuklası ve işbirlikçisi bir devlet kurmak istediklerine dikkat çekerken, kendi halklarını da bu konuda aldatıp kandırdıklarını söyledi. Fakat hiç kimsenin halka uzun süre boyunca yalan söyleyemeyeceğini ifade eden el Esad; Batılıların yalanlarının deşifre edildiği gibi er yada geç bu yalanların açığa çıkacağını ifade etti.
Sözlerine devam eden el Esad günümüz dünyasının iletişim ve teknoloji dünyası olduğunu, halkın gerçekleri öğrenmek için birçok olanağa sahip olduğuna dikkat çekerek, Suriye’ye düşman rejimlerin halklarının da bu yalanları deşifre edip gerçekleri idrak ettiklerini söyledi.
Beşar Esad: Birçok devlet aynı hedeflerle Suriye ile güzel ilişkiler kurmaya çalıştı
Fransa’nın 2008 yılından 2010 yılına kadar Suriye ile güzel ilişkilerinin değişme nedenine ilişkin soruya cevabında el Esad; temelde bu güzel ilişkilerin belirli hedefleri olduğuna dikkat çekti.
El Esad; o zamandaki Sarkozy idaresinin ABD eski başkanı George Bush idaresi tarafından Suriye ile güzel ilişkilerde bulunup siyasi çizgisini değiştirmekle görevlendirildiğini açıkladı. Fransa ve ABD’nin hedefleri arasında Suriye’nin İran’ın nükleer programına ek olarak Lübnan ve Filistin’de ulusalcı direniş güçlerine ilişkin tutumlarını değiştirmek olduğuna dikkat çeken el Esad; aynı zamanda bağımsızlık ve egemenlikten mahrum kukla bir devlet istediklerini belirtti.
O süreçlerde birçok devletin aynı hedeflerle Suriye ile güzel ilişkiler kurmaya çalıştıklarını belirten el Esad; fakat aynı zamanda bu ilişkiler ile bir dizi dayatma ve baskılarda bulunmaya çalıştıklarını söyledi. El Esad üstüne üstlük bu amaçlar karşılığında Suriye’ye ne siyasi ne de ekonomik hiçbir fayda takdim etmediklerine işaret etti.
Beşar Esad: Batılı Devletlerin Efendileri Aynı
Batılı diğer devletlerin tutumlarına ilişkin soruya cevabında el Esad; Batılı devletler denildiğinde komple bir sistemin kastedildiğini söyledi.
El Esad bu devletlerin tümünün ABD olan tek bir efendisi olduğunu ifade ederek aldıkları direktifler doğrultusunda tek bir ağızdan konuştuklarını ve aynı safta hareket ettiklerini ifade etti. Açıklamalarında kullandıkları terim ve kelimelerin benzerliğine işaret eden el Esad; fakat yine de bu devletlerin arasında rol paylaşımının bulunduğunu belirtti.
Beşar Esad: Terörün temelde gerçek İslam ile hiçbir ilişkisi yok
Bölgede terörü destekleyen devletlerin tutumları sonucunda bölgeyi tehdit eden tehlikeye ilişkin soruya cevabında el Esad; genel olarak bölgede bulunan terörün ‘İslami terör’ olduğuna dikkat çekti.
Bu terörün temelde gerçek İslam ile hiçbir ilişkisi olmadığının altını çizen el Esad; belirli hedefler yönünde kasıtlı bir şekilde bu cemaatlerin İslam örtüsü altında faaliyet gösterdiklerini belirtti. Amacın bölge halklarını fitne ve bölücülükle parçalayıp zayıf düşürmek olduğuna dikkat çeken el Esad; en tehlikeli şeyin toplumları parçalamak ve zayıf düşürmekle kendi anlaşmazlıkları arasında oylanmalarını sağlayıp hiçbir alanda kalkınmalarına izin vermemek olduğunun altını çizdi.
Sözlerine devam eden el Esad; bunun yanında fitne ve karanlık ideolojiden başka bir şey bilmeyen, vahşet ve barbarlığın zirvesinde olan söz konusu bu cemaatlerle birlikte nasıl bir neslin yetişeceği sorusuna dikkat çekti. El Esad karanlık ideolojiye sahip olan, şiddet ve fitne ideolojisiyle parçalanmış bir toplumun oluşmasının yol açacağı tehlikeye vurgu yaptı.
Esad: Suudi rejimi insan haklarından söz edecek son rejimdir
Dünyanın Suriye’deki krizin siyasi çözümüne ikna olmasına rağmen Suudi Arabistan’ın çözüm için kendisinin görevden çekilmesi koşulunda ısrar etmesi yönündeki bir soruya cevabında el Esad; bir kez daha kim olursa olsun Suriye halkı haricinde hiçbir tarafın Suriye’de yönetim yada ulusal egemenlik kapsamında düşen herhangi bir karara müdahale etme yetkisine sahip olmadığının altını çizdi.
Sözlerine devam eden el Esad; Suudi krallık rejimi ve daha başka kimi devletlerin insan hakları, seçim ya da halkın yönetime katılımı gibi mevzulardan söz etmelerinin mantıksızlığına dikkat çekti. El Esad; Suudi rejimi ve benzeri ülkelerin bu gibi konulardan söz edebilecek son rejimler olduğunu, hatta hiçbir şekilde söz etme hakkına sahip olmadıklarını belirtti.
Esad: Ne Erdoğan ne de Davutoğlu dünyada hiçbir devlete veya hiçbir halka nasihat verecek konuma sahip değiller
Türkiye’de rejim başkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Suriye’ye karşı ısrarcı tutumları konusunda ise el Esad; Erdoğan’ın kendi toplumu ve ülkesinde boşluklar yarattığını Türkiye’nin bizzat içinde bölünme ve fitneye yol açtığını belirtti.
Türkiye’nin uzun yıllar süren bir istikrar yaşadığına işaret eden el Esad; Erdoğan’ın bölünme ve fitne dolu konuşmaları, etnik ve dini ayırımcı tutumları sonucunda Türkiye’yi getirdiği konuma vurgu yaptı.
El Esad; “Ne Erdoğan ne de Davutoğlu dünyada hiçbir devlete veya hiçbir halka nasihat verecek konuma sahip değiller.. kısacası bu tüm netliği ile bir gerçektir..” ifadesini kullandı.
Beşar Esad: Halkın tüm taleplerinin yerine getirildiğini gören dış mihraklar, asıl amaçlarına ulaşmak için silah ve terör faaliyetlerine geçti
Suriye’deki krizin nedeninin yurtiçi mi yoksa yurtdışı mı olduğuna ilişkin soruya cevabında el Esad; yurtiçinde boşluklar olmadan hiçbir dış müdahalenin bu denli olumsuz etki yaratmasının mümkün olmadığını ifade etti.
El Esad Suriye’de krizin başladığı ilk andan beri yurtiçinde kapatılması gereken bir kısım boşlukların bulunduğunu, bir kısım konularda reform ve değişimin olması gerektiğini belirttiğini hatırlattı. Fakat bu boşlukları kapatmak ve reformları hayata geçirmenin sorumluluğunun daha çok devlete düşse de, bu bağlamda istisnasız tüm Suriyelilere de bir sorumluluk düştüğünün altını çizdi.
Tüm bunlara rağmen Suriye’ye yapılan dış müdahalenin etkisinin inkar edilemez olduğunu ifade eden el Esad; ta ilk başlarda protesto gösterilerine çıkmaları ve kaos yaratmaları için ödenilen paralardan günümüzde en gelişmiş silahlar ve dünyanın her yerinden radikalleri toplayıp donatmak için harcanılan paraların miktarına dikkat çekti.
El Esad Suriye’de ilk başta protesto edilen konuların siyasi yollarla çözüldüğüne işaret ederken; bunların arasında halkın istediği gibi anayasanın değiştirildiğini, seçim kanunlarının yeniden düzenlendiğini belirtti. Devletin halkın tüm taleplerine olumlu karşılık verdiğini belirten el Esad; fakat bu halkı provoke eden ve onlara para ödeyen dış mihrakların amacının netleşmesiyle ulusal egemenlik ve bağımsızlıktan ödün vermenin kesinlikle mümkün olmadığının altını çizdi.
El Esad sonuç itibarıyla halkın ilk başlarda bulundukları tüm taleplerin yerine getirildiğini gören dış mihrakların, asıl amaçlarına ulaşmak için silah ve terör faaliyetlerine geçtiklerini belirtti.