Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, World Economic Forum’un (Dünya Ekonomik Forumu) açılış konuşmasını yaptı. Erdoğan, "Ey dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da PKK gibi bir terör örgütü çıkınca neden ayaklanmıyorsun" dedi.
Erdoğan, uluslararası sistemde önemli kırılmaların yaşandığı, siyasi, ekonomik ve sosyo kültürel fay hatlarının belirgin olmaktan öte bir sürece girdiği bir dönemden geçildiğini belirterek, şunları söyledi:
"Ekonomik krizler, yoksulluk ve gelir dağılımındaki dengesizlikler, bunun yanında, enerji kaynakları üzerindeki baskılar... Ülkeler ve toplumlar üzerinde çeşitli buhranlar oluşturuyor. Bazı ülkeler rejimlerinin halklarına karşı yürüttükleri sindirme ve şiddet politikarları, arkasında ağır enkazlar bırakmaya devam ediyor. Terör daha fazla küreselleşmek, daha geniş coğrafyalara sirayet etmek suretiyle küresel barışı tehdit eder bir seviyeye ulaşıyor. Şu anda Türkiye’de ulusal anlamda terörü yaşıyoruz. Bölgesel bir terörle şu anda karşı karşıyayız. Bir de uluslararası terörle iç içeyiz."
Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’nin yapısını da eleştirerek, şöyle devam etti:
"Başta BM olmak üzere, uluslararası siyasi ve ekonomik örgütler, insanlığı tehdit eden sorunlar karşısında tedbir almakta maalesef etkisiz kalıyorlar. Dünya 5’ten büyüktür. Dünyanın kaderini bu 5 ülkenin eline bırakamayız. Artık dünya, 2. Dünya Savaşı’nın şartlarını yaşayan bir dünya değildir. İkili yaptığım görüşmelerin hepsinde, ülkelerin devlet veya hükümet başkanları, ’Çok haklısın, doğru söylüyorsunuz, dünya 5’ten büyük değildir’ diyorlar ama, kürsüye çıkıldığı zaman kimse kürsüde bunu konuşmuyor. Mesele, bunu inanıyorsak, Birleşmiş Milletler’in reforme edilmesi gerektiğine inanıyorsak, o zaman bu alanda ne gibi adımlar atılması lazım, bunun adımlarını atalım. Fakat bu konuda ne yazık ki adım atılmıyor. Herkes bir şeylerden çekiniyor, ’Acaba ben bunu konuşursam, bana A ülke ne der? Bu ülke ne der, şu ülke ne der’. Kimse şunu düşünmüyor; mesela Sayın Obama konuşmasında şu ifadeyi kullandı, ’Haklının güçlü olduğu bir dünya’. İşte istediğimiz bu zaten. Haklının güçlü olduğu bir dünyayı eğer istiyorsak, o zaman bu 5 ülke dünyanın kaderine hükmetmemelidir. Olması gereken nedir? Bir; dönerli sistemin gelmsi lazım. Yani, her kıtadan temsilcilerin temsil edildiği bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin olması lazım. Daimi üye, geçici üye ayrımının olmaması lazım. 15 üyeden mi oluşacak? 15 üye 2 yılda bir değişebilir veya yılda bir değişebilir. Sürekli değişmek suretiyle şu anda 193 üyesi bulunan Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere orada sıra gelmelidir. Benim kaderim sürekli o 5 tane ülkenin iki dudağı arasında olmamalıdır."
"ŞU ANDA SURİYE’DE VE IRAK’TA ZULÜM VAR"
"Şu anda Suriye’de zulüm var. Irak’ta zulüm var. Karar verirken ne deniyor, ’Brileşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ne der?’ Veya bu 5 üye ne der? Geç onu, bu 5 üyenin içinde herhangi bir üye ne der, ’Hayır’ diyorsa mesele bitmiştir. Kimse onu değiştiremez. Tüm dünya bir üyenin iki dudağı arasına mahkum mu? Bunun değişmesi lazım. Bunu dillendirmek gerekiyor. 200’e yakın ülkenin, 193 ülkenin üye olduğu Birleşmiş Milletler’de, kararların Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi 5 ülkenin dudakları arasında olması izah edilebilir bir durum değildir. Aynı şekilde, uluslararası birçok siyasi ve ekonomik örgütün küresel sorunlar karşısında insani ve vicdani bir duruş yerine, çıkar odaklı duruş sergilediklerini görüyor, bunun da tehditleri teşvik ettiğini hep birlikte görüyoruz. Küresel sorunlar karşısında sergilenen kayıtsızlık, sorunların büyümesindeki en büyük etkendir. Ortadoğu’da demokratik hak hareketlerine ve hak arayışlarına karşı sergilenen vurdumduymaz, çifte standarlı, önyargılı ve adaletsiz tutum ne yazık ki terörün oksijeni olmuştur."
"IŞİD, EL KAİDE’DEN TÜREDİ"
"32 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz. Şu anda ortaya bir IŞİD terörü çıktı. Yeni değil bu. El Kaide’den türedi. El Kaide’den Irak’ta ayrıldı, Suriye’de palazlandı ve tekrar Irak’a döndü. Irak’ın üçte birini şu anda işgal etmiş durumdalar. Böyle bir durum var. Aynı şekilde başka terör örgütleri de var. Ey dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da, PKK gibi bir terör örgütü ortadayken niye ayaklanmıyorsun? Orada niye sesin çıkmıyor, ona karşı niye bir ortak mücadele verelim demiyorsun? Ben bunu anlamakta da zorlanıyorum. Dünya eğer siyaset, adelet üzerine kurulu olursa, onun bir anlamı vardır. Ama eğer siyaset adaletten kopuksa, orada bir netice almak mümkün değildir. Şu anda bizim yaşadıklarımız ortada. Şam’da artık gayrimeşru hale gelmiş rejime gösterilen müsamaha ve kayıtsızlık ortaya böyle acı bir tablonun çıkmasına zemin hazırlamıştır."