ANKARA - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinin esasında tartışılmaması gereken bütçelerden biri olduğunu, Başkanlığın bu ülkenin birlik ve beraberliğinin adeta çimentosu konumunda bulunduğunu söyledi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'ün, Çankaya Köşkü'nde kendi ikametinin yanında Genelkurmay Başkanı'na ve Diyanet İşleri Başkanı'na ayrıca ikamet verdiğini, ücretler belirlenirken de Diyanet İşleri Başkanı'nın ücretini bizzat kendisinin ayarladığını hatırlatan Bozdağ, bunun verilen değerin göstergesi olduğunu kaydetti.
Dünyanın hemen her yerinde Diyanet'in yaptığı hizmetlerin görülebileceğini ifade eden Bozdağ, ''Hasılı Diyanet İşleri Başkanlığı hem içeride hem dışarda çok büyük işler yapıyor'' dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaptığı hizmetlerde finansmanın, maaşlar hariç neredeyse tamamına yakınının doğrudan halk tarafından karşılandığını bildiren Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:
''Bakın bugüne kadar yapılmış camilerin tamamı, Kur'an kurslarının tamamı, Kur'an kurslarının yanındaki yurtların tamamı milletimiz tarafından yapılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın çok az bir desteği vardır. Bazılarında hiç yoktur, bazılarında da yok denecek kadar az bir desteği vardır. Birileri bilmediği için zannediyorlar ki yapılmış bütün camiler Başkanlık bütçesinden yapılıyor, bütün Kur'an kursları başkanlık bütçesinden yapılıyor. Keşke öyle olsa, doğrusu böyle olmasıdır. Yani bunun bütçeden yapılmasıdır ama böyle değil. Bunların tamamı milletin gönül hazinesinden verdikleri paralarla yapılıyor. Camiye, cemaate, bu işlere dair bilgisi olmayanlar ne yapıyorlar, bunlar sanki bütçeden yapılıyormuş gibi kamuoyuna yanlış bir bilgi veriyorlar. Bunun ben özellikle altını çizmek isterim.''
Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin yüzde 95,07'sinin personel giderine harcandığı bilgisini veren Bozdağ, kurumun yatırıma ayrılmış parasının yok denecek kadar az olduğunu belirtti.
Bozdağ Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesini fazla bulanların esasında Diyanet İşleri Teşkilatı'na karşı olduklarını ifade eden Bozdağ, ''Çünkü baktığın zaman bütçe fazla değil. Yani personel giderinin dışında bu bütçede neredeyse başka bir şey yok. Samimi olsalar şunu demeleri lazım 'Bu bütçe Diyanet'e az. Diyanet'in yaptığı hizmete baktığınız zaman ülke içinde, ülke dışında yaptıklarına baktığınızda bu yaptıklarını daha iyi yapabilmesi için daha fazla bir bütçeye ihtiyaç var. O yüzden biz hükümete bu konuda destek olmaya hazırız' demeleri lazım. Hükümeti bu noktadan 'Daha çok neden yapmıyorsunuz' diye sıkıştırmaları lazımken 'Diyanet'e siz neden bu kadar para veriyorsunuz' diye bunu ifade ediyorlar'' diye konuştu.
Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın anayasal bir kurum olarak varlığını devam ettirmesinden yana olduğunu vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın özerkleştirilmesini veya özelleştirilmesini doğru bulmadığını dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:
''Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı kalkar veya kaldırılırsa, bu milletimize yapılmış en büyük kötülük olur. İnsanlarımızın ayrışmasına yol açar. Cami, cami bölünmesine neden olur. Diyanet İşleri Başkanlığı, mezhep esaslı, tarikat esaslı faaliyet yürüten bir teşkilat değil. Diyanet İşleri Başkanlığı mezheplerin ve tarikatların üzerinde İslam'ı anlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli bir teşkilat. Dolayısıyla mezheplerin de tarikatların da dışında ve üstündedir. İslam'ı anlatan ve ibadet yerlerini yöneten bir teşkilattır. Milletimizin birlik ve beraberliğinin de çimentosudur. O yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı'nın muhafaza edilmesi ve bu hizmetlerin devletin denetim ve gözetimi altında daha etkin ve daha verimli bir şekilde yürütülmesinin ben son derece faydalı ve yararlı olduğunu düşünüyorum.''
|