Din İşleri Yüksek Kurulu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlattığı Gülen ve örgütün söylemi üzerine bir rapor hazırlandı. Bu rapor için, Gülen imzalı tüm kitap ve yazılar, vaazlar incelendi. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu önemli çalışmanın sonuçlarının önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını açıkladı.
“Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yani Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu yıl içerisinde yaptığı en önemli çalışmalardan bir tanesi bu “
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 15 Temmuz’da ki hain darbe girişiminin arkasında yer alan Fetullah Gülen’in 40 yıllık söyleminin incelendiğini, sonuçların rapor halinde önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.
Söz konusu çalışma için talep bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelmişti.
Beklenen çalışma yapıldı; Din İşleri Yüksek Kurulu 3 ayrı komisyon kurarak gerçekleştirdiği incelemelerini Gülen imzalı kitaplarla sınırlı tutmadı.
Mehmet Görmez: “Ayrıca çıkardığı bütün dergileri, o dergilere yazdığı bütün başyazıları inceleyerek nasıl bir din sömürüsü söylemi kullandığını ve İslami açıdan İslam’ın temel prensipleri açısından ne tür sorunlar taşıdığını tüm yönleriyle ele aldık.“ dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu, geçtiğimiz hafta tamamladığı kapsamlı çalışmada, Gülen ve destekçileriyle ilgili önemli tespitlere ulaştığı ifade edildi.
“Allah tarafından bir seçilmişlik bir sadece kurtuluşa erebilecek bir topluluk olarak sürekli takdim ettiği ortaya çıkıyor. Doğrudan kendi cemaatine “Allah’ın cemaati' adını verdiği yerler olmuş mesela.”
“90’lı yıllardan itibaren bir karma teoloji kullanmaya başladığı, Yahudilik, Hristiyanlık, Yunan ve Hint mistisizmi karışımı başka bir dil ve teolojiye yöneldiği tespit ediyor.”
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, din istismarıyla ayakta duran hareketin söylemini enine boyuna ortaya koyan raporun, akademik çevrelerce de değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Bütün üniversite camiası ile bütün bilim adamlarıyla ve dünyadaki bütün dini kuruluşlarla bunları paylaşacağız. Onlar ayrıca her biri kendince bir söylem analizi yaparak bunu belki pek çok yerde master, doktora çalışmaları yaparak bunun yanlışlığını toplumla paylaşacaktır diye düşünüyorum.”