Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AK Parti'nin olağanüstü kongresinin cumhurbaşkanlığını devretmeden bir gün önce yapılacağını belirterek, "Göründüğü kadarıyla devralacak arkadaşımız Dışişleri Bakanı Ahmet Bey, siyasete de devlet hayatına da kazandıran benim. Başbakan olduğumda büyükelçi yaptığımı hatırlarsanız, ondan sonra da Dışişleri Bakanlığım boyunca, beş yıl hep yanımda oldu, beraber olduk. Bizim dava, akım içerisinde bizden sonraki jenerasyonun değerli isimlerinden birisi" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde verdiği ikinci veda resepsiyonunun ardından basın mensuplarıyla bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Gül, cumhurbaşkanı seçildiğinde ve tüm milleti temsil etme şerefini kazandığında duyduğu onuru, süresinin bitiminde, görevi devrederken de duyduğunu ifade etti.
Demokrasilerin iyi yanının dönemler olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, "Seçilir, belli dönemlerle, görevinizi yaparsınız, gidersiniz. Buraları Hayrünnisa Hanım yaptı, eski halini bilirsiniz. Bazen derdim ki ona, 'Çok kendini veriyorsun yani ben kral falan değilim, bırakıp gideceğim, sonra üzülme' derdim. O da 'Giderken güzel bırakalım işte, ne güzel' derdi. Dolayısıyla dönemimiz geldi, büyük bir şeref ve onurla ayrılıyoruz, gönül rahatlığıyla" diye konuştu.
"AK Parti'nin kurucusuyum"
Bağımsız bir kişi veya bürokrat olarak değil siyasi bir kimlikle cumhurbaşkanlığına geldiğine dikkati çeken Gül, şöyle devam etti: "Siyasi kimliği olan, siyasi mücadelesi olan bir kişi olarak geldim. Bundan dolayı da cumhurbaşkanı olmamam için nelerin yaşandığını hatırlarsınız. Cumhurbaşkanı olursam irticanın hortlayacağını söyleyenlerden tutun da her şey oldu. Ama daha sonra da, 2007 seçimleri aslında, halkın Cumhurbaşkanlığına ilk müdahalesidir ve o seçimlerin başarımızı da hatırlarsanız, daha sonra da Cumhurbaşkanı oldum.
Cumhurbaşkanı olunca da anayasa gereği, anayasaya verdiğim önemden dolayı, siyasi kimliğimi bir tarafa koyup, tarafsızlığımı muhafaza ettim. Şimdi Cumhurbaşkanlığı sürem bitince, tabii ki benim gibi dünyanın başka yerlerinde de siyasi kimlikle politik kimliğiyle mücadeleyle cumhurbaşkanı olanlar, tekrar siyasi kimliklerine, politik konumlarına dönerler. Benim politik konumum, siyasi kimliğimde tabii ki AK Parti ile beraber. AK Parti'nin kurucusuyum. İlk tohumunu atanım, yenilikçi hareketle birlikte. Partinin ilk programını hazırlayanım ve arkadaşlarımızla hep beraber Türkiye'yi dönüştüren hareketin içinde bulunan bir kişiyim."
"Partime, politik kimliğime dönmemden daha doğal bir şey olamaz"
Cumhurbaşkanlığı süresi içerisinde bütün partilere eşit mesafede olmayı bir anayasal görev olarak düşündüğü için herkese aynı mesafede durduğunu aktaran Gül, "Bittikten sonra benim partime, politik kimliğime dönmemden daha doğal bir şey olamaz. Bunu söyledim. Tecrübelerimi, birikimlerimi devletime, milletime, içeride, uluslararası faaliyetlerde aktarmak için bundan sonra da bu şekilde hareket edeceğim" değerlendirmesinde bulundu.
|