Türkiye, Suriye sınırına yaklaşık bir haftadır yoğun şekilde askeri sevkiyata devam ederken, 'Suriye denklemi' Ankara'nın yanı sıra Washington, Moskova ve Paris'in ana gündemlerinden birini teşkil ediyor.
ABD Başkanı Trump'ın geçtiğimiz hafta Salı günü, Suriye'nin kuzeyinde konuşlu yaklaşık 2 bin Amerikan askerini çekeceklerini açıklaması, denklemin yeniden kurulmasına yol açtı. Bu çerçevede Suriye ordusunun Münbiç'e yaklaşması dikkat çekiyor.
Türk basınında yer alan bazı değerlendirmelere göre Suriye Devlet Başkanı Esad'ın bu hamlesinin PYD/YPG ile koordineli olduğu ileri sürülüyor. Esad zaman zaman PKK/YPG'ye karşı hamlelerde bulunsa da, bugüne kadar iki taraf arasında 'yıpratıcı çatışmalar' yaşanmadı.
Ancak Esad'ın ABD'nin donatmasıyla Suriye'nin kuzeyinde bir güç haline gelen PKK/YPG'den hazzetmediği de bir gerçek... Esad'a destek veren Rusya ve İran da PKK/YPG'yi tasfiye etmek için bugüne kadar adım atmadı.
Rusya ve Türkiye belirleyecek
Eğer ABD Suriye'den çekilirse, ülkede iki egemen devlet aktörü kalacak: Rusya ve Türkiye...
Ülkede yaklaşık 4 bin kilometrekarelik bir alan TSK ve Özgür Suriye Ordusu denetiminde bulunuyor. Son dönemde iç sorunlara daha fazla odaklanmak zorunda kalan İran ise yardımcı aktör rolüne geriledi. Suriye topraklarının 4'te biri ise PKK/YPG'nin elinde bulunuyor. Bu örgütün yanı sıra DEAŞ gibi çok sayıda irili ufaklı örgüt ülke topraklarında at koşturuyor.
Esad'a bakış açıları farklı iki aktörün yani Türkiye ve Rusya'nın hangi ortak paydada bir araya gelip, bunca terör örgütüyle nasıl mücadele edecekleri de netleşmiş değil.
Dolayısıyla öncelikle Ankara ile Moskova'nın "Suriye'nin geleceğini şekillendirmede" uzlaşmaları gerekiyor. Bu geleceğin omurgasını da Esad'ın konumu teşkil ediyor. Bu bağlamda son dönemde Türkiye'den de önemli açılımlar geliyor.
Nitekim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 16 Aralık'ta Katar'da katıldığı Doha Forumu'nda "Eğer bu seçimlerde Esad seçilirse onunla çalışır mısınız?" şeklindeki soru üzerine "Eğer demokratik ve güvenilir bir seçim olursa o zaman herkesin bunu değerlendirmesi gerekebilir" şeklinde cevap vermişti.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Aralık'tan bu yana bu çerçevede bir görüş ortaya koymadı.
Rusya temkinli
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova ise başkent Moskova'da düzenlenen basın toplantısında, ABD'nin, Suriye'deki birliklerini çekme kararının ardından yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek "Suriye'deki hem dış politikaya yönelik faaliyetleri hem de terörle mücadele operasyonlarını Türkiye ile yakın bir şekilde koordine ediyoruz" dedi.
ABD tarafından alınan kararın büyük önem taşıdığını vurgulayan Zaharova, "Suriye krizinin çözümüne katkı sağlayacak kararın ardından yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ancak kararın arkasındaki tüm nedenleri ve ABD birliklerinin Suriye'den hangi takvim doğrultusunda çıkacaklarını tam olarak kavrayabilmiş değiliz" ifadesini kullandı.
Zaharova, basında yer alan bilgilere göre, ABD'nin, Suriye'nin Tanaf bölgesinden 2-3 ayda çıkmasının beklendiğini belirterek, "Öte yandan, Amerikalı yetkililer, Suriye'den birliklerin çekilmesinin, ülkedeki koalisyon güçlerinin faaliyetlerinin sona ermesi anlamına gelmeyeceğini net bir şekilde söyledi. ABD'nin stratejisine yönelik anlaşılır açıklamalar yapılmıyor" diye konuştu.
Fransa sahada zayıf
ABD çekilse dahi YPG/PKK'ya desteğini sürdüreceğini duyuran Fransa'nın sahadaki asker sayısı sadece 200 civarında. Bunlar topçu bataryaları, teknik eleman ve ekipmanları ile özel kuvvetlerden oluşuyor. Fransız ordusu Suriye'de 9 noktada faaliyet gösteriyor. Fransa, çoğu askeri noktada ABD imkanlarından yararlanıyor.
Yenimesaj