Suriye'deki iç göç olgusu önemli veriler sunuyor. Tekfirci-paramiliter örgütlerin işgal ettiği veya tehdit ettiği bölgelerdeki halkın Suriye ordusunun kontrolündeki bölgelere geçmesi rakamlarla 5-6 milyon kişiye tekabül ediyor.
Yani iç göç tablosuna göre; IŞİD'ten kaçanlar Nusra veya diğer çetelerin bulunduğu alana gitmiyor. Tersinden Nusra-Öso-Ahrar Şam-İslam Ordusu vb. bulunduğu alanlardan kaçanlar IŞİD vb. olduğu alanlara kaçmıyor.
Fırsatını bulanların ilk tercihi ülkenin merkez şehirleri oluyor, en yakın nerede Suriye ordusunun bulunduğu bölge varsa oraya doğru göç dalgası gerçekleşiyor. Suriye'de halk hiç bir gelecek vaat etmeyen barbar ve mafyatik çetelerden kaçıyor.
Her telden Suriye düşmanı çevrenin ifade ettiği kuru sıkı ezberleri elinizin tersiyle itin derim. Bugün farklı ülkelere sığınmacı olarak giden, vatansever Suriye yönetimine karşı çıkan Suriyeliler içinde bile onur ve şerefini satan dar bir kesim dışında geneli Suriye askerine karşı savaşmak istemiyor. İlginç değil mi?
Türkiye'deki milyonluk Suriyeliler kitlesinin büyük kısmı genç ve orta yaş aralığında. Bu bile halkın orada sahada olmadığının ispatı. Tekfirci cinayet şebekelerine payanda olan kesimleri dışında tutun, farklı gerekçelerle karşıt cepheye sürüklenen yığınların öyle sanıldığı gibi kangrene dönmüş nefreti diye bir şeyden bahsedemeyiz. Suriye'den çıkanlar geri dönüp Suriye askerine karşı savaşmıyor.
Meselenin bam teli burasıdır. Suriye düşmanları bu sorunun cevabını veremiyor: Madem 5 yıldır zulüm altında Bilad-ı Şam topraklarında ümmet, neden cephede değil?
