Chicago Üniversitesi tarafından güvenlik ve terörizm üzerine çeşitli araştırmalar yapılması amacıyla yürütülen, kısa adıyla “CPOST” isimli proje çarpıcı veriler ortaya koyuyor. “CPOST”; 1982’den Haziran 2016’ya kadar 40 ülkede gerçekleştirilen ve 20 bini sivil olmak üzere toplamda 50 binin üzerinde insanın ölümüne sebep olan 5,292 intihar saldırısını mercek altına alıyor. İntihar saldırıları hakkında geniş bir veri tabanına ulaşımı sağlayan, internet üzerinden erişilebilen ve veri tabanının yine internet üzerinden indirilebildiği araştırma, intihar saldırılarının gerçekleştiği bölgeler, saldırıların hedefleri, kullanılan silahlar ve intihar bombacılarının özgeçmişleri gibi konular hakkında çeşitli bilgiler içeriyor.
Ortadoğu’da son dönemde yaşanan kriz ve çatışmalarda büyük bir artış yaşanırken, bölge genelinde yaşanan sıkıntıların dış etkenlerden kaynaklandığı gerçeği her geçen gün daha da net anlaşılıyor. Dış müdahalelerle istikrarsızlaşan Ortadoğu ülkelerinde yaşanan otorite boşlukları, kısa süre içerisinde çok sayıda örgüt tarafından dolduruldu. Bu durum kargaşayı daha da arttırdı.
Özellikle IŞİD gibi bazı terör grupların hem etkin oldukları bölgelerde hem de bölge dışı alanlarda bombalı saldırılar ve intihar saldırıları gerçekleştirmesi ise uluslararası güvenliği tehdit eden bir boyuta ulaşmış durumda.
“Bölgede yaşanan terörü derinleştiren asıl etken ise uluslararası güçlerin Ortadoğu’da gerçekleştirdikleri müdahalelerdir.”
Ortadoğu’daki terör eylemleri ve saldırılar ile ilgili Chicago Üniversitesi Güvenlik ve Terörizm Departmanının yaptığı ve 2016 yılında yayımlanan araştırma da uluslararası güçlerin bölgedeki çatışmalar üzerindeki etkisini net bir şekilde ortaya koyuluyor.
ABD’nin bölgeye müdahalesi istikrarsızlık getirdi
Özellikle ABD’nin Afganistan ve Irak işgalleri bölgedeki çatışma dinamiklerini derinleştirirken, kaosun da artmasına neden oldu. Çeşitli örgütlerinin son dönemde etkin bir şekilde kullandıkları intihar saldırıları da işgal sonrasında büyük artış gösterdi. ABD’nin Irak işgalinden önce ülkede yaşanan intihar saldırıları 0 (sıfır) iken, işgalden sonra ülkede yaşanan intihar saldırıları 2 bin 152’ye çıktı. Yine Afganistan’da 2003 yılına kadar 2 intihar saldırısı gerçekleşmişken, 2003 sonrası dönemde bu rakam bin 143 olarak tespit ediliyor.
Komşu ülkelerde istikrarsızlık başladı
ABD’nin Irak ve Afganistan işgali sadece bu iki ülkeyi istikrarsızlaştırmakla kalmadı. Hem komşu ülkeleri hem de bölgeyi istikrarsızlaştıracak bir sürecin de başlamasına neden oldu. İstikrarsızlığın yanı sıra terör örgütleri bir ülkeden başka bir ülkeye doğrudan etki etmeye ve küreselleşmenin etkisiyle de terörü başka ülkelere ihraç etmeye başladı.
Chicago Üniversitesi’nin verilerine göre Asya’da önemli bir askeri güce sahip olan ve komşu ülkelerine nazaran belli bir istikrar düzeyine sahip olan Pakistan bu nokta terörden en çok etkilenen ülke oldu. 2001’deki işgal sonrası ortaya çıkan grupların saldırılarının hedefi haline gelmeye başlayan Pakistan’da Afganistan işgali öncesi yaşanan intihar saldırıları hiç yokken, bu rakam 2003’ten sonra 513’e çıktı.
Arap Baharı sonrası yaşananlar, Tunus ve Fas gibi bazı ülkelerde olumlu sayılabilecek bir değişimi beraberinde getirirken, Libya, Mısır, Yemen ve Suriye’de ise çatışma ve iç savaşa dönüştü. Mısır’da ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi oldu. Seçimlerin gerçekleşmesi ile birlikte değişime doğru evrilen Mısır’da ABD ve Körfez ülkelerinin desteği ile 2013’te darbe yapıldı. Sisi yönetiminde gerçekleşen darbe ülkenin istikrarsızlaşmasının da önünü açtı. IŞİD, 2014 sonrası dönemde bu istikrarsızlık ortamından yararlanarak Mısır’ın Sina Yarımadası’nda etkin hale gelmeye başladı. Mısır’da birçok intihar saldırısı gerçekleştiren örgüt, Libya’da ise daha etkin bir güce erişmiş durumda.
Çok farklı bir yapıya sahip olan Libya, Kaddafi döneminde birçok problemle iç içe yaşasa da istikrarlı bir yapıya sahipti. Batı ile zıt bir politika izleyen Kaddafi’nin Arap Baharı sonrası devrilmesi, ülkede beklenilen değişimi getiremedi. Tam tersine ülke, büyük bir iç savaşın ve bölünmenin içine girdi. Farklı grupların etkinlik kurmaya başladığı Libya, IŞİD başta olmak üzere birçok farklı örgütün etkinlik alanına dönüştü. Libya’ya da sıçrayan terör dalgası büyük bir kaosa dönüştü.
Chicago Üniversitesi’nin verilerine göre, 2003 sonrası Libya’da 44 olarak tespit edilen intihar saldırıları, 2003 öncesi 0 (sıfır) olarak görünüyor. Libya’nın üç farklı grup arasında bölünmüş bir ülkeye dönüşmesi de son dönemde artan kaosun en önemli nedenlerinden biri olarak görünüyor.
ABD’nin Irak işgalinden en çok etkilenen bir diğer Ortadoğu ülkesi ise Suriye oldu. Özellikle, Arap Baharı sonrasındaki süreçte Suriye’de başlayan çatışmalar beraberinde aralarındaki sınırların ortadan kalktığı ve kaosun hakimiyetine giren bir Irak ve Suriye getirdi. Tüm bu etkenler halk ile rejim arasında çıkan çatışmalara sebep oldu ve neticede de istikrarsızlaşan Suriye, uluslararası güçlerin de rekabet alanına dönüştü. Ülkede yaşanan otorite boşluğu PYD, IŞİD ve El-Nusra gibi örgütlerin etkin olduğu bir ülkeye dönüştü.
Chicago Üniversitesi’nin verilerine göre 2003 sonrası Suriye’de 259’un üzerinde intihar saldırısı düzenlenmiş. Bunun yanı sıra ülke, birçok bölgeye ve unsura bölünmüş durumda.