Uzun yıllar önce toplumsal, siyasal ve konjonktürel gelişmeler ve zamanın gereksinimlerini iyi okuyarak, camia olarak birçok sivil toplum kuruluşlarının oluşması gerektiğini savunduk ve bu yolda da çok büyük adımlar attık.
Gelinen noktada Allah'a hamd olsun bir toplum ve camianın ihtiyaç duyabileceği tüm alan ve sahalarda başarı ile hizmet veren birçok kurum ve kuruluşumuz mevcuttur.
Gerek siyasal, gerek sosyal ve toplumsal meselelerde yolumuza ışık tutan çok değerli Türkiye Caferileri Lideri Sayın Selahattin Özgündüz hocamızın öngörüleri doğrultusunda gerekli girişim ve irtibatlar hakkıyla ve zamanında yapılarak camiamız ve mektebimize yönelik olumsuz ve menfi tavır, davranış ve bazen de itham ve iftiralara gerek saha, gerek siyasiler nezdinde ve gerekse de Türkiye Cumhuriyeti yargı platformunda gerekli cevaplar verilmiştir/verilmeye devam edilecektir.
Gelişen son vahim hadisede de (Hz. Peygamberimiz ve Hz. İmam Hasan’a yapılan hakaretler) camiamızın güzide kurum ve kuruluşları gerekli girişim ve çalışmaları başlatmış ve ciddiyetle de takip etmektedir.Bununla birlikte yazılı ve görsel basında da cevap ve reddiyeler fazlasıyla yapılmıştır.
Bir takım çevrelerin, Türkiye Caferilerinin hiçbir kurum ve kuruluşu yokmuş, hiçbir girişim ve müdahale yapılmamış gibi bir hava yaratarak adeta kendilerine meşruiyet kazandırmak adına bir platform kurma çabalarını ve yine bizim camiamızdan bir takım isimleri de içine katarak bir açıklamada bulunmalarını esefle ve hayretle izliyoruz.
Tabandan ve meşruiyetten yoksun bu tür girişimleri “bulanık suda balık avlama” çabaları olarak gördüğümüzü ifade ederken daha düne kadar kimin veya kimlerin sofrasında oturup adeta ağız birliği yaparak açıklama ve makaleler yazdıklarını bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Bizler, Türkiye Caferileri lideri ve tüm kurum ve kuruluşlarımızla bir bütün olarak ne bu tür itham ve iftiralara sessiz kalırız ne de camiamızı kendi çıkarları doğrultusunda kullanmalarına müsaade ederiz.