Başbakan Erdoğan’ın 12.03.2014 Kanal 24’te katıldığı programda Şii'lik aleyhine yaptığı talihsiz açıklamalara yönelik tepkiler artarak sürüyor.
Kısa adı Caferider olan Caferilik İnancını Tanıtma, Araştırma ve Eğitim Derneği de kamuoyuna şu açıklamayı yaptı:
Tanık olduğumuz tarihsel günlerde, Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Siyonist/Emperyalist işgal güçlerinin sürdürdüğü, Müslüman ülkeleri işgal plan ve eylemi, direniş hattının onurlu mücadelesine çarparak başarısızlığa uğramıştır.
Gerek Siyonist/Emperyalist işgal ittifakının gerekse onların yerli işbirlikçi taşeronları gayrımeşru emellerine ulaşamamanın verdiği kin ve nefretle, antisiyonist ve antiemperyalist Müslümanlar üzerindeki tarihsel baskı, karalama, yalan ve iftiralarını emsali görülmemiş bir şekilde arttırmışlardır. Bazı kişiler ve kesimler tarihsel zihni karanlıklarını, bilinç altı cahillik, kin ve nefretlerini, basın ve yayın organlarında açıkça dile getirmektedirler. Kişisel hırslar, politik çıkarlar, maddi menfaatler, tarihsel kökleri olan yalan ve iftira kara propagandasına ayrıca kaynaklık teşkil etmektedir.
Gülen Cemaati olarak adlandırılan yapının, samimi hizmet erlerinin dışında kalan ABD’de mukim operasyon merkezli örgütünün Şia’lara bakışının sıcak olmadığı, her fırsatta Şii’ler hakkında yalan ve iftira kampanyaları düzenledikleri bilinen bir gerçektir. Ancak son zamanlarda, kamu vicdanında karşılık bulan yolsuzluk iddialarının içine ustaca gizlenmiş, hükümeti hedef alan ancak aynı zamanda İran ve bağlantılı olarak Şia düşmanlığı da operasyonların temel amaçları arasında görülmektedir. Hedef; Ülkemiz ve bölgemizde mezhepsel çatışma ve kaos yaratmaktır.
Bir özel TV programında anılan cemaati değerlendiren konuşmasında Başbakan R.T Erdoğan talihsiz bir şekilde "Bunların F.Gülen Cemaati) bir defa 3 tane önemli hasleti var, takiye var, yalan var, iftira var, üçünün neticesi fitne var, fesat var, bunlar Şiayı geçmiş vaziyette. Şia bunların eline su dökemez.” demiştir.
Takiye, yalan,ve iftira’nın, sonucu olan fitne ve fesat suçlaması söz konusu cemaate yüklenirken, Şia’nın emsal, kıyas ve delil olarak gösterilmesi hatta Şia’nın daha ileride olduğunun belirtilmesi, sayıları dünyada 800 milyon, ülkemizde 3 milyon olan Şii/Caferi mensuplarına yapılmış açık bir aşağılama ve hakarettir.
Bir takım kişilerce aynı söz ve düşüncelerin ifade edildiği basın yayın organlarından alıntıların Ak Parti resmi web sayfasında yer alması, bu inancın kişisel değil kurumsal kabul gördüğü ve paylaşıldığı anlamına gelmektedir.
CAFERİDER, bir ülkenin Başbakanı’nın bütün vatandaşların inançlarına eşit mesafede olması gerektiğine inanmaktadır. Evrensel hukukun ve iç hukukumuzun kuralları yöneticilerin inanç ayrımı yapmalarını, her hangi bir inanca hakaret etmeyi, aşağılamayı men ederek cezai yaptırımlar öngörmüştür. Mensubu olduğumuz İslam dini de buna cevaz vermemiştir. Kur’an’ın emri Peygamber’in (s.a.a) sünneti bu doğrultudadır. Ötekileştiren, ayrıştıran, ırkçı ve mezhepçi düşünce ve politikalar milli birliğimizi tehdit etmektedir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama TCK 216.maddede açıkça suç olarak belirtilmiştir.
Bölgemizde ve ülkemizde mezhep çatışması çıkarma ve bu kapsamda Şii/Caferi’leri kullanma arzusu hangi kişi, kurum, kuruluş veya odaktan gelirse gelsin, tarih boyunca “Saray İslam’ı” tarafından yalan ve iftiraya maruz kalmış, “Devlet İslam’ı” tarafından baskı ve zulüm görmüş Türkiye Caferileri, her zaman olduğu gibi ülkesinin ve milletinin birlik ve beraberliğinden taviz vermeyecektir.
Bu düşüncelerle, Başbakan R.T. Erdoğan’ın bir basın ve yayın organı vasıtasıyla Şia/Caferi inanç mensuplarına yönelik, hakaret ve aşağılama içeren sözlerinin, bir takım kişi, basın yayın organları, odak ve yapılarca sürdürülen iftira ve karalamaların kabulünün mümkün olmadığını, Caferi inanç mensuplarından özür dilenmesi gerektiğini kamuoyuna duyururuz.
CAFERİDER