Türkiye'yle son dönemlerde gerginleşen ilişkileri ve nedenlerine değinen Caferi, "Türkiye ile Irak'ın ciddi ilişkileri vardır. Tarihi ve coğrafi temellere dayanan bu ilişkileri reddetmek kesinlikle olmaz. Irak ve Türkiye toplumu arasında da tarihten gelen özel bağlar vardır. Benim kişi olarak Sayın Gül, Erdoğan ve Davutoğlu ile dostluk ilişkilerim var. Ancak Sayın Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik kitabındaki açıklamaları bana doğru gelmiyor. Ki zaten yaşamda da karşılık bulmuyor. Türkiye'nin Irak ile sorunu var, Suriye, İran ve Rusya ile sorunu var. Tüm bu sorunlar üst üste geliyorsa zaten durum yeterince açık" dedi.
İbrahim Caferi, "hiç bir devlet yoktur ki problem yaşamasın, sorunları olmasın. Önemli olan sorunları çözme yeteneğidir. Ben Başbakanlığım döneminde Türkiye ile kurumsal ilişki kurdum. Devletlerarasındaki ilişki hükümetlerle devletlerle olur. Hükümetler geçicidir ancak devlet kalıcıdır. Bugün Türkiye Hükümeti'nin Irak devletini öteleyerek kurduğu ilişkiyi doğru bulmuyorum" açıklamasını yaptı.
Caferi, Türkiye'nin Suriye ile olan ilişkilerinin de doğru olmadığını belirterek, Türkiye'nin Suriye'nin içişlerine karışmasına karşı olduğunu dile getirdi.
Batılıların, Suriye üzerinde ciddi oyun oynadıklarını belirten Caferi, "Aynı zamanda bölgesel aktörler de taraf oldukları kesimlere para ve silah veriyorlar. Tüm bunlar Suriye halkının yararına değildir. Ancak şiddet, son bulmalıdır. Suriye'de yaşanacak bir olumsuz sonuç tüm bölgeyi ve Türkiye'yi ciddi etkileyecektir."dedi.
İbrahim Caferi, Türkiye Irak ilişkilerine ve yaşanan sorunlara temasla, "Irak halkı biliyor ki Dicle ve Fırat Nehri Türkiye'den akıyor. Türkiye halkı bunun farkında. Irak Türkiye için iyi bir pazardı. 16 milyar dolarlık ticaret vardı. Türkiye'nin Irak'ta mezheplere dayalı ilişki kurmasından Irak halkı rahatsız oluyor. Tedirgin oluyor. Bu da karşılıklı ilişkilere yansıyor" dedi.
Türkiye'nin Irak hükümeti ile ilişkileri düzeltmek için çaba harcamadığını özellikle vurgulayan Caferi, bu durumdan kaygı duyduğunu ifade etti.
|