Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı bugün, Halep Kentinin Çarşamba günü maruz kaldığı terör patlamaları konusunda BM genel sekreteri ve uluslararası güvenlik konseyi başkanına mektup gönderdi.
Mektupta: Halep Kentinin Çarşamba sabahı işçi ve memurların işlerine, öğrencilerin de okullarına gittikleri bir zamanda intiharcı ve kanlı bir dizi terör eylemlerine maruz kaldığını dikkat çekti. Mektupta, bu hain ve korkak terör patlamalarının Kaide terör örgütüne bağlı Nusra Cephesi tarafından üstlenildiğine işaret etti.
İlk patlamanın saat 07:50’de Sadullah el-Cabiri Meydanında olduğunu ifade eden Bakanlık, patlamaların içlerinde yaklaşık olarak bin kilodan fazla patlayıcı madde taşıyan kapalı 2 minibüs kullanan 2 intiharcı terörist tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.
Bakanlık; ikinci patlamanın ise saat 08: 17’de Valilik Binası önünde 500 kilodan fazla patlayıcı taşıyan Sham marka bir araç kullanan üçüncü bir intiharcı terörist tarafından gerçekleştirildiğini ifade ederek, eş zamanlı olarak Beledi Sarayı önünde bir roketin düştüğünü ekledi.
Halep Kentinin saat 10:35’te üçüncü bir patlamaya tanık olduğunu ifade eden Bakanlık; bomba imha ekiplerinin Halep Ticaret Odası, Merkez Bankası ve el-Emir Otelinin yakın olduğu bir bölgede Sham marka bir aracın içinde 1000 kg ağırlığında yerleştirilen bomba düzeneğini etkisiz hale getirmeleri sırasında eli kanlı teröristler tarafından uzaktan kumandalı cihazla havaya uçurulduğunu açıkladı.
Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı; bu kanlı terör eylemlerinin ilk verilere göre asker ve sivil vatandaşlardan 34 kişinin şehit, 122 kişinin de yaralı düşmelerine neden olduğunu açıkladı. Bunlara ek olarak intiharcı teröristlere ait 3 cesedin bulunduğunu ekledi.
Bakanlık; patlamalar sonucunda civarda bulunan devlet binaları, oteller ve sivil yerleşim binalarında oldukça büyük maddi hasarların meydana geldiğine dikkat çekerek, kamu ve özel 250 arabanın da sabote olduğunu ifade etti.
Bakanlık; Suriye toprakları üzerinde açık ve net bir şekilde faaliyet gösteren ve Kaide terör örgütüne bağlı olan Nusra Cephesinin gerçekleştirdiğini itiraf ettiği bu hain ve korkak terör eylemlerinin, bir çok bölgede vatandaşlara karşı kanlı eylemlerde bulunan paralı terör çetelerinin saldırılarının bir halkası olduğunu vurguladı. Bu paralı terör çetelerinin Suriye'ye yasadışı yollarla sızdıklarına işaret eden Bakanlık; bölge ve bölge dışından bazı ülkelerin söz konusu paralı çetelere güvenli barınak, silah, para, askeri eğitim ve manevi destek sağladıklarının altını çizdi. Bakanlık söz konusu ülkelerin bu çetelere ayrıca maddi ve manevi desteğin yanında medya ve siyasi örtü temin ettiklerini, hakkettikleri cezalardan kurtulma garantisi teşkil ettiğini ekledi.
Asker ve sivilleri eşit bir şekilde hedef alan bu vahşi terör eylemlerinin uluslararası toplumun kınanması üzerine anlaştığı terör eylemlerine model teşkil ettiğine dikkat çeken Bakanlık; uluslararası toplumda üye ülkelerin bu gibi terör eylemlerinin faillerine ve arkalarında duran güçlere karşı belirli icraatların alınmasına anlaştıklarına vurgu yaptı.
Suriye'nin, uluslararası güvenlik konseyi ile temsil olan uluslararası toplumdan bu terör eylemleri karşısında net bir tutum almasının yanında kınaması, faillerini ve arkalarındaki güçlerden hesap sorma azmini belirtmesi beklentisinde olduğunu belirten bakanlık; güvenlik konseyinde daimi bazı ülkelerin daha önce benzer durumlarda konseyin her hangi bir şekilde kararlı tutum almasını engellediklerini kaydetti.
Türkiye ve Bazı Ülkelerin Sağladıkları Destekle Gurur Duymaları Çok Tuhah
Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı mektubunda; bu eylemleri gerçekleştiren terör çetelerine maddi, manevi, askeri ve lojistik, silah ve barınak, eğitim ve para gibi her türlü desteği sağladıklarının artık herkes tarafından net bir şekilde bilinen başta Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi bazı ülkelerin yetkililerinin diliyle bu destekten gururla ve alenen söz etmelerinin ne kadar tuhaf ve üzücü olduğuna vurgu yaptı.
Bu destek ve açıklamaların söz konusu ülkelerin bağlı ve uymak zorunda oldukları bir dizi uluslararası anlaşmalarla çeliştiğine, uluslararası kanunlar ve yasalara aykırı düştüğüne dikkat çeken Bakanlık, aynı zamanda uluslararası güvenlik konseyinin 7. Bent altında üstlenmiş olduğu uluslararası terörle mücadele anlaşmasına ciddi bir ihlal oluşturduğunun altını çizdi.
Bakanlık; bundan daha ilginç olanın ise güvenlik konseyinde daimi üye olan bazı ülkelerin, terörle mücadele bahanesi altında dünyanın farklı bölgelerinde savaş açmaları olduğuna işaret etti. Söz konusu bu ülkelerin aynı bahane altında gerek aleni gerek maddi, gerekse uluslararası güvenlik konseyi aracılığı ile Suriye'deki terör ve arkalarında duran ülkelere lojistik ve politik örtü temin ettiklerini belirten bakanlık, aynı ülkelerin Suriye'de yaşanan terör eylemlerinin güvenlik konseyinde kınanmasını ve bu eylemleri gerçekleştirenlerin cezalandırılmasını engellediklerini ekledi.
Net Tutum Alıp Almaması Uluslararası Toplum İçin Sınav Teşkil Ediyor
Suriye'nin, Uluslararası Güvenlik Konseyinden Çarşamba günü Halep Kentini hedef alan ve uluslararası terörün modelini teşkil eden hain patlamaları açık ve net bir tutumla kınamasını beklediğini bir kez daha ifade eden Bakanlık; aynı zamanda bunun, güvenlik konseyinin güvenirliğinin yanında uluslararası terörle mücadelesindeki azmine bir sınav niteliği taşıdığını vurguladı.
Terörün yeri, zamanı, failleri, sebepleri yada arkasında kimlerin bulunduğu dikkate alınmadan net bir şekilde kınanması gereğinin altını çizen Bakanlık; ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın tutumlarıyla somutlaşan çifte standartlı politikalara son verilmesi öneminin gereğini ifade etti.