Bu hafta Birmanya'da Budistlerin Müslümanlara yönelik saldırısında yine bir tırmanma oldu. Sagaing bölgesinde Müslümanların yaşadığı yüzlerce ev yakıldı.
Bir yılı aşkın süredir devam eden olaylarda, çoğu Müslüman 200'den fazla kişi öldü; saldırılar batıdaki Arakan eyaletinden diğer bölgelere yayılınca pek çok kişi göç etmek zorunda kaldı.
Bir çok kişi, tırmanan gerginlikten Budist rahip Aşin Wirathu'yu ve onun önderliğindeki 969 adlı milliyetçi örgütü sorumlu tutuyor.
Wirathu, Mandalay bölgesinin en ünlü manastırlarından birinde cinsel günahlardan kaçınma konusunda genç rahiplere verdiği dersten sonra bana manastırın bahçesini gezdiriyor.
Manastırın duvarları, Arakan'da yaşanan etnik ve dinsel şiddet olaylarında ölen Budistlerin korkunç fotoğraflarıyla dolu.
Wirathu, bu afişleri, Birmanya'nın nasıl Müslüman "istilası" altında olduğunu Budistlere hatırlatmak amacıyla koyduğunu söylüyor.
"Müslümanlar zayıfken iyi davranıyor; ama güç kazandıkça, başka hayvanları avlayan kurt ve çakal sürüleri gibi davranıyor." diyor.
Wirathu, Müslümanların Birmanya'yı İslam devletine dönüştürmek için bir "Büyük Plan"ı olduğunu düşünüyor.
Söylediği doğruysa, bu oldukça uzun vadeli bir proje olmalı; çünkü 60 milyonluk Birmanya'da nüfusun %90'ı Budist ve sadece %5'i Müslüman.
"Son 50 yıldır Müslüman dükkânlardan alışveriş ettik; bizden zengin oldular, kızlarımızı aldılar. Böylece sadece milletimize değil dinimize de sızdılar." diyor Wirathu.
'Büyük Plan'
Wirathu'nun buna getirdiği çözüm 969 adlı örgüt. Bunlar Budistleri kendi dinlerinden olanlarla alışveriş yapmaya ve evlenmeye çağırıyor.
Budistlerin sahip olduğu dükkânları diğerlerinden ayırmak için renkli çubuklar kullanılıyor.
969 taraftarları onun Budist kültürünü ve kimliğini korumaya yönelik bir örgüt olduğunu söylüyor. Ama Wirathu ve diğer liderlerinin konuşmalarını dinlediğinizde Müslümanları hedeflediğini görüyorsunuz hemen.
"Eskiden ırk ve din ayrımı yoktu. Hepimiz kardeşçe yaşıyorduk." diyor Wirathu. "Ama onların büyük planı ortaya çıktığında artık sessiz kalamazdık."
Müslümanların Budistlere karşı işlediği en ufak bir suç, orantısız bir biçimde bütün Müslümanlara yönelen misilleme girişimlerine neden oluyor.
On yıl önce askeri cunta iktidardayken, Müslüman karşıtı görüşlerinden ötürü Wirathu tutuklanmıştı. Bugün ise sosyal medya ve DVD yoluyla bu görüşler yaygın olarak dağıtılıyor. Kınanmak bir yana, Wirathu bugün üst düzey yetkililerden destek bile alıyor.
'Time dergisine kapak'
Haziran'da olaylar tırmandığında Wirathu, "Budist terörün yüzü" başlığıyla Time dergisine kapak oldu. Birmanyalı Budistler buna köpürdü; dergi yasaklandı; Cumhurbaşkanı Thein Sein, "Buda'nın oğlu" sözleriyle Wirathu'yu savundu.
Birmanya'da Wirathu'nun bu dönem neden bu kadar popüler olduğuna dair çeşitli teoriler var.
Bir teoriye göre, sürmekte olan etnik ve dini şiddeti bahane ederek ordu, Birmanya politikasında kendi hakimiyetini sürdürmeye çalışıyor. Generallerin bu argümanı daha önce kulandığı doğru.
2007'deki Safran devriminde oynadığı rolden dolayı hapis cezası alan Kaylar Sa adlı rahip, "Bunu biz de merak ediyoruz." diyor.
Sa, hükümetin, ordu destekli bir bakır madenine karşı Budist rahiplerin yaptığı gösterileri şiddetle bastırdığını, ama rahiplerin nefret içeren söylemleri konusunda bir şey yapmadığını vurguluyor.
"Bugün 969 hareketi gereksizdir. Bu örgüt ciddiye alınmaya devam ederse demokratik reforma engel teşkil edebilir." diyor Sa.
Camide nöbet
Wirathu'nun manastırına yakın Mandalay'daki en büyük camide her gece gönüllüler nöbet tutuyor. Bir saldırı durumunda, Budistlerin hakim olduğu ordu ve polisten koruma bulamayacaklarını düşünüyorlar.
1988 öğrenci ayaklanmasında yer alan yaşlılardan biri, devlet içindeki karanlık unsurların olayları körüklediği yönünde birçok Birmanyalının paylaştığı bir görüşü ifade ediyor.
"Herkes Budistlerle Müslümanlar arasındaki şiddet olaylarından söz ediyor. Kimse Irravadi nehri üzerinde kurulan baraj hakkında konuşmuyor. Doğal gaz boru hattı kimsenin umurunda değil." diyor.
Bazı Müslümanlar, ılımlı Budistler arasında son olayları kınayan sessiz bir çoğunluk olduğuna, olaylara sessizce seyirci kaldığına inanıyor.
Wirathu açısından ise her yeni dinsel çatışma, Birmanya'nın militan İslam'ın küresel savaşına dahil edildiği ve kendisini yanlış anlaşıldığı yönündeki tezini doğruluyor.
"İnsansız uçakları kullanan biz değiliz. Bin Ladin'i, Saddam'ı ya da Talibanları da biz öldürmedik." diyor Wirathu.
"Sadece milletimizin güvenliği için internette ve Facebook'ta paylaşımlarda bulunuyoruz. Herkes kendi halkını korumaya çalışıyorsa kötü adam kim o zaman, Wirathu mu Barack Obama mı?"
(BBC Türkçe)