Rusya Devlet Duması uluslararası işler komitesinin başkanı Aleksey Puşkov’"Amerika’nın Suriye krizinin çözümü ile ilgli iyi düşünülmüş bir politikası olmadığını, bu yüzden ABD'nin tüm sorunlardan Rusya’yı sorumlu tutuğunu söyledi.
Puşkov; Suriye’deki karşı duruşma seyrinde taraflardan biri öbürünü silah yoluyla yenemiyeceğini söyliyen Puşkov, krizin yalnız görüşmeler yoluyla çözülebileceğine işaret etti. Rusya, bu konsepsyonunu sebatlı şekilde hayata gerçekleştiriyor. Örneğin Çarşamba günü Moskova’da muhalefetin temsilcileriyle yeni görüşmeler raundu yapıldı. Bu defa Rusya’yı Suriye Ulusal Konseyinin başkanı ziyaret etti.
Aleksey Puşkov’un sözlerine göre, bu arada Batı, sırf görüşmelerin yapıldığı görünümünü yaratmakla uğraşıyor. Suriye geçiş hükümetinin kurulmasına ilişkin Cenevre’de kabul edilen kararı muhalefet yerine getirmiyor. Uluslararası işler komitesinin başkanı, muhalefetin bununla ilgili gösterge aldığını sanıyor. Üstelik Batı, bugün çözümle ilgili açık bir tutum açıklamak halinde değldir. Onun, düşünülmüş politika hattı yoktur.
Rusya milletvekili, Rusya’ya yöneltilen eleştirileri bununla izah ediyor: “Hilari Klinton Rusya’nın bir şeylerin bedelini ödiyeceğini, ülkemizin Suriye krizini çözümlemeye güya engel olduğunu söyledi. Daha önce İngiltere gazetecilerine şöyle demiştim: Rusya olduğu için Tanrıya şükür etmeniz gerekiyor. Rusya’yı eleştirirken, Suriye ile ilgili bir nevi politikaniz olduğu görünümünü yaratıyorsunuz.
Batı’nın ise böyle bir politikası yoktur: Tek söyledikleri şey, Esad’ın görevinden ayrılması, bu kadar. Peki, ileride ne olacak? Düşünülmüş bir politikanın olmayışı Rusya’ya düzenli şekilde yapılan saldırılarla örtbas ediliyor. ABD’nin saldırılar yoğunluğunu arttırması, Suriye’de askeri operasyon düzenleme, Libya eylemleri sonucunda yıpranmış örgüt NATO’yu kullanma olasılığının olmayışı ile izah ediliyor. Siyasi yolla bunu yapmak elden gelmiyor. Onların uydurdukları biricik hamle ise, durmadan bize saldırmak ve Rusya yüzünden planların gerçekleştirilmeyeceğini söyleyip durmaktır.”
Puşkov, bugün Batı’nın rejiminin değiştirilmesini istediği ikinci devlet olarak İran’a işaret etti. Tahran’ın nükleer silahın üretilmesi ile ilgili çalışmasına son vermesine rağmen, Batı’nın bu amaca ulaşma aracı olarak, milletvekili İran nükleer programı etrafındaki ortamın tırmanmasını kaydetti. Puşkov, Amerikan özel servislerinin bile bunu şüpheye almadığnı bildiriyor: “2003 yılında ABD’nin 16 istihbarat dairesi, İran’ın kendi atom silahı üzerindeki çalışmalara son verdiğine ilişkin rapor yayınladılar.
O günden bu yana Amerikan istihbarat servislerinin bu haberi yalanladıkların duymadık. Amerikalılar, İran’ın atom bombasının meydana getirilmesiyle uğraştığını doğrulayan verilere sahip olmadıklarını açıkladı. Bu nedenle, gerçekte söz konusu nükleer program değil, rejimin değiştirilmesi için koşulların yaratılmasıdır. Buna benzer olaylar şu anda Suriye’de de yer alıyor.”
Aleksey Puşkov, bugün Batı’da İran’ın kasıtlı şeytanlaştırılmasının yer aldığını kaydetti. Bunun için esaslar yoktur. Tahran, kimseyle savaşmıyor. Aleksey Puşkov, İran yönetiminin İsrail’e yöneltilen radikal açıklamalar yaptığını doğruladı. Buna rağmen, pratik adımlar atılmadı. Üstelik İran, Suriye durumu konusunda çok ölçülü davranıyor. Buna karşılık Türkiye, isyancılara açıktan açık destekte bulunuyor. ABD ise daha uzaklara gidiyor. Ülkenin özel servisleri bunu gizlemeden muhalefetle temas kuruyor ve göçmen kamplarında savaşçılarla çalışıyor. Aleksey Puşkov’un çıkardığı sonuç: Bu koşullarda İran, uluslararası toplumunun sorumlu üyesi olduğunu gösteriyor.
