18 Temmuz Pazartesi günü yayınlanan bu kısa ve etkili mesajın tercümesini aşağıda okuyucularla paylaşıyoruz:
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…
Salat ve selam efendimiz Muhammed ve temiz ailesine olsun.
Bizler bu vatanın asli ve asil bir parçası unvanıyla Şii parçaları olarak artık tamamen şuna inanmış ve emin olmuşuz ki bizim varlığımız, hüviyetimiz, inançlarımız, şiarlarımız ve farizalarımız hedef alınmıştır.
Bu yüzden ciddi olarak bu saldırıların durdurulmasını istiyoruz.
Şeyh İsa Kasım, Seyyid Abdullah el-Gureyfi, Şeyh Abdulhuseyn es-Sitri, Şeyh Muhammed Salih er-Rabii
Bu mesajın aslı aşağıdaki gibidir:
Hatırlatmak gerekirse, Al-i Halife rejimi eliyle Mazlum Bahreyn halkının yıllarca katliam, işkence, hapis, vatandaşlıktan çıkarma ve sürgüne gönderme, camilerin yıkılması, matem törenlerine saldırıda bulunmak, din âlimlerinin hutbelerinin yasaklanması gibi zulümlerden sonra şimdi de yeni baskılarla bu ülkenin halkını ve âlimlerini yıldırma peşindedirler.
En yeni girişimde, Bahreyn’de bir mahkeme “Milli İslami Birlik Partisi”ni kapatma kararı verdi ve tüm mal varlığına el koydu ki elbette rejim daha önce bu partinin tüm faaliyetlerini durdurmuştu.
Aynı şekilde Bahreyn Başsavcısı bir ay önce vatandaşlıktan atılan Ayetullah Şeyh İsa Kasım’ın önümüzdeki ay bir mahkemede yargılanacağını bildirdi. Al-i Halife’nin bu âlime karşı yaptığı gülünç suçlama, onun para aklaması ve kanunsuz yoldan mal edinmesidir! Bu rejimin maldan maksadı Ayetullah Şeyh İsa Kasım’ın humus ve dini ödemeleri almasıdır.
Bir müddet önce Bahreyn rejimi, yapılan humus ödemelerinin devlet gözetimi altında yapılası gerektiği bildirilmişti. Adalet bakanlığı ve bu ülkenin diyanet işleri başkanlığı da bu paraların nereden geldiğini ve nerelerde harcandığını bilmeleri gerektiğini ilan etmişlerdi ki şimdiye kadar hiçbir dünya ülkesinde yapılmayan bir girişimdir.
Her geçen gün Bahreyn müslümanlarının muhasarası daraltılmakta ve hatta dini merasimlerin yapılmasında ciddi sınırlamalar getirilmektedir. Şimdi şeri’ ödemelerin ve humusun para aklama gibi alçakça işlerle mukayese edilmesi bu milletin mazlumluğunu biraz daha gözler önüne sermektedir. Acaba gerçekten dünyada İslam Peygamberinin şu nidasına lebbeyk diyecek hiçbir Müslüman kalmamış mıdır: “Kim ey Müslümanlar yardımıma koşun! Diyen bir kişiyi duyar ve yardımına koşmazsa Müslüman değildir.”
