Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Bahçeli'den özür değerlendirmesi
Özrün hedefinde Suriye ve İran var
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
26-03-2013 15:31 - 1086 Okunma

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli İsrail'in Türkiye'den özür dilemesini değerlendirdi. İşte o değerlendirme:

 İsrail askeri güçlerinin, Gazze’de tecrit edilen Filistinli kardeşlerimize insani yardım malzemesi götüren sivil gemilerimize saldırması son yılların en barbar hadisesi olmuştur.

Mavi Marmara gemisindeki 9 vatandaşımız maalesef bu hunhar saldırıda hayatını kaybetmiştir.

Biz daha o günlerde, bu saldırıyı Türk milletine karşı açık bir düşmanlık olarak gördük ve böyle değerlendirdik.

Gerek 31 Mayıs 2010 tarihli yazılı basın açıklamamızda, gerekse de 1 Haziran ve 8 Haziran 2010 tarihli Meclis grup toplantılarımızda bu konuya ayrıntısıyla değindik ve hükümete tekliflerimizi sıraladık.

İsrail’in vahşi saldırısı gerçekleştiği esnada Başbakan Erdoğan Şili’de, Dışişleri Bakanı da Brezilya’da bulunmuş, hatırı sayılır bir süre kimseden çıt çıkmamıştır.

Arkasından, Dışişleri Bakanlığı İsrail’e sonuçlarına katlanırsınız mesajı vermiş, Başbakan Erdoğan’da yetti artık türünden boş çıkışlarla İsrail’e rest çekmiştir.

Maalesef AKP zihniyeti izleyen yıllarda bu mütecaviz harekete karşı gerektiği gibi karşı koyamamış ve lazım gelen cevabı verememiştir.

Başbakan Erdoğan hamaset nutuklarıyla vakit geçirmiş, onuru yara alan Türk milletinin müsterih olması için hiçbir derinlikli ve sonuç alıcı yöntem geliştirememiştir.

Biz başından beridir, İsrail tarafından özür ve tazminat meselesinin yerine getirilmesinden bahsettik, bu görüşümüzden de bir an olsun ayrılmadık.

Başbakan Erdoğan’ın, bizim tarafımızdan söylendiğini iddia ettiği, “İsrail özür dilemez, beklemeyin,” sözleri ise tam anlamıyla yalan ve iftiradan ibarettir.

Kendisinin İsrail’e yönelik olarak sarfettiği; “terörist, bozguncu, sapık, vahşi, barbar, katil, cani” sözleri gerçek olup henüz tazeliğini korumaktadır.

Üstelik Mavi Marmara saldırısından çok kısa bir süre sonra, İsrail’in OECD’ye üye olmasına onay veren de Başbakan ve hükümetinden başkası olmamıştır.

Şimdi kalkıp İsrail Başbakanı’nın Obama talimatlı ve bölgesel hesaplar öyle gerektirdiği için özür dilemesini iç siyasete malzeme yapılması, istismarcılığının tekrar tescili olarak görülmelidir.

Anlaşılan İsrail, kaz gelecek yerden tavuğu esirgememiş, yaklaşık 3 yıllık süründürme ve oyalamadan sonra, Suriye ve İran’ı baz alan gizli gündem nedeniyle özür dilemiştir.

ABD Başkanı iki tarafı da terbiye etmiş,  telefon diplomasisiyle aralarını bulmuştur.

Elbette bu özür meselesinin birçok düşündürücü tarafları, sorgulanması gereken yanları vardır.

Ancak teknik ayrıntıya girmeksizin ifade etmek gerekirse, AKP hükümeti bölgesel projeler kapsamında İsrail’e yanaştırılmış, BOP’un hedeflerine, küresel planların emellerine kanalize edilmiştir.

Başbakan Erdoğan, Avusturya’da Siyonizm’e yönelik kullandığı sözlerini bu şekilde tamir etmiş ve beklendiği gibi ABD’nin tepkilerini de frenlemiştir.

Obama’nın Ortadoğu seyahati sırasında gerçekleşen bu özür meselesi tesadüf görülmemeli, İsrail’in bir tavizi olarak değerlendirilmemelidir.

Hedef Suriye’dir, hedef İran’dır ve hedef İsrail’in güvenliğini sağlama alarak, Kürdistan’ın kurulmasına yol ve alan açmaktır.



 Tüm bu gerçekler ortadayken, özür meselesinden siyasal rant ummak, billboardları Başbakan’a minnet sözleriyle donatmak ilkel bir mantığın ürünü, fırsatçı zihnin telaşı olarak görmek lazımdır.

Başbakan Erdoğan keşke Filistin’in üzerine düştüğü kadar Türkiye’nin hakkını savunabilseydi, keşke İsrail’e söylediği ağır sözlerin küçük bir bölümünü PKK’ya ve himaye eden güçlere yönelik seslendirebilseydi.

Ama PKK’ya gelince hava gazı olan bu kafa yapısı, istimara gelince havalarda gezmiş, İsrail’e de, düne kadar verilen izin çerçevesinde hava atmaktan geri durmamıştır.

Ne var ki, bu aldatma ve kandırmaya artık kimse inanmamakta, kimse de itibar etmemektedir.

AKP sinsiliği bundan sonra tezgâhını başka yerlerde açmalı ve maharet sahibi olduğu istismarın yenilerini aramalı ve bulmalıdır.

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
26-03-2013 15:31 - 1086 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
28-11-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım