Dünya Ehl-i Beyt Kurultayı Genel Sekreteri Ayetullah Muhammed Hasan Ahteri'nin Türkiye programı çerçevesinde Zeynebiye Camii cemaati ile biraraya geldi ve Zeynebiye Camii'nde öğlen namazına katıldı bir konuşma yaptı. Ahteri, Avrupa'nın ve ülkemizin en büyük Ehl-i Beyt külliyesi olan Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi'ni ziyaret etti. Kültür Merkezi'nin proje sorumlusu Mehti Şeren'den inşaat hakkında bilgi aldı.

 

Caferi Alimler Birliği Başkanı Ş. Hasan Karabulut, Zeynebiye Camii İmamı Ş. Ehet Talan, CABİR alimleri, Zeynebiye Derneği Başkanı Ali Şahintekin, Zeynebiye Kültür Merkezi Proje Müdürü Mehti Şeren, tarafından karşılanan Ayetullah Ahtari, ziyaretine Avrupa'nın ve ülkemizin en büyük inanç ve kültür merkezi olacak Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi'nin inşaatıyla başladı. Daha sonra Ahteri CABİR alimleriyle biraraya geldi.

 

Dünya Ehlibeyt Kurultayı Genel Sekreteri Ayetullah Ahteri'nin beraberinde İran İslam Cumhuriyeti Kültür Ateşesi Abdurrıza Raşit ve beraberindeki heyet de eşlik etti. Ahteri, ZCKM'nin bir an önce hizmete geçmesi için dua ederek bu projenin tamamlanmasıyla Zeynebiye'nin İslam dünyasının vahdetine daha büyük hizmetleri olacağını söyledi.

 

Öğlen namazının ardından Ayetullah Ahteri, Zeynebiye Camii'nde bir konuşma yaptı. Türcümanlığını Zeynebiye Camii İmamı Ş. Ehet Talan yaptığı. Ahteri'nin konuşmasının tam metni şöyledir. "Hz. İmam Cafer-i Sadık (a.s)'in şahadetini siz Ehl-i Beyt dostlarına o imamın mensuplarına tesliyet arz ediyorum.  Sizin aranızda bulunmaktan çok mutluluk duyuyorum. Allah'a çok  hemdi salalar diliyorum ki, iki kardeş ülke yani Türkiye ve İran'ın arasındaki diyalog çok iyidir ve gelişmeye de doğru yüz tutmaktadır. Biz inanıyoruz ki, Bu iki kardeş ülke yani İran ve Türkiye'nin arasındaki diyalog bütün dünyadaki Müslümanların izzeti ve onuru olsun.

Birlikte kafa kafaya vererek düşünerek hem fikirlerini ortaya koyarak fikir alışverişinde bulunarak bölgenin ve İslam dünyasının sorunlarını halletmiş olurlar. Bu kısa seferim dönemimde Allah bana nasip etti ki, sizlerin arasında bulunmuş olayım. Aynı zamanda sizlerin arasında bulunmak bu fırsatı Allah Teala vana verdi.  Sizlere de İran'daki kardeşlerinizin selamlarını ulaştırmış oldum. Aynı zamanda İmam Hamanei'nin de sıcak selamlarını da sizlere iletmiş olayım.

 

İlk önce değerli kardeşim Hüccet ül İslam Şeyh Hamit Turan'ın vefatından dolayı sizlere başsağlığı diliyorum.  Benim o zamanda fırsatım olmadı cenaze törenine katılamadım. Allah Teala kendilerine rahmet eylesin. Allah Teala hem onu hem de bütün geçmişlerinizi, alimlerinizi ve bütün peygamberlerle meşhur eylesin inşallah. Allah sizlere ve onun akrabalarına siz saygı değer cemaate güzel işler yapmışsınız ve yapıp gitmiştir ve Allah Teala en güzel ödülüyle sizleri ödüllendirsin. Allah sizleri ve bizleri Ehl-i Beyt'in  muhabbetinden sabit kabul eylesin. Allah Teala İslam ve Müslümanlara yardım eylesin. 

 

İmamlarımızdan bizlere en çok İmam Caferi Sadık (a.s)'dan ulaşan hadislerdir. Hz. İmam Cafer-i Sadık (a.s) kendi döneminde dört bin tane kendi öğrencisi vardı, dört bin tane öğrenci yetiştirdiler. Hadis rivayet edenler ister Sünni ve Şiilerden olsun Hz. İmam Cafer'i Sadık (a.s)'dan hadis naklettikleri kadar hiçbir kimseden hadis nakledilmedi. Sufyani Sufi Hz. İmam Cafer-i Sadık (a.s) zamanında olan büyük alimlerden birisidir. Kendi zamanlarının alimlerinin bir çoğunda saygı gören onların yanında saygınlığı olan bir isimdir. Hz. İmam Cafer-i Sadık ile çok sohbeti vardı ve onun huzuruna gelip istifade ediyordu.

 

 Elbette ki, kendisine göre bir mektebi ve bir mezhebi ve ekolü vardı. Bir gün Hz. İmam Cafer-i Sadık (a.s)'ın huzuruna geldi ve kapıyı vurdu. İmam Cafer-i Sadık hizmetçisine buyuruyor ki kapıyı vuran kimdir. Sufyani Sufi 'dir. İmam buyuruyor ki kendisine müsaade edin gelsin içeriye, İmam Cafer-i Sadık'a selam verdi ve oturdu. İmam buyurdular ki, Sufyan kalk buradan git devlet senin peşindedir çabuk buradan git. Arz etti ki, İmam siz bana bir tane hadis buyurun ben öyle kalkıp gideyim. İmam buyurdu ki, Sufyan Allah Teala her kime nimet vermiştir onun şükrünü yerine getirsin, yerine getirmelidir. Bunu diyorum biz de bu hadisten de istifade edelim imam hepimiz için buyurmuşlardır. Hadiste her kime Allah nimet vermiştir vermişse o, Allah'a hamdı sana etmelidir . Herkesin rızkını Allah Teala nimeti geciktirdiğinde bizim bilmediğimiz bir sebep vardır orada da Allah'a bu yönden de istiğfar etmelidir. Her ne kadar rızkımız azalmış olsa bilelim ki bizlerin günahı dolayısıyladır. Bizden bir hata baş göstermiştir.  

 

Bize Kumeyl Duası Hz. İmam Ali'den gelmiştir. Onu okuyoruz ki, Allah'ım sen bizlerin günahını bağışla ki nimetleri bizden sevindir.  Eğer insanın kazancı az olursa bilsin ki bu sebeplerden dolayıdır. Onun için de Allah'a istiğfar etmesidir.  Herkese bir soru gelmiş olsa hüzünlense orda da desin ki La havle velâ kuvvete illâ billah desin. Onun gücünün üstünde bir güç ve kudret yoktur. Her zaman yaşantımızda bir darlık, sıkıntı ve zorluk geldiğinde desin ki, La havle velâ kuvvete illâ billah. Hz. İmam Hüseyin (a.s) Kerbela'da her zaman kendisi bir sorunla, bir sıkıntıyla bir müşkülle karşılaştığında diyordu ki, La havle velâ kuvvete illâ billah. İnşaallah bu hadisi bizler de İmam Cafer-i Sadık (a.s)'dan öğrenelim ve yaşantımızda da uygulayalım. Allah Teala bu nimeti vara verdi ki, ben hem sizlerin yanında olmak, hem de sizlerin huzurunda oldum bu da benim için bir nimet oldu. Siz saygı değer kardeşlerimizden ve bacılarımızdan hepinizden çok teşekkür ediyorum. Hepiniz için Yüce Allah'tan başarılar diliyorum. Bütün hastalarınızın sizlerin sıkıntılarınızın giderilmesi için, özellikle değerli kardeşim Hüccel ül islam vel müslimin Şeyh Selahattin Özgündüz sıkıntılarının giderilmesi için dua ediyorum. Allah muvaffak eylesin." dedi.