Tel Aviv Üniversitesi Güvenlik Araştırmaları Merkezi “Düşmanımın Düşmanı Dostumdur” başlıklı en son araştırma raporunda, Arabistan ve Siyonist Rejim arasındaki gizli ilişkilere değinerek şunları yazdı:
“Tel Aviv ve Riyad arasında normal diplomatik bir ilişki bulunmasa da Arabistan ve İsrail’in İran’ın bölgede büyük bir güce dönüşmesini ve nükleer silahlara sahip olmasını engellemek gibi sahip oldukları ortak menfaatler, bu iki ülkenin ilişkilerinin son yıllarda yakınlaşmasına neden olmuştur.
Arabistan, İsrail ve Filistin arasındaki müzakerelerde ilerleme kaydedilmesini kendisinin Tel Aviv ile olan ilişkilerinin düzelmesinin şartı olarak görüyor. Ama iki taraf arasındaki tam anlamıyla diplomatik bir ilişki ve tam anlamıyla kesilmiş bir ilişki arasında büyük farklar vardır ve bu durum, Tel Aviv ve Riyad’ın gözlerden uzak bir şekilde birlikte çalışmaları için fırsat sağlamaktadır. Bir sonraki aşamada Arap barış planına dönüşecek olan Arabistan’ın barış planının asıl amacı, 11 Eylül 2011 yılındaki saldırılardan sonra Arabistan’ın çehresini düzeltmektir.
Wikileaks’ta yer alan belgeler de, Riyad ve Tel Aviv arasında İran konusunda gizli ve sürekli bir ilişkinin bulunduğunu doğruluyor. Bu belgeler de, birçok İsrail şirketinin Fars Körfezi Arap ülkeleriyle güvenlik istişarelerinde bulunduğunu, onların özel kuvvetlerine eğitim verdiğini, onlara ileri teknoloji sistemleri sunduğunu ve iki ülkenin üst düzey yetkililerinin sürekli ve gizli olarak görüşmeler gerçekleştirdiğini kanıtlıyor.
İsrail, Fars Körfezi Arap ülkelerine silah ihracatında esnek bir politika yürütüyor ve Amerika’nın bu ülkelere silah satışına çok karşı çıkmıyor. Bu durum da Körfez ülkelerine, birbirlerini tehdit etmek yerine, işbirliği yapabilecekleri yönünde açık bir mesaj veriyor. İsrail aynı zamanda kendi üretimlerini de bu ülkelere satıyor ama tabi bu ürünlerin üzerinde Filistin’de üretilmiştir yazılması şartıyla.
Arabistan ve diğer Fars Körfezi Arap ülkeleri, İsrail’in Amerika üzerindeki gücünden ve Amerika Kongresine alınan kararlardaki etkisinden haberdarlar. Sonuç olarak ta bu ülkeler, Tel Aviv ile olan belirli ilişkilerini korumaları gerektiğine inanıyorlar. Ama şimdiye kadar bu ilişkilerde normal bir seviyeye ulaşamadılar.”