Ankara Hüseyin Gazi Derneği ve Vakfı tarafından Gadir Hum programı düzenlendi.
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz'le birlikte, Uluslararası Nehcül Belaga Kurumu Başkanı Seyid Cemalettin Dinperver, Alevi Değerlerini Yaşatma Derneği Başkanı Zülfikar Çiftçi, ilahiyatçı-yazar Hüseyin Alagöz ve Yurt Gazetesi'nden Ömer Ödemiş programa katıldı.
Afgansitan'dan gelen Seyit Ali'nin Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, araştırmacı-yazar Şakir Keçeli'nin gülbenkiyle devam etti.
Hüseyin Gazi Derneği-Vakfı Başkanı Gülağ Öz'ün hoşgeldiniz konuşmasının ardından, İran İlahi Grubu'nun ezgileri ve Hüseyin Gazi Semah ekibinin gösterileri ile program devam etti. Daha sonra ozanlar Sinevil ve Mustafa Sayılır'ın deyişlerinin ardından panel kısmına geçildi.
Ömer Ödemiş'in moderatörlüğünde başlayan panelin ilk konuşmacısı Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz oldu. Bu programın önümüzdeki yıllarda daha büyük salonlarda yapılmasını dilediğini söyleyen Özgündüz, "Bizim dünyadaki adımız Şii, Anadolu'daki adımız Alevi ve mezhebimiz Caferi'dir. Biz bugüne kadar ne dediysek arkasındayız, hiçbir zaman geri adım atmadık. Bize karşı laf edenler ise her zaman geri adım atmak zorunda kaldılar. Çünkü bu inanç, yeryüzüne inmiş en güzel kitap ve en üstün peygamberin tebliğiyle oluşmuş bir inançtır. Biz, Peygamberin kızı Fatıma'nın kocası ve onlardan olan 11 imama inanıyoruz. Bizim imamlarımız, yaşadıkları dönemlerin yıldızları olmuştur. Bugün dünyada yaşanan fıkıhların babası ve dört mezhep imamının da hocası İmam Cafer-i Sadık'tır. Biz öğretiriz, bize öğretecek olan kimse yoktur. Bizim imamlarımız öğretici olmuşlardır, bugün de bizden ilim, yiğitlik, ahlak, onur ve güzellik öğrenirler.
Gadir Hum, orjinal İslam'ın bekasını garanti eden bir gündür. Bu dinin peygamberle son bulacağını düşünen küffar bu günden sonra ümidini kesmiştir. Bu din Ali'nin velayetiyle, 12 imamla bakidir. Bir şairin dediği gibi, bu din Muhammed'le başlamıştır ama bekasını Hüseyin'in kanına borçludur.
Gadir Hum, yol üstünde bir bölgenin adıdır, ama onu önemli kılan, Hac dönüşünde herkesin kendi yoluna döneceği bir yol ayrımı olmasıdır. Emir Allah'tan gelmiştir, bunun yapılmasını Allah tehdit ve tenkitle istemiştir. Eğer bunu yapmazsan dini tebliğ etmezsin buyurmuştur. Tebliğden sonra Ali'yi ilk kutlayan Ömer, "Ne mutlu ya Ali, benim ve diğer mümin erkek ve kadınların mevlası oldun." demiştir. Bunun ne anlama geldiğini o gün herkes anladı, biat etti ve kutlama yaptı.
Bu tören bittikten sonra Allah, bu dini kemale erdirdim, nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçtim demiştir. Rabbi Allah, peygamberi Muhammed, İmamı Ali olan dini seçtim, Ali'siz Aleviliği bırakın, Ali'siz din bile olmaz.
Biz velayetin tadını almışız. Bütün dünyayı önümüze yığsalar, Hüseyin'e demiyorum, altı aylık yavrusu Asgar'ın kundağının bağına bile değişmeyiz. Bu yol, onurluların ve erdemlilerin yoludur. Biz dünyayı bırakmışız leş kargalarına." dedi.
Iğdır Müftüsü'nün raporuna da değinen Özündüz, "Müftü diyor ki bu Şiiler hurafe öğretiyor. Ben bütün hurafeleri atmaya hazırım, sen de razıysan gel, Sünni kaynaklarından konuşalım, hangi mezhep doğruysa onu kabul edelim var mısınız? Alevi olmak Ali'yi sevmek değil, Ali'yi sevenleri de sevmektir, Ali'nin dostuna dost, düşmanına düşman olmaktır. Ali'yi sevenleri katletmek değildir." dedi.
Daha sonra Nehcül Belaga Kurumu Başkanı Seyid Cemalettin Dinperver, Gadir Hum'un tarihin küçük değil, büyük bir yerinde olduğunu söyledi. Peygamberimizin, kendisinden sonra ihtiyaç duyulacak bütün meseleleri Ali'ye öğrettiğini ve "Ben ilmin şehri, Ali onun kapısıdır" buyurduğunu söyleyen Dinperver, İmam Ali'nin dört konuda kendisine yardımcı olunmasını istediğini söyledi. "Dinde sakınma, amelde ciddiyet, takvalı ve ahlaklı olmak, dini hükümlere sadakatli ve dürüst olmak."
Daha sonra Alevi Değerlerini Yaşatma Derneği Başkanı Zülfikar Çiftçi ve ilahiyatçı-yazar Hüseyin Alagöz'ün konuşmalarının ardından, verilen lokmayla program sona erdi.
