“Aşırıcılığı ve terörizmi yayma çalışmaları, Siyonist rejimin menfaatlerini korumak ve bölgedeki krizin devamını sağlamak amacıyla planlanmıştır. Amerika, bölgedeki ve bölgenin dışındaki müttefikleri ile bir taraftan insan hakları sloganları atarken diğer taraftan kendileriyle ilişkisi olan El-Nusra ve Şam Fetih Örgütü gibi terör örgütlerine halkın askeri bölgeden çıkmasına engel olmaları için yeşil ışık yakıyor.
Halkın bölgeden çıkmasının engellenmesinin nedeni, Suriye ordusunun teröristlere yönelik yaptığı operasyonlara karşı, halkı insani siper olarak kullanıp ordunun ilerlemesini engellemektir. Nitekim direniş cephesinin önceliklerinden biri halkı çatışma bölgesinden çıkarmaktır. Direniş cephesi bugüne kadar savunmasız binlerce sivili kurtarmıştır. Teröristlere karşı yapılan operasyonların başarıya yaklaştığı her yerde, Amerika ve müttefikleri aldatıcı ateşkes anlaşmalarını hazırlayarak ve teröristleri kurtarmak adına barışçıl adımlar atarak bu grupların dağılmasını engelledi.
Amerika ve müttefikleri, teröristlerin işlediği cinayetlere sessiz kalmanın yanı sıra bu cinayetleri işleyen teröristlere lojistik, siyasi, psikolojik ve istihbarat desteği verdi. İran İslam Cumhuriyeti ta en başından beri tekfirci örgütlerin şekillenmesi konusunda uyarıda bulunmuştu. O dönemde onların kötülükleri tahmin edilemez durumdaydı. Bu örgütler sadece bölge için değil tüm dünya için tehdit oluşturmaktadır. Buna rağmen hakim rejimler bu aşırıcı gruplara verdikleri desteği sürdürmektedir.
Tuğgeneral Dehgan açıklamalarının sonunda; Amerika ve müttefiklerinin terörizme desteklerini durdurmaları, bölge ülkelerini bölmeye yönelik planlarından vazgeçmeleri, Suriye’deki yasal hükümetin tanınması, terörizmle mücadeleye destek verilmesi ve ülke içi görüşmelere kapı aralanmasının bu krizin çözülmesi için zorunlu olduğunu belirtti.
