Bağdat ve bütün Ortadoğu Amerika aleyhinde; Amerika sonrası Ortadoğu
Amerika Başkanı Donald Trump'ın Bağdat'a gizli ziyareti, Irak halkı ve yetkililerinin ciddi itirazları ile karşılaşmanın yanısıra, Trump'ın Ortadoğu'nun topyekun Amerika aleyhine olduğunu itiraf etmesine de yol açtı.
Trump iki gün önce aniden eşi ile beraber Irak'ın Güneydoğusunda bulunan El Anbar Bölgesindeki Ayn-el Esed askeri üssüne gitti. Trump bu ziyaretinde hiçbir Iraklı yetkili tarafından karşılanmazken hatta Irak Başbakanı ile görüşme şansı bile bulamadı. Aynı zamanda bu ani ziyaret, Iraklıların geniş çaplı tepkileri ile de karşılaşıp, hatta kimi haber kaynaklarına göre Bağdat'ın El Hazra bölgesindeki Amerikan Büyükelçiliği yakınlığında bir bomba patlama sesinin de duyulduğunu bildirmişlerdir.
Bu ziyaretin aniden olması ve gizli olarak yapılması Donald Trump tarafından bile onaylanan bir gerçektir. Trump bu konu ile ilgili şöyle bir açıklamada bulundu: “Ortadoğu'da 7 trilyon dolar harcadıktan sonra bölgedeki bir ülkeye gitmek için olağanüstü gizli şekilde ziyaret gerçekleştirmek ve istediğin yere sağlam varabilmek için bu kadar çaba sarf etmek çok üzüntü verici bir olaydır".
Ancak burada sorulması gereken asıl soru, özel olarak Irak halkının ve genel olarak Ortadoğu halklarının bu denli Amerika karşıtı olmasının sebeplerinin neler olduğudur.
Görünen o ki Irak ve diğer Ortadoğu ülkelerinin Amerika ile karşıtlığının en önemli sebebi, Washington'un Ortadoğu ülkelerindeki siyasi ve güvenlik kargaşaları ve karışıklıklarını körükleyerek şiddeti arttırması doğrultusundaki siyasetleri ve yıkıcı rolüdür.
Amerika terör ile mücadele adı altında Irak ve Suriye gibi Ortadoğu ülkelerinde varlığını ve nüfuzunu günden güne arttırmaya çalıştı. Halbuki Donald Trump'ın da 2016 başkanlık seçim kampanyalarında itiraf ettiği gibi DEAŞ gibi terör örgütleri zaten Amerika tarafından ortaya çıkarılmıştır.
Amerika son yıllarda sözde DEAŞ ile mücadele etmek bahanesi ile aslında pratikte terörizmi desteklemiş ve DEAŞ terör örgütünü yok etmek için hiçbir şey yapmamıştır. Bu ise ister Irak'ta ister başka ülkelerdeki halk, bağımsız düşünürler ve kamuoyu tarafından bilinen bir gerçek haline gelmiştir.
Ortadoğu halklarının Amerika'dan nefret etmesinin bir başka nedeni de, Donald Trump hükümetinin Filistin-İsrail sorunu ile ilgili tutumudur. Donald Trump bu sorun ile ilgili Yüzyılın Anlaşmasını öne sürerek tamamen Siyonist Rejim İsrail çıkarlarını destekleyen bir öneri ortaya koydu.
Trump hükümeti yasa dışı bir girişimde bulunarak Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan ederek büyükelçiliğini Telaviv'den Kudüs'e taşıdı. Kudüs ve Filistin meselesinin İslam alemi kamuoyundaki belirgin ve önemli konumuna baktığımızda ise Trump hükümetinin bu siyasetinin Ortadoğu halklarının Amerika'ya karşı nefretini daha da arttıran bir etken olduğunu söylemek yerinde olacaktır.
Ortadoğu halklarının Amerika hükümetine karşı günden güne artan nefretinin üçüncü sebebi ise, Washington'un bölge ülkelerine yönelik bakış açısıdır. Amerika hükümeti bölgedeki çoğu ülkeye bağımsız ve egemenlik sahibi bir ülke gözü ile bakmıyor. Bunun tam tersi çoğu bölge ülkelerini kendine bağlı ve bağımsızlığı olmayan ülkeler olarak görüyor. Donald Trump'ın Suudi Arabistan'ı sağmal inek olarak adlandırarak aşağılayıcı açıklamaları ve Irak'a yapılan ani ve gizli ziyareti de Amerika'nın çoğu Ortadoğu ülkelerine yönelik bakış şeklini de gözler önüne seriyor.
Son olarak belirtilmesi gereken nokta ise, Trump'ın gizli olarak Irak ziyareti, resmi Iraklı makamların onu karşılamaması ve ayrıca Amerikan askerlerinin zorunlu olarak Suriye'den çıkartılması aslında Amerika'nın Suriye'deki yenilgisini kabullenmesini ve bunların da toplamda Ortadoğu'da Amerika döneminin sona erdiğini gösteriyor. Nitekim Amerika Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass da bu konu ile ilgili bir Tweet paylaşarak şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur: "Amerika sonrası bir Ortadoğu'ya hoş geldiniz".
