Amerika başkanı Donald Trump hükümeti Batı Asya ve Fars Körfezi'nde kendi siyasetlerini uygulamak için her araçtan yararlanmak istiyor.
Amerika'nın Batı Asya ve Fars Körfezi'ndeki asıl siyasetinin ise bölgenin istikrarı ve güvenliğinin hedef alınması ve bölge dışı askeri güçlerin hareketlenmeleri ile bölgesel güvensizliğin yaratılması doğrultusundadır.
Amerika hükümeti gerçekleri saptırarak kendi ekonomik çıkarlarını Batı Asya ve Fars Körfezi bölgesinde İranofobik siyaseti sayesinde sağlamak istiyor. Bu çerçevede kendi silahlarını satmak için bölgede yeni piyasalar yaratmak istiyor.
Amerika Batı Asya ve Fars Körfezi'nde siyasetlerini uygulamak için Fars Körfezi çevresi kimi Arap ülkelerini de yanına alıp özellikle de Suudi Arabistan ve Bahreyn ile hedeflerini gerçekleştirmeye çalışmaktadır.
Bu arada Suudi Arabistan Amerika'nın bölgesel siyasetlerini uygulaması yolunca ekonomik yükü ve Bahreyn de siyasi destekçilik yükünü üstlenmiştir.
Bu çerçevede Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Çarşamba akşamı Suudi Veliahdı Muhammed Bin Selman ile İran'ın bölgedeki rolü ve denizlerdeki güvenlik alanındaki konumunu telefonda konuştu. Mike Pompeo bu telefon görüşmesinde bölgeyi gerilim yaratıcı davranışları ile güvensizleştiren ve istikrarsızlaştıran Suudi Arabistan'ı deniz güvenliğinin sağlanmasında etkin bir ülke olarak adlandırdı.
Amerika'nın Suudi Arabistan'ı övme siyaseti ise Suudilerin bu ülkeye verdiği petrodolarları ile yakından ilişkilidir. Ancak burada Bahreyn'in 21 ila 22 Ekim 2019'da düzenlenecek Denizcilik Güvenliği Oturum için ev sahibi olarak seçilmesi Amerika'nın Batı Asya ve Fars Körfezi'ndeki yeni komplosunun başladığına işaret etmesidir.
İran Dışişleri bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi ise Perşembe günü Manama'nın Amerika'nın düzenlediği Denizcilik Güvenliği oturumuna ev sahipliği yapacağı konusuna işaretle şöyle bir açıklamada bulundu: " Bu tür oturumlar bölgenin istikrarı ve güvenliğinin bozulması ve bölge dışı güçlerin ve Siyonist Rejimin Fars Körfezi'ndeki müdahaleleri için zemin hazırlamak çerçevesindedir."
Suudi Arabistan ve Bahreyn aslında Amerika'nın bölgesel siyasetlerinin uygulanması yolunda Amerika için iki kanat görevi yapmaktadırlar. Bu iki gerici Arap ülkenin İran'a karşı tutumları ve tepkileri de bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Halbuki İran defalarca Fars Körfezi çevre Arap ülkelerine hitaben bölgenin güvenliğinin kolektif bölgesel iş birliği çerçevesinde gerçekleştirilebileceğini ve yabancı güçlerin sadece komşu ülkeler arasındaki ihtilafları arttıracağına vurgu yapmıştır.
İran dışişleri bakanlığı sözcüsünün de vurgu yaptığı gibi bölge ülkelerinin güvenlik meselesi bir birine bağlıdır. Bu yüzden bir ülkenin diğer ülkeleri güvensizleştirerek kendi ülkesinde güvenliği sağlanması pek mümkün değildir. Böyle bir ortamda bölge ülkeleri dış güçler ve mihrakların bölgeye yönelik müdahalelerini önlemesi gerekiyor.
İran ise Batı Asya'da etkin bir aktör olarak Fars Körfezi ve Hürmüz Boğazı bölgesinin deniz güvenliğinin sağlanmasına büyük bir rol oynamaktadır.
Amerika ise karalama kampanyası ve propaganda savaşı ayrıca Bahreyn gibi rejimleri sinsi oyunlar