Almanya Kalkınma Bakanı Gerd Müller, dünya çapındaki açlık sorununun on yıl içinde aşılabileceğini öne sürdü. Alman Deutschlandfunk radyosunun sorularını yanıtlayan Müller, yeryüzünde yaşayan tüm insanları doyurmak için gerekli potansiyelin var olduğunu, ancak bu hedefe ulaşabilmek için siyasi kararlılığın eksik olduğunu dile getirdi.
2015 yılından bu yana dünya üzerinde açlığın yeniden yükselişe geçtiğini ve bunun bir "alarm sinyali" olduğunu ifade eden Bakan Müller, "Başımızı yastığa rahat koyamayız, zira açlık cinayettir" dedi.
Açlık sorunu ile mücadele eden ülkelerin de, sorunun aşılması için paylarına düşeni yapmaları gerektiğini belirten Müller, bunun için söz konusu ülkelerin açlığı yenmeye yönelik bir irade göstermeleri gerektiğini ifade etti. Kalkınma Bakanı Gerd Müller ayrıca, iklim sorunu gibi açlık meselesinin de, önümüzdeki yıllarda Avrupa siyasetinin başlıca konularından biri olması gerektiğini vurguladı.
2030’a kadar 25 milyar euro
G7 ülkelerinin 2030 yılına kadar 500 milyon insanı açlık sınırının üstüne çekmeyi taahhüt ettiğini hatırlatan Müller, bununla ilgili yapılan bilimsel araştırmalara göre söz konusu vaadin yerine getirilebilmesi için 2030'a kadar 25 milyar euro ek yatırım gerektiğini belirtti. "Bu çok yüksek, büyük bir rakam ancak bir karşılaştırma yapacak olursak, ABD savunma bütçesini sadece bu yıl için 55 milyar artırdı" diyen Müller, dünya üzerinde müşterek hedeflere ulaşabilmek için siyasi iradenin eksik olduğuna yönelik söylemini yineledi.
Almanya Kalkınma Bakanı Gerd Müller diğer yandan tarım ekonomisine yapılacak yatırımların da çok önemli olduğunu belirtti. "Örneğin Hindistan’da ve bazı Afrika ülkelerinde mahsulün yüzde 50'ye yakını yok oluyor" diyen Müller, bunun başlıca nedeninin tarlada henüz toplanmamış mahsulün üzerine yağmur yağması ve ardından tarım zararlılarının bu mahsulü tüketilemeyecek hale getirmeleri olduğunu belirterek, yapılacak silolarla bu sorunun aşılabileceğini vurguladı.
Açlık sorununun çözümü için atılması gereken bir başka adımın da, sanayi ülkelerinden açlıkla mücadele eden ülkelere inovasyon ve bilgi aktarımı olması gerektiğini ifade eden Bakan Müller, bunun yanı sıra "faal bir aile planlamasının" da hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Dünya nüfusunun her gün yaklaşık 230 bin kişi arttığını kaydeden Müller, yeni doğan bebeklerin yüzde 90'ının Afrika ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde dünyaya geldiğini ve bu insanların da karnının doyurulması gerektiğinin altını çizdi.
Afrika ülkelerinden Nijer'de bir kadının, günümüzde hala ortalama yedi çocuk doğurduğunu belirten Müller, "Bu, genellikle sefalet, yokluk ve açlık anlamına geliyor. Ancak başka ülkeler de var; mesela Bangladeş. Bagladeş’te 30 yıl önce bir kadın ortalama beş çocuk doğuruyordu. Bugün bu sayı ikiye düştü" diyen Alman bakan, aile planlamasının yoksulluğu ve açlığı sınırlandırmada yardımcı olabileceğini ifade etti. (DW)
