-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde bir münadi (nida edici) şöyle nida eder: “Ey zulüm edenler ve onların yardakçıları, neredesiniz? Onlara hokka kalem hazırlayanlar, bir torbanın ağzını sağlam kapatanlar ve ya kendilerine mürekkep temin edenler kimdir? Hepsini birlikte haşr edin.”
Sevab’ul-E’mal, s. 903
-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Vallahi, karıncanın ağzındaki arpanın kabuğunu alarak Allah’a isyan etmem için bana yedi iklim ve bunun altındakiler verilse, gene de kabul etmem.”
Nehc’ül-Belağa, 347
-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zulüm üç çeşittir: bir zulüm vardır ki Allah azze ve celle affeder, bir zulüm vardır ki Allah affetmez ve başka bir zulüm de vardır ki Allah ona göz yummaz. Allah’ın bağışlamadığı zulüm, Allah azze ve celle’ye şirk koşmaktır, Allah’ın bağışladığı zulüm ise kişinin kendisiyle Allah azze ve celle arasında kendi nefsine zulmetmesidir. Allah’ın göz yummadığı zulüm ise insanların birbiri hakkında (kul hakkı hususunda) işlediği zulümdür.”
el-Kafi, c. 2, s. 330
-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zulüm adımları kaydırır, nimetleri ortadan yok eder ve ümmetleri helak eder.”
Tesnif-u Gurer’ul-Hikem, s. 456
-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın nimetini değiştiren, azabının çabuk gelmesine sebep olan şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur. Allah, zulme ve işkenceye maruz kalanların feryadını duyandır, zalimlerin azabını da hazırlamıştır.”
Nehc’ül-Belağa, 53. Mektup
|