5 Haziran‘da Basra Körfezi‘nde patlak veren Katar krizi bir buçuk ayı geride bırakırken halihazırda uluslararası basında en çok tartışılan konulardan biri olmaya devam ediyor.
Son olarak 18 Temmuz‘da, Washington Post‘ta yer alan Ishaan Tharoorimzasıyla yayınlanan bir makalede, Katar’a karşı, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) önderliğinde yürütülen hareketin hedeflerine ulaşmadığı vurgulandı.
BÖLGESEL GÜÇLER
Tharoor, Katar’a uygulanan abluka için ‘hedefe ulaşmak bir yana dursun, Katar’ın Türkiye ve İran gibi bölgesel güçlerle olan bağlarını derinleştirdi’ tespitinde bulundu.
Tharoor bu durumu şu şekilde açıkladı: “[Abluka] Katar’ı izole etmek yerine, Katar ile Türkiye ve İran gibi bölgesel güçler arasındaki bağları derinleştirdi. Körfez İşbirliği Konseyi’nin diğer iki üyesi Umman ve Kuveyt de bu harekete iştirak etmedi. Gıda ve diğer ürünler halihazırda Katar liman ve havaalanlarına akıyor.”
KÖRFEZ DÖRTLÜSÜNÜN BİR B PLANI YOK
Tharoor öte yandan, ABD’li diplomatların, Beyaz Saray’ın karmaşık açıklamalarına rağmen, ‘Katar’ın Suudiler ve BAE’nin taleplerine boyun eğmesini sağlamaktan çok Katar ile uzlaşmaları için çaba sarfettiklerini’ ifade etti.
George Washington Üniversitesi’nden Ortadoğu uzmanı Marc Lynch’in kısa bir süre önce yayınlanan bir makalesine atıf yapan Tharoor, “Suudi Arabistan ve BAE, Yemen’deki yürüttükleri korkunç savaşta olduğu gibi başarı olasılıklarını aşırı abartmış durumda ve üstelik, işler yolunda gitmediği takdirde devreye sokacakları makul bir B planı oluşturmayı da başaramadılar” sözlerine yer verdi.
***
Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır, Yemen (Hadi liderliğindeki hükümet), BAE, Libya (Ulusal Mutabakat Hükümeti), Maldivler ve Moritanya; Katar’ın İran ile ilişkileri ve ülkenin yasa dışı silahlı örgütlere destek verdiği iddiaları üzerine Haziran 2017’de Katar’la olan tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuşlardı.