Suriye sorununun çözümüne yönelik çabaların yeni bir ivme kazandığı bir dönemde bu tür gelişmelerin meydana gelmesi çözüm süreci açısından ne gibi sonuçları olabilir?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan Ankara Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı, eski milletvekili Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin şu değerlendirmelerde bulundu.
Ben bu gelişmeleri oldukça endişe verici görüyorum. Sürpriz gelişmeler olabilir, istenmeyen sonuçlar olabilir. PYD ve YPG, Astana’daki toplantılara katılmıyorlar. Çünkü Türkiye bunların asla o toplantıya katılmasını istemedi. Onlar da, ‘siz onu yapmazsanız biz de yaptığınız anlaşmaya katılmayız’, dediler.
Şimdi durum böyle iken, özellikle PYD/YPG’nin elinde bulunan bir bölgede bir Amerikan üssü ortaya çıktı. Birkaç ay önce Türkiye, ‘bizim sınırımıza yakın bir bölgede, YPG’nin elinde tuttuğu küçük bir yerde Amerikan bayrağı çekildi’ demişti. Bunun anlamı da şu: Amerika, kendi yerine savaşacak birini arar, mutlaka birine vekalet verir ve böylece de vekalet savaşlarını yürütür. Nitekim PYD’nin olduğu bölgelere helikopterlerle elli ton savaş malzemesi atıldı, bayrağının çekilmesine izin verildi. Bu çok önemli bir adım. Yani artık dünyaya meydan okurcasına diyor ki, ‘ben bu cephedeyim’.
Peki Amerika bunu niye yapıyor? Birincisi, Amerika müttefiklerinden asker istiyordu, yani Suriye ve Irak’ta karadan girip savaşacak asker istiyordu. İşte PYD/YPG güçleri, karada savaşacak askerlerdir. İkincisi, İsrail’in güvenliği. Onlara göre, İsrail’in güvenliği için orada bir Kürt bölgesinin oluşturulması gerekiyor. Niçin? Çok basit. Eğer İran’dan bir atak gelirse, arada bir Kürt tampon bölgesi olsun, eğer Araplar bir saldırı yapmaya kalkışırlarsa, oradaki Kürt faktörü buna mani olsun diye.
Amerika Orta Doğu’da çok daha adil bir politika yürütmek durumunda, daha adil olmak zorunda. Öyle sürekli İsrail’i koruyarak, İsrail’in hatırı için bir Kürdistan yaratarak, kendine göre birtakım hesaplarla Orta Doğu’yu yeniden dizayn ederse o zaman bölgedeki ve bölgeye yakın olan diğer güçler derler ki, ‘dur bir dakika, burada bizler yaşıyoruz, sen niye geldin ortalığı karıştırıyorsun?’ Yani maalesef şu anda Amerika’nın yapmış olduğu bu adım, barışa doğru değil, daha çok savaşa doğru giden bir gelişmeyi tetikleyebilir diye endişe duyuyorum.