ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından ABD’nin Suriye’den çekileceğini ilan etmesi ve hemen akabinde ağız değiştirip çekilmenin takvime bağlanacağını söylemesi sonrası bölgede savaşın bittiği düşünülüyor. Şimdi yeni dengelerin ve haritanın nasıl çizileceği merak ediliyor.
ABD’nin bölgeden çekilmesinin kolay olmadığı, ciddi pazarlıkların yapılacağı uzun zamandır dile getiriliyordu. Trump'ın güvenlik danışmanı John Bolton’un Ankara ziyareti sonrası ortaya çıkan algı ise ABD’nin Ortadoğu politikalarını belirleyen İsrail’in güvenliği ve Körfez’den petrol arzının sürekliliği temel işlevini devam ettiriyor.
ABD'nin YPG politikası
ABD'nin terörist olarak ilan ettiği PKK’nın uzantısı olan YPG’yi silahlandırdığı ve Suriye’de vekâlet savaşı sürdürmek için piyon olarak kullandığı uzun zamandır gözlemleniyor.
Güvenlik danışmanı Bolton, İsrail ve Türkiye’ye gelirken, ABD’nin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Ürdün, Mısır ve Körfez ülkelerine gitti. Burda dikkat edilmesi gerekeni, bilineni tekrar eden Bolton'dan ziyade, Pompeo’nun gezi sonuçları ortaya koyacak.
Bolton’un amaçladığı pazarlığı ne derece dile getirdiği konusunda henüz resmi bir açıklama bulunmamakla birlikte gerek Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın ve gerekse görüşme sorası Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamalar görüşmelerde bir pazarlık mevzubahis edildiğini işaret ediyor.
PKK'yı Kerkük'e yerleştirmek istiyorlar
ABD'nin Suriye'den çekilirken beklediği kazancın PKK/YPG karşılığında Kerkük’e yerleşmek olduğu öne sürülüyor. Yakın dönemde Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve beraberindeki heyet ile Ankara’da yapılan görüşmelerde bu konunun ele alındığı tahmin ediliyor. ABD Başkanı Trump'ın Suriye’den çekilecek askerlerin Kerkük’e yerleşeceklerini söylemesi de asıl amacını göstermektedir. ABD böylelikle İran'ı da kontrol edebilecek.
Ancak bu plan hem Irak merkezi yönetiminin hem de Türkiye’nin pek de onaylayacağı bir plan olarak görünmüyor. ABD Suriye’den çekilmeye başladığında, önce Erbil’deki ABD’nin üssüne yerleşecek, sonra da Kerkük için baskılar başlatacaktır.
Verin İran'ı alın Kudüs'ü
"Pompeo’nun gezisi bu konunun neresindedir?" diye soran Yeni Şafak gazetesinden Zekeriya Kurşun bugünkü köşesinde konu hakkındaki yazısında Kudüs'ü işaret ederek şunları yazdı:
"Pompeo’nun gezisi bu konunun neresindedir? O da Trump’ın asrın projesi iddiası çerçevesinde Arap-İsrail barışını sağlamayı amaçlamaktadır. Bunun için İran karşıtlığı üzerinden oldukça elverişli bir hava yaratılmıştır. İran tehlikesini uzaklaştırma karşılığında, sekiz Arap ülkesinden, İsrail ile zaten uzun zamandır yürüttükleri arka bahçe diplomasisini aleni hale getirmek ve ilişkileri normalleştirmeleri istenecektir. Tabii ki, bu meselenin merkezinde Kudüs yatmaktadır. Bu yüzden onlara da İran’ı durdurma karşılığında Kudüs’ten feragat etmeleri dayatılmaktadır. Anlaşılan önümüzdeki günlerde bu konu daha çok gündemde yer alacaktır. Bu ziyaretlerin diğer bir amacı da Arap ülkelerinin Suriye ile ilişkilerini yeniden düzenleyip Türkiye’nin Suriye’deki etkinliğini azaltmak ve Rusya-Esed yakınlığını ortadan kaldırıp ABD’nin kadim politikalarını sürdürmektir.
Türkiye ile Pompeo’nun ziyarete başladığı Arap ülkeleri arasındaki sorunlar ve özellikle Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı cinayetiyle dünya kamuoyu nezdinde düştüğü durum Pompeo’nun tekliflerini kolayca tartışılabilir kılacaktır. Bu yüzden duyduğumuz açıklamaları değil, bunlar ile başlatılan pazarlıkları tartışmak gerekmektedir. Hülasa Bolton sadece bir yemdir. Asıl mesele Pompeo’nun alacağı sonuçlarda saklıdır.
Kaynak: www.dunyabulteni.net