Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
ABD ve Alman istihbaratı (CIA - BND) Türkiye dahil 130 ülkeyi dinledi
CIA ile BND'nin gizli sahibi oldukları İsviçre merkezli Crypto şirketinin sattığı kripto cihazları ve iletişim hatları üzerinden 130'dan fazla ülkenin en gizli sırlarına vakıf olduğu ortaya çıktı. İçlerinde Türkiye gibi NATO müttefikleri de var.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
12-02-2020 12:02 - 760 Okunma
ABD'nin The Washington Post gazetesi, Almanya'nın kamusal yayın kuruluşu ZDF, İsviçre'nin kamusal radyo televizyonu SRF'nin ortak araştırma haberi, 'yüzyılın istihbarat darbesini' ortaya çıkardı. 
 
'Darbenin' başında ABD'nin Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA ile Batı Almanya'nın Dış İstihbarat Servisi BND var. 
 
Üç medya kuruluşunun #Cryptoleaks (Crypto sızıntıları) etiketi altında yayımladığı araştırma, gizli CIA ve BND belgelerine dayanıyor.
 
2. Dünya Savaşı'ndan beri küresel çapta istihbarat servisleri için kripto cihazları ve iletişim hatları üreten İsviçre merkezli Crypto AG şirketinin gizli sahibinin CIA olduğu, bu operasyonu BND ile birlikte yürüttüğü belirtildi. 
 
CIA ile BND ajanları, ayaklarını uzatıp Crypto AG'nin kripto sattığı istihbarat servislerinin iletişimlerini takip ediyordu, böylece onların tüm sırlarına vakıf oluyordu.
 
Yugoslavya'ya bile satmışlar
Crypto AG'nin satış yaptığı ülkelerin sayısı ise 130'u geçiyor. 
 
Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Umman, Katar, İran, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Libya, Mısır, Cezayir, Fas, Tunus, Etiyopya, Nijerya, Güney Afrika, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Birmanya (Myanmar), Filipinler, Malezya, Tayland, Japonya, Güney Kore, Endonezya, Arjantin, Şili, Brezilya, Kolombiya, Meksika, Peru, Uruguay, Venezüella diye liste her kıtaya uzayıp gidiyor. 
 
Hiçbir bloğa mensup olmayan ama Sovyetlere yakın duran eski Yugoslavya, din devleti Vatikan, tarafsız İrlanda da listede.
 
Hatta İspanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan, Türkiye gibi NATO müttefiklerine kadar herkes var.
 
CIA: Kendilerini dinleyelim diye üstüne bize para ödediler
Bir CIA raporunda operasyondan alaycı şekilde şöyle söz ediliyor:
 
"Yüzyılın istihbarat darbesi... Yabancı hükümetler en gizli iletişimlerinin en az iki (ve muhtemelen beş-altı kadar) yabancı ülke tarafından okunması gibi bir imtiyaz için ABD ile Batı Almanya'ya iyi para ödedi."
 
Müttefik ülkelerin gizli iletişiminin takibe alınmasından rahatsız olan BND'nin belgelerinde ise Amerikalıların temelde her hükümeti dinlemek istemesinden şikayet edilerek "Müttefiklere Üçüncü Dünya ülkeleriyle aynı muameleyi yapmak istiyorlar" deniliyor.
 
İşbirlikçileri Siemens
CIA'in 'Minerva', BND'nin 'Rubicon' kod adını verdiği ve on yıllarca sürdürdüğü bu operasyonun Soğuk Savaş'ın en sıkı saklanan sırlarından biri olduğu belirtildi. Bu operasyondan İsviçre istihbarat servisleri de haberdardı.
 
BND'nin talebiyle Alman sanayi devi Siemens'in Crypto AG ile işbirliği yaptığı, BND'nin 1990'ların başında ifşa olma korkusuyla operasyondan çıktığı, CIA'in ise şirketin hisselerini ancak 2018'de sattığı aktarıldı.
 
Katliamları da öğrendiler ve sustular
Buna göre CIA ile BND, yabancı hükümetlerin en gizli iletişimlerine vakıf olduklarından ötürü katliamlardan da birinci elden haberdar oldular, ama sustular.
 
Haberde ABD ve Batı Alman istihbarat servislerinin on binlerce kişinin katledilmesini bilmelerine rağmen seslerini çıkarmadıklarının altı çizildi.
 
ZDF'nin görüş aldığı Helmut Kohl'un başbakanlığı döneminin Alman gizli servisleri koordinatörü Bernd Schmidbauer, "Rubicon kesinlikle dünyanın bir nebze daha güvenli olmasını sağladı" savunmasını yaptı.
 
ZDF'nin bu yorumla ilgili görüşünü aldığı İngiliz Warwick Üniversitesi'nin Uluslararası Güvenlik dalı profesörü Richard J. Aldrich, "Orası çok tartışılır, ama muhtemelen tarihin en önemli istihbarat operasyonuydu, gelmiş geçmiş en cüretkar ve skandal operasyonlardan biri" dedi. 
 
Kripto üçkağıtçılığıyle elde edilen istihbaratla ne yapıldığı ve ne yapılmadığına dair bazı örnekler:​
* Vatikan'a da kripto satılması sayesinde, ABD, Aralık 1989'da işgal ettiği Panama'da eski müttefiği olan diktatör Manuel Noriega'nın Vatikan Büyükelçiliği'nde saklandığını öğrendi ve devrik liderin teslim olması sağlandı. 
 
* 1970'lerde askeri cuntanın hakim olduğu Arjantin'de 30 binden fazla muhalif öldürüldü, çoğu diri diri helikopterlerden okyanusa atıldı. Belgelere göre ABD kadar Almanya da Arjantin'deki bütün askeri-diplomatik iletişimden haberdardı, ama Sosyal Demokrat Başbakan Helmut Schmidt 1978'de Arjantin'de düzenlenen Dünya Kupası'na protesto yerine Alman milli takımını gönderdi. 
 
* Şili'de Sosyalist  Devlet Başkanı Salvador Allende 11 Eylül 1973'te General Augusto Pinochet'nin CIA destekli kanlı darbesiyle canından olurken, 30 bin muhalifin işkenceden geçirilip hapse atılmasına, en az 3 bin muhalifin öldürülmesine seyirci kalındı. 
 
* CIA ile BND, Crypto cihazları sayesinde, Nisan 1982'de Arjantin cuntasının Falkland'ı işgaliyle ilgili adaların bağlı olduğu Britanya'ya her adımda istihbarat verdi. Aslında dönemin Britanya Başbakanı Margaret Thatcher, bu istihbarat sayesinde savaşı önleyebilirdi, ama onun yerine istihbaratı askeri amaçlı kullanmayı tercih etti. Kriptolu haberleşmeleri yakalanan General Belgrano isimli Arjantin savaş gemisi, 2 Mayıs 1982'de bir Britanya denizaltısı tarafından batırıldı, Belgrano ile beraber sulara gömülen 323 can, Arjantin ordusunun Falklanda Savaşı'ndaki kayıplarının yarısından fazlasını oluşturdu. 
 
* Almanya'nın Berlin kentindeki ABD askerlerinin düzenli gittiği La Belle diskoteğinde 5 Nisan 1986'da gerçekleşen patlama, 3 can aldı, 200'ünü yaraladı. Ertesi gün 'bombalı saldırıdan çok kesin kanıtlara dayanarak Libya'yı sorumlu tutan' dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan'ın dayanağı, Libya'nın Doğu Berlin Büyükelçiliği ile Trablus'taki Dışişleri Bakanlığı arasındaki kriptolu iletişimdi. Ama bu şu soruları da beraberinde getirdi: Bombalı saldırı planlama aşamasında biliniyor muydu, önlenebilir miydi, onun yerine Washington Bingazi ve Trablus'a saldırmak için patlamaya izin mi verdi? 
 
* İran İslam Devrimi'nin 1979'da başlamasının ardından üniversite öğrencileri ABD'nin Tahran Büyükelçiliği'ni basıp 52 kişiyi rehin aldı, talepleri ABD'ye kaçan İran Şahı'nın iadesiydi. Rehinelerin serbest bırakılması için 444 gün uğraşan dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter, her gün İranlıların kriptolu iletişiminden gelen son istihbaratı takip ediyordu.  (Ajanslar)
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
12-02-2020 12:02 - 760 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
21-11-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım