Venezuela'da açık bir darbe girişimi var. Aslında bu daha önce bir çok kez denendi. Ama askeri ve suikast yöntemleri başarısız olunca bu kez ‘oldu bitti’ şekliyle karşımıza çıktı.
TRUMP'IN DERDİ VENEZUELA'NIN PETROLÜ
Venezuela petrol zengini bir ülke. Ama açlıkla imtihan ediliyor. Bunun sebebi Amerikan ambargoları. ABD yönetimi ambargoyla açlığa mahkum ettiği Venezuela’da darbeyle yönetimi kontrolü altına almak peşinde. Sebep ucuz hatta bedava petrol, bunun yanı sıra enerjiyi yönetme politikası. Ortadoğu'da yapılanın aynısı Venezuela’da yapılıyor. Petrol zengini bir ülkenin enerji kaynaklarının Amerikan kontrolüne geçirilmesi isteniyor.
SUUDİ ARABİSTAN'A DA BENZERİNİ YAPMIŞLARDI
Trump başkan olmadan önce Suudi Arabistan’a “bize bedava petrol vermelisiniz çünkü sizi biz koruyoruz” diye twitler atmıştı. 2 Ekim’deki Kaşıkçı cinayetinden bir süre önce yine Suudi Arabistan’a tehditkar dille “petrol fiyatlarını indirin yoksa tahtta 15 gün bile oturamazsınız” diye seslenmişti. ABD politikaları enerjiyi direk tekeline alıp, kontrol altında tutmak üzerine kurulu, petrolün ya da doğalgazın fiyatını Amerika belirlemeli, politikaları bu yönde. Trump ise bu Amerikan politikasını daha da aceleci hale getirip, sadece petrolü kontrol altına almakla yetinmiyor aynı zamanda petrolü bedavaya getirmeyi de hesaplıyor.
2002’DEN BERİ BİR ÇOK DARBE GİRİŞİMİ OLDU
Venezuela'da Çavez döneminde de bir çok kez darbe girişimi olmuştu. Amerikan emperyalist politikalarına karşı duran Venezuela 2002’den bu yana darbe girişimlerine alışık. Çavez'in kansere yakalanıp, ölmesi de kafa karıştırmıştı. Çünkü aynı dönemde Brezilya Devlet Başkanı Lua Lua da kanser olmuştu. ABD politikalarına kafa tutan iki liderden biri yani Çavez öldü, diğeri ise görevini bırakmak zorunda kaldı ve şu an hapiste. Çavez sonrası Maduro dönemin de darbe girişimleri tekrarlandı. Ağustos ayında Maduro'ya drone ile suikast yapmayı denediler, daha birkaç gün önce yine ordu içerisindeki bir grup darbeye kalkıştı. Trump'ın bir buçuk yıl kadar önce Venezuela’ya yönelik askeri müdahale yaptığının ortaya çıktığını da hatırlamakta fayda var.
ABD BÖLGEYİ DİZAYN EDİYOR
Brezilya’da Lua Lua ve Rousef’in tasfiyesi sonrası ABD çizgisindeki Bolsorano devlet başkanı oldu. Arjantin’de de benzer tasfiyeler gerçekleştirildi ve Arjantin IMF’ye yeniden mahkum edildi. Trump’ın muhalif lideri “Venezuela devlet başkanı” olarak tanımasını bu ülkelerin yanı sıra bir çoğu kabul etti. Bölgede sadece Küba, Bolivya ve Meksika, Venezuela’nın yanında durma cesareti gösterebildi.
PETROL ZENGİNİ BİR ÜLKE NASIL BU HALE GELDİ
Çavez döneminde Venezuela Rusya ile nükleer enerji anlaşması imzalamıştı. Sonrasında 2011 Japonya depreminde Japonya’daki nükleer sızıntı gerekçe gösterilerek, Amerikan baskılarıyla bu proje durduruldu. Daha sonra kuraklık nedeniyle Venezuela’da elektrik kesintileri yaşandı. Amerikan ambargoları da eklenince ekonomik kriz baş gösterdi ve petrol zengini bir ülke açlık, fakirlik nedeniyle yağma olaylarının yaşandığı bir yer haline getirildi.
ASKERLE, SUİKASTLA YAPAMADILAR BU YOLU DENİYORLAR
Venezuela’da askeri ve suikast yöntemleriyle başarısız olunan darbe girişimleri bugün komik bir şekilde yapılıyor. Ulusal Meclis başkanı aynı zamanda muhalefet lideri bir meydanda çıkıp, kendi kendine başkanlık yemini ediyor ve Amerika bu adamı meşru devlet başkanı olarak tanıyor. Sonra da baskıyla diğer ülkeleri bunu tanımaya zorluyor. Oysa karşı tarafta Mayıs ayındaki seçimi yüzde 68 oyla kazanmış, seçilmiş ve meşru bir lider var.
BATI YİNE DEMOKRASİ SINAVINDA SINIFTA KALACAK GİBİ DURUYOR
Trump demokrasiyle ilgilenmiyor ama Amerika ve AB demokrasi nutuklarıyla ülkeleri dizayn etmeyi pek severler. 2013’te Mısır’da darbe olunca ABD ve AB hemen Kahire’ye koşup, darbeci Sisi’nin yanında durmuştu. Bugün Venezuela’daki darbe girişimi ABD tarafından başlatıldı şimdi top Avrupa’da. Demokrasiyi sadece kendi çıkarları için kullanan Avrupa, Venezuela’da seçilmiş lider yerine kendi kendine yemin eden bir adamı devlet başkanı olarak tanıyacak mı tanımayacak mı, şu an merak edilen bu. Gelen sinyaller ise tanıyacakları şeklinde. Bu aslında Avrupa için bir demokrasi sınavı ama gelinen nokta ve tecrübeler gösteriyor ki Avrupa demokrasiyi sadece kendi çıkarları uğruna kullanan yapısıyla bu sınavdan kalacak gibi duruyor.
ASKERİ MÜDAHALE OLUR MU?
Amerika diyor ki ''askeri müdahale seçeneği masada yok''. Böyle bir açıklama bile yersiz askeri müdahale neden olmalı, ortada kimyasal silah kullanan, nükleer silahla katliam yapan, terör örgütleri üreten birileri mi var da Amerika’nın o çok sık kullandığı kırmızı çizgileri aşılıyor da askeri müdahaleden bahsetme gereği hissediyorlar. ABD yalanlasa da daha önce Venezuela’ya askeri müdahale hazırlığı yapıldığı ortaya çıkmıştı. Bugün buna gerek duyulur mu orası belli olmaz ama şu da var ki Rusya 10 Aralık’ta olası bir dış müdahaleye karşı Venezuela’yı korumak amacıyla bu ülkeye 2 adet stratejik bombardıman uçağının da bulunduğu bir takım askeri araçlar konuşlandırdı.