İran'ın barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirme hakkı bulunduğuna vurgu yapılan raporda, bu ülkeye yönelik olası askerî müdahaleden duyulan kaygı dile getirilip tüm taraflara "nükleer silahların yayılmasının önlenmesiyle ilgili antlaşmalar temelinde barışçıl bir çözüm arama" çağrısında bulunuluyor. Suriye konusuna da değinilen raporda, bu konuda AB ülkelerine BM Güvenlik Konseyi'nde ortak hareket etme çağrısı yapılıyor. AB'nin Suriye konusunda Rusya ve Çin üzerindeki baskıyı artırması ve mülteci akınından olumsuz etkilenen Suriye'ye komşu ülkelere insani yardımda bulunması isteniyor.
Raporda AB'nin küresel ve bölgesel çok taraflı ilişkileriyle ilgili politikalarına da değiniliyor. BM reformunun desteklenip, Güvenlik Konseyi'nin tamamen değiştirilmesi ve "genişletilmiş ve reforme edilmiş" Güvenlik Konseyi'nde AB'ye de bir koltuk verilmesi için çalışılması isteniyor. AB'nin en kısa sürede Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olmasını savunan AP, "tarihî bir fırsat" olarak değerlendirdiği bu durumun gerçekleşmesinin, insan haklarının AB'nin temel değeri olduğunun göstergesi olacağını dile getiriyor. AP, Arap Birliği ve İslam Konferansı Teşkilatı gibi örgütlerle diyaloğun kuvvetlendirilmesini de savunuyor.
Toplam 754 üyeli AP'de sadece 34 parlamenteri bulunan Komünist Grup rapora grup olarak karşı çıktı. Grup oylama öncesinde rapora eklettiği bir notta , "AB'nin dış politikasını sadece askerî çerçeveye oturtuyor" gerekçesiyle blok halinde rapor aleyhinde oy kullanacağını duyurdu. Komünistler aynı notta, "NATO'nun dağılması", "AB'nin NATO'dan tamamen bağımsız sivil bir yapılanmaya dönüşmesi", "Avrupa'daki tüm askerî üslerin kapatılması", "Avrupa'nın tamamen silahsızlanması" talebinde bulundular.
Raporun hukuksal bir yaptırımı bulunmamakla birlikte, AB'nin bakışını yansıtması açısından önem taşıyor.