AB'nin Türkiye ile ilgili açıkladığı İlerleme Raporu'nda Gezi olaylarında polisin orantısız güç kullanması eleştirilirken, Demokratikleşme Paketi'nden ise övgüyle söz edildi.
Avrupa Birliği aday ülkelerle ilgili 2013 İlerleme Raporu'nu açıkladı. Kurban Bayramı'na denk gelmesi nedeniyle raporun açıklanmasının ertelenmesini talep eden Türk yetkililer, bunun olmaması sebebiyle bayram sonuna kadar konuya ilişkin bir tepki vermeyecek. Bunu geçen hafta Brüksel ziyaretinde AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış dile getirmişti.
Raporla ilgili basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Komisyon Genişleme Komiseri Stefan Füle raporun bayrama denk gelmesi nedeniyle "Bu önemli bayrama saygımız var ve Türk siyasetçiler ve Türk halkından bizi anlayışla karşılamalarını rica ediyoruz, çünkü bizim de bir iç işleyiş ve kurumsal takvimimiz bulunuyor. Türkiye'den de buna saygı göstermesini bekliyoruz" dedi.
Müzakelerde 22'inci faslın açılması konusunda yeşil ışık yakıldığını, ancak Hükümetlerarası Konferans'ın tam olarak hangi tarihte toplanacağına üye ülkelerin karar vereceğini ifade eden Füle, bunun mümkün olan en kısa süre içerisinde gerçekleşeceğini umduğunu belirtti. AB haziran ayında 22'inci faslın açılmasına karar vermiş, ancak fasılla ilgili müzakerelere Hükümetlerarası Konferans'ın toplanmasının bekleneceğini açıklanmıştı.
Füle, “Aday ülkeler üzerlerine düşenleri yaptığında AB de üstüne düşenleri yapacaktır” şeklinde konuştu.
Gezi'ye eleştiri
Gezi olaylarıyla ilgili olarak da raporda eleştiriler yer aldı. Gezi olaylarında polisin uyguladığı orantısız güce dikkat çekilerek "gösterilerin barışçıl olduğu, ancak az sayıda da olsa şiddete başvuran eylemcilerin bulunduğu" belirtildi. Polisin ihlallerini denetlemek üzere bağımsız bir Kanun Yaptırım İzleme Komisyonu kurulması için gerekli yasa taslağının hazırlanmamış olduğu kaydedilen raporda, hükümetin "gösteriler sırasında uzlaşıdan uzak, vatandaşları, sivil toplumu ve iş dünyasını kutuplaştırıcı bir tutum içerisinde yer aldığı" ifade edildi.
Gösteriler sırasında ve sonrasında "demokraside sivil toplumun halen geleneksel siyaset mekanizması tarafından önemli ve yasal bir aktör olarak algılanmadığı" ifadelerine yer verildi. Bununla birlikte ihlali bulunan görevliler hakkında soruşturmaların başlatılmış olması ise olumlu bir gelişme olarak not edildi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "gösteriler sırasında uzlaştırıcı rol oynayarak kutuplaşmayı azalttığı"na değinildi.
Yüzde 10 barajı
Ayrıca yine hükümetin bazı hassas yasaların hazırlanması ve kanunlaştırılması sırasında yeterli etki analizini yapmamış olduğu ve danışma sürecini yeterli seviyede işletmemiş olduğu eleştirisine de raporda yer verildi. Büyükşehir Belediyeler Yasası, Sayıştay yasa taslağı ve alkollü içkilerin reklam ve satışı ile ilgili yasalar örnek olarak gösterildi. Kamu harcamalarının TBMM tarafından denetlenmesi konusunda ilerleme kaydedilmediği aktarılan raporda siyasi partilerin kapatılması, seçim kampanyası ve finansmanı ile ilgili yasaların hala AB standartlarında olmadığı ifade edildi ve yüzde 10 seçim barajının değişmemiş olduğu da vurgulandı.
Azınlıklar ve basın özgürlüğü
Raporda insan hakları, azınlıklar ve basın özgürlüğü konularında öncelikle insan hakları savunucularının baskıya maruz kaldıkları, orantısız güç kullanımının endişe verici boyutlara vardığı ifade edilirken azınlık dinlerine mensup ve inancı olmayan kişilerin gündelik hayatta ayrımcılıkla karşılaştığına yer verilirken, basın özgürlüğü noktasında da "hükümet görevlilerinin baskılarının, otosansürün ve eleştiri yapan gazetecilerin görevlerine son verilmesi uygulamalarının sürdüğü" kaydedildi.
Öte yandan gayrimüslim topluluklarla diyaloğun geliştirilmesinin olumlu sonuçlar verdiği ve gayrimenkul haklarıyla ilgili yapıcı tutum izlendiği ve mülklerinin iade edilmesinin memnuniyetle karşılandığı belirtilerek azınlıkların eğitim ve dinî özgürlükleriyle ilgili ilerleme kaydedildiği ifade edildi.
Kadın hakları ve cinsiyet eşitliği ile ilgili yasaların da uygulamaya konmasının beklendiği belirtilen raporda, "zorla evlikler, kadına karşı şiddet ve kadınların istihdamdaki payının Türkiye'nin en önemli sorunları arasında yer almaya devam ettiği" vurgulandı.