İran’ın Batı ile ilişkilerdeki açılımı İsrail’de kamuoyu ve siyaseti ikiye bölmüş durumda
Almanya’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’nın Yöneticisi Volker Perthes, Netanyahu’nun tutumunu şöyle açıklıyor: “Bu tavır, Netanyahu'nun ideolojik tutumuyla ilgili. Yani ‘biz kendimizden başka kimseye güvenmemeliyiz, İsrail’in etrafı düşmanlarla çevrili' düşüncesi. Bu bağlamda Ortadoğu dışındaki müttefiklere, özellikle de ABD’ye ve Avrupalılara, 'İsrail’in düşmanları düşman kalacaktır, İran’a yaptırımlar gibi konularda gevşememeli' deniyor. Ancak İsrail’de farklı tutum sergileyen siyasî cepheler de mevcut. Örneğin Cumhurbaşkanı Şimon Peres de İran konusunda oldukça şüpheci. Ama ‘Bir bakalım, deneyelim. Söylemin ardında gerçeklik var mı, yoksa sadece sözde kalan bir atak mı?’ diye düşünüyor. Hatta Netanyahu’nun koalisyon ortakları da benzer bir tutum içinde. Örneğin Maliye Bakanı Lapid, 'En azından İran’dan otuz yıldır bu tür sözler duyulmadı, biraz daha iyi kulak verip İran tarafında gerçek bir açılım mı var, buna bakmak gerek' diyor.”
'ABD İsrail'e mesafeli dursun'
İran tarafı da Netanyahu’nun katı tutumunu, uluslararası toplumda konumunu güçlendirmek için kullanmaya çalışıyor. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, BM’yi Netanyahu'nun Genel Kurul konuşmasındaki panik yaratma çabalarını önemsememeye çağırdı. Netanyahu’nun ifadelerinin temelsiz olduğunu savunan Zarif, “Yıllardır İran’ın altı ay içinde atom bombasına sahip olacağını söylüyor. Dünya, küresel zekânın bu kadar da aşağılanmasına izin vermemelidir” diye konuştu. Netanyahu’ya karşı bir atak da Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marziye Afham’dan geldi. İran’ın ilk kadın dışişleri bakanlığı sözcüsü, son gelişmelerden rahatsız olan İsrail’in çeşitli senaryolarla ABD’yi İran’a karşı etkilemeye çalıştığını belirterek, “ABD'nin İsrail'in bu İran karşıtı tutumu ile arasına mesafe koymasını umuyoruz. Mesafe ne kadar fazla olursa ikili ilişkilerin düzelmesi perspektifi o kadar iyi olur” dedi.
Alman uzman Perthes ise ABD ile İran arasındaki diyalog adımlarını şöyle yorumluyor: “İran gibi önemli bir ülkeyi uzun vadede dışlamanın ABD ve Batı için iyi olmadığını biliyoruz. Aynı zamanda uzun süre dışlanmanın İran için de iyi olmadığını biliyoruz. Ülke bunun acısını çekiyor. Yani ikili ilişkileri yeniden bir düzene sokmak hem İran hem de Batı'nın son derece çıkarına. Bunun yolu da nükleer program konusunda İran’a haklarını veren, ama Batı’ya ve uluslararası topluma da İran’ın nükleer silah üretmeyeceği güvencesini veren makûl bir uzlaşma sağlanması.”
öte yandan Amerika kongresi İran ile dostluk grubu oluşturmak niyetinde
ABD ile müzakereleri çok olumlu olarak değerlendiren İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, ABD kongresinin İran ile dostluk grubu oluşturmak niyetinde olduğunu bildirdi.
Reformcu milletvekili Abed Fettahi devlet ve meclis arasında yapılan ortak toplantı hakında Mehr Haber Ajansı’na verdiği demeçte İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani’nin toplantıda yaptığı konuşmasının bir bölümünde Cumhurbaşkanı Ruhani’yi BM Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı başarılı konuşması dolaysıyla kendisini teşekkür ve takdir ettiğini ifade etti.
Fettahi, Larcani’nin konuşmasından sonra Cumhurbaşkanı Ruhani'nin New York seyahatı hususunda bilgi verdiğini, Obama ile yaptığı telefon görüşmesinde de nükleer meselesi ve yaptırımların kaldırılmasını ele aldığını dile getirdi.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin, ABD ile müzakereleri çok olumlu olarak değerlendirdiğini ve bu bağlamda ABD kongresinin İran ile dostluk grubu oluşturmak niyetinde olduğunu söylediğini konuşmasına ekledi.