Buna katkısı olanlar, yaptıklarıyla gurur duyabilirler! Yahudilere toprak satan 2. Abdülhamit olduğu halde tam tersini yapmış gibi göstermediler mi? Ama sonunda tarih, gerçekleri ortaya çıkarıyor işte.
Bugün de farklı değil; 'Golan Tepeleri' diye, ağıt yakanlar, "Esad Şii, gitmesi gerek!" diyenlerdir. Bu kadar önemli bir konuda maksadım, yanlış politika sahiplerini eleştirmeye vakit harcamak değil.
İsrail'i İngiltere kurdu. Büyük İsrail'i ise ABD kuruyor. O günü İngiltere Müslüman coğrafyaya önce yerleşti, bir süre kaldıktan sonrada çıktı ama bölgeyi Yahudilere bıraktı. İsrail'in kurulma sürecini başlattı.
Hedef buydu çünkü...
Bugün İngiltere'nin yerinde, ABD var.
Arapların yerinde ise kandırılmış Kürtler var. Kürtler, Fırat'ın doğusunda ABD'nin kendileri için bir devlet kurduğunu hayal etmeye devam etsinler. Gün gelecek ABD orayı boşaltıp, İsrail'e teslim edecek. Kürtler de bugünkü Filistinliler olacak.
Emperyalist aklın hiç acelesi yok...
Planları tıkır tıkır işliyor. Siz yürüyen sürece bakın, yeter.
İsrail için parça pincik edilen bir Suriye var. Golan Tepeleri, Şam'ı gören son derece stratejik bir bölge. Oldukça verimli arazilere sahip, çok önemli su kaynakları mevcut…
İsrail, bu hızda, emperyalist akıl, bu hesapta, ilerlemeye devam ederse, önlerine bir engel çıkmazsa, bugün Golan, yarın, Antakya ve Urfa, İsrail'in... "Atatürk planlarımızı yarım yüzyıl geciktirdi" itirafını boşuna yapmadılar.
7 Kasım 1920'de İngiltere ve Fransa, Ortadoğu'yu paylaştı. Filistin toprakları İngiltere'nin kontrolünde oldu. İngiltere, Yahudileri bu bölgeye getirip yerleştirdi. Bunun üzerine Araplarla 1921, 1929, 1933, 1937-1939'da çatışmalar oldu.
İngiltere 1947'de BM'ye gitti. BM, "Filistin'in Arap ve Yahudiler arasında bölünmesine, Kudüs'e de tarafsız bir statü verilmesine" karar verdi. Çatışmalar, Aralık 1947'de yine şiddetlendi.
İngiltere, 14 Mayıs 1948'de Filistin üzerindeki manda yönetimini kaldırdı ve aynı gün İsrail devletinin kuruluşu ilan edildi. Çekilen İngiliz kuvvetleri, yerini Yahudilere bıraktı.
Şimdi siz söyleyin ABD, Fırat'ın doğusunda çekildiğinde yerini kimlere bırakacak? Tabi ki İsrail'e...
Ve o gün geldiğinde, Kürtlerle-Yahudiler arasında şiddetli çatışmalar olacak. BM'ye gidilecek, bölge bir şekilde İsrail'e devredilecek. Kürtler şimdi ki, Filistinliler gibi vatansız kalacak, mülteci durumuna düşecek ve ölecekler.
Neyse, konudan kopmayalım…
1948'de İsrail-Arap savaşı çıktı. Sovyetler Birliği ve ABD, İsrail'i destekledi. İsrail'in 75 bin askerine 5 Arap ülkesinin orduları yenildi. Aslında orada Arap orduları; İngiltere, ABD ve Sovyetler Birliği'ne karşı savaştı.
Söz konusu Yahudiler olunca, hepsi birleşmişti ne hikmetse!.. Savaşın sonunda Kudüs'ün yarısı İsrail'in eline geçti. Oysa Kudüs, uluslararası statüye sahipti.
5 Haziran 1967'de İsrail uçakları; Mısır, Ürdün, Suriye havaalanlarını bombaladı. 400 Arap uçağı havalanmadan imha edildi. Hava üstünlüğünü ele geçiren İsrail, 6 gün savaşları denilen kara savaşlarına başladı. Kudüs'ün tümü İsrail'in eline geçti. Golan Tepeleri'ni de ele geçirdi.
Sovyetler Birliği, ABD'ye başvurup ateşkes ilan etmeseydi Şam, İsrail'in olmuştu. Sanki bütün bunlar yeni olmuş gibi değil mi? Ve bundan sonra olacaklara da ışık tutuyor.
Her şey planlı yürüyor, bakın…
9 Aralık 1917'de İngiltere tarafından işgal edilen Kudüs, 6 Aralık 2017'den ABD tarafından İsrail'in başkenti ilan ediliyor. Hesap hatası var mı? Kudüs'ün işgalinden tam 100 yıl sonra Trump, Yahudi desteği arkasına almak için, bir yıl üç gün, erken adım attı.
ABD bugün İsrail ile birlikte Suriye'nin yüzde 40'ına sahip.
İsrail lehine bölgeyi ABD boşaltırsa, (boşaltamaması da kuvvetle muhtemel) Müslüman Kürtlere bırakır mı? İngiltere, Müslüman Filistin'e bıraktıysa, ABD de bırakır.
Aklımızı başımıza toplamazsak, emperyalizm hepimizi yiyecek!
Söz konusu Yahudiler/İsrail olunca, Rusya'nın ABD ile birlikte hareket ettiği de, oldukça dikkat çekici.
Türkiye'nin Rusya'ya onca rüşvet nitelikli projeler vermesine rağmen, Suriye'deki hareketlerinden kıllanan Moskova, İsrail'in Suriye'de istediği yeri vurmasına ses çıkarmıyordu. Ta ki, İsrail'in bir Rusya uçağı düşürmesine kadar...
Hem ABD'nin hem de Rusya'nın bugün, PYD/YPG konusundaki bakış benzerliği dikkat çekici diye düşünüyorum. Yani bölge İsrail için ABD tarafından parçalanırken, İsrail'i ilgilendiren alanlarda Rusya'nın sessizliği mümkün.
İster Yahudi lobilerinin Çin, Rusya ve ABD gibi güç merkezlerinin yönetimlerinde etkin olduklarını düşünün, isterseniz başka bir şey. Sonuçta fark etmiyor. Bir belediye almak için "beka" sakızı çiğneyenlerin, asıl bu gerçekleri görmelerse, ciddi "beka sorunu" var demektir.
Bırakın görmeyi, Suriye'de, Irak'ta ve bütün bir Müslüman coğrafyada, İsrail için yapılan ameliyatlarda, olaya bıçak ve makas oldular.
Sürekli 'büyütülen ve genişletilen' İsrail'in, sınırları neden ilan edilmiş değil, bunu düşündük mü?
Çünkü daha "Fırat-Nil arası" toprakların tamamını katmadılar. Güneydoğu olayları, bu gözle değerlendirilmezse eğer içeride kardeşi kardeşe kırdırarak, hedeflerine ulaşmamaları mümkün değil.
Emperyalist aklın, Türkiye'de yapmak istediği en öncelikli şey, iç savaştır. Bunu aklımızdan çıkarmayalım. Eninde sonunda bunu, gerçekleştirmek isteyecekler. Ekmeklerine yağ sürmeyelim. Hesaplarına hizmet etmeyelim!