Ortadoğu'yu yutarak büyüyen, tekfirci el-Kaide-Selefi teröristler sadece masumları katletmek, mukaddes mekanları bobmalamakla yenitmeyerek,  Peygamber sahabelerini ve Ehli Beyt yarenlerinin kabirlerini yağmalayıp, mübarek naaşlarını mezardan çıkarıp, türbelerini ateşe vermeleri İstanbul Halkalı'da protesto edildi.

  Halkalı Zeynebiye Camisinde kılınan cuma namazının ardından: "Türkiye uyuma Vehabiye inanma, Ehli Beyte uzanan eller kırılsın, sahabeye uzanan ellir kırılsın, Sünni- Şii kardeştir vehhabiler kalleştir" sloganlarıyıla toplanan yüzlerce kişi protesto gösterisinde bulundu.

Dünya Caferi Alimler Birliği kurucu başkanı H.Ş. Hamit Turan basına açıklamalarda bulundu.

Dünya Caferi Alimler Birliği “CABİR”den,
Kamuoyuna

Geçtiğimiz hafta, Hz. Peygamber(s.a.v)in birisi Suriye’de, diğeri Ürdün’de olmak üzere iki muhterem sahabilerinin kabirleri tekfirci el- Kaide -Selefi’lerin terörist saldırılarına maruz kalmıştır.

Bunlardan birincisi bir şehzade Sahabi olan Hucr b. Adiy’dir. Şam’ın Banliyolarında, Adra el-Beled şehrinde bulunan bu büyük sahabi’ninTürbesi, geçtiğimiz hafta Vehhabi, Selefi -Nusra terör örgütü tarafından tahrip edilmiş, kabri açılarak mübarek cesedi çıkarılıp meçhul bir yere götürülmüştür. Bunu yapanlar, görgü şahitlerinin bildirdiklerine göre bu olayı kutlayarak eylenmişlerdir! Şam’a giden müminlerin ziyaretinin akınına uğrayan "Hucr b. Adiyy el Kindi'nin"türbesini tahrip eden, İngiliz üretimi olan bu vahşiler, yaptıkları insanlık dışı bu olayı "Allah'a şirk araçlarının birinden daha kurtulduk, mücahitlerimiz, Şam topraklarının her yerinde yine şirk evlerinin tamamını yıkmaya devam edecektir!" diye de internet sitelerinde yayınlamaktadırlar.

Osmanlı Sultanları tarafından imar edilip önemle ve saygıyla korunan büyük şehid sahabinin türbesini tahrip eden tekfirci Selefi zihniyet, bu olaydan birkaç gün sonra da Ürdün’de medfun bulunan Cafer-i Tayyar’ın kabrini ateşe verdi. Bilindiği üzere Cafer-i Tayyar Peygamberimizin amcazadeleri, Hz. Ali’nin kardeşidir. Peygamberimiz, Mut’e savaşında Cafer-i Tayyar’ın iki kolunu kaybederek şehit düşmesinden sonra Allah’ın ona iki koluna karşı iki kanat verdiğini ve cennette meleklerle beraber uçtuğunu haber vermiştir. Tayyar lakabı da bu yüzden atfedilmiştir.

Ne gariptir ki bir zamanlar, Osmanlı’yı Hicaz topraklarından çıkarmak için Osmanlı’ya karşı savaşan İngilizler tarafından kurulan Vehhabilik fitnesi, şimdi Osmanlı mirasına sahip çıkma iddiasında bulunanlar tarafından destekleniyor. Viyana’da düzenlenen “Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı 5. Küresel Forumu”nda yaptığı konuşmada“Tıpkı Siyonizm gibi, antisemitizm, faşizm gibi, İslamofobi’nin de bir insanlık suçu olarak görülmesi kaçınılmaz olmuştur” diyenler, bu iki olay karşısında tepki göstermek bir yana, onları “Esad muhalifleri” diye destekleyerek “İslamofobi”yi beslemiş olmuyorlar mı?

Kendi peygamberinin sahabilerine bile saygı göstermeyerek, onların türbesini yakıp yıkan, cesetlerini mezardan çıkaran, bu sözüm ona “İslam mücahitleri!” İslam’ın ve Müslümanların imajını kötü göstererek başta ABD olmak üzere Emperyalist ve Siyonistlerin, “Terörist takibi” adı altında Müslümanların ülkelerini işgal edip, milli servetlerini yağmalamalarına ve onlara zulmetmelerine davetiye çıkarmıyorlar mı? Ne hazindir ki bu iki çirkin saldırıya yönelik Dışişleri’mizden de bir tepkiye rastlamadık. Diyanet İşleri Başkanlığımızdan da İslam adına bu utanç verici saldırılar karşısında ses çıkmadı?

Geçmişte, Osmanlı o kutsal topraklardan kardeş ihanetiyle çekilirken, Şanı yüce peygamberimizin Mekke ve Medine’de bulunan Ehl-i Beyt’inin ve Ashabının Osmanlılar tarafından yaptırılan türbelerini yerle yeksan eden Vehhabi anlayış, Hz. Peygamberin de Mubarek Ravza-i Mutahharasını yıkmak istediğinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği ültimatom soncu durdurulmuştu. Ancak günümüzde Osmanlının torunları tarafından şımartılan bu zihniyet, gelecekte Hz. Peygamber’in türbesini yerle bir ederse şaşmamak gerekir. Yakın gelecekte Şam’da  Şimdi de UNESCO'nun 'Dünya Mirası' listesinde yer alan Emevi Camii’nde medfun bulunan Hz. Zekeriya Peygamberin kabrinin kabri yerle bir edilirse şaşmayın.

Şam’da Emevi Camisinin yakınında medfun bulunan Hz. İmam Hüseyin’in kızı Sakiyne’nin, kabiri bu tekfirci vahşilerin saldırılarında yara almıştır ve yine Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın kızı Hz. Zeynebin mukaddes türbesine saldırılar olmuştur. Vehhabi-el- kaide – selefi şeyhlerince verilen fetvalarla oraları da yıkmak için sabırsızlanmaktadırlar. Kalbinde Peygamber sevgisi taşıyanlar bu vahşet karşısında daha ne kadar sessiz kalacaklar?

Sonuç olarak biz Dünya Caferi Alimler Birliği olarak, Sünni’siyle- Şii’siyle bütün İslam ulemasını bu tehlikeli gidişe dur demek için öncülük görevlerini yerine getirmelerini bekliyoruz.

Peygamberimizin kalbini yaralayan Emperyalizm ve Siyonizm’e hizmet eden bu tekfirci: el-kaide-selefi-vehhabi anlayışın bu menfur saldırılarını nefret ve şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz diye konuştu.

Konuşmanın ardından gösteriye katılanlar sessiz bir şekilde dağıldı.