Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Moskova’da Rusya devlet başkanı Putin'le görüştü.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi sırasında ikili ilişkilerin enerji alanı dahil verimli olduğunu belirtti. Putin konuşmasında, “Son yıllarda bizim ortak çabamız, özellikle Sayın Başbakan sizin çabalarınız sayesinde iki ülke arasındaki ilişkiler çok yüksek bir seviyeye yükseldi.” ifadelerini kullandı.
Putin, ayrıca ikili ticaretin geçen yıl %5 artarak 34-35 milyar dolara çıktığını dile getirerek, “Rusya pazarında devamlı olarak çalışan çok sayıda Türk şirketleri var. Biz etkin bir şekilde enerji alanında işbirliği yapıyoruz. Sadece hidrokarbonları kastetmiyorum. Türkiye, Rus hammaddesi ve atom gibi yüksek enerji alanındaki tüketiciler arasında ikinci sırada yer alıyor.” sözlerini sarfetti. Ayrıca, bölgede aktif olarak beraber çalışıldığı ve büyük ortak projeler gerçekleştirildiğine dikkat çekti.
Başbakan Erdoğan basın toplantısında şunaları söyledi;
Basın toplantısı düzenleyen Başbakan, Suriye’nin istikrarı konusunda Rusya’yla bir anlaşmazlık olmadığını belirterek, “Halkın iradesi Suriye’de ne istiyorsa o olsun, Esad sonrasının kararının Suriye dışında başka ülkeler vermesin,” diye konuştu.
Erdoğan bu konuda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne de önemli görev düştüğüne dikkati çekti.
Suriye’nin düşürdüğü Türk jetiyle ilgili soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, olayla ilgili Rusya’yla “belge değil, bilgi paylaştıklarını” söyledi.
Görüşmenin ardından açıklama yapan Rusya Devlet Başkanı Putin de, Türkiye’yle stratejik ortak olarak kalmaya devam edeceklerini belirtti.
Erdoğan'nın Rusya Ziyareti
Moskova görüşmelerinde iki taraflı ticari-ekonomik işbirliği yanı sıra tartışmasız bir şekilde Suriye gündemin merkezinde olacak. İki ülke liderinin Suriye sorununun çözümüne yaklaşmaları mümkün olacak mı? Bu sorulara Rus politika uzmanı Stanislav Tarasov şöyle değerlendiriyor:
Suriye’deki anlaşmazlığın sadece uzun süreli kanlı bir iş savaşa dönüşmekle kalmayıp, bölgede dinler arası anlaşmazlıkları ve diğer konulardaki tartışmaları da alevlendireceği açık bir şekilde görülebiliyor. Üstelik, geniş anlamı ile Batı, Rusya, Çin ve İran gibi Dünya’nın baş aktörleri de gittikçe derinleşmekte olan bu anlaşmazlığa değişik ölçeklerde olsa da dahil oluyorlar. Sabah gazetesinin etkili yorumcusu Yahya Bostan bu konu ile ilgili olarak bu nedenle Erdoğan Moskova’ya sadece ‘Türk savaş uçağının nerede vurulduğunu anlamak değil, Suriye düğümünü de çözmeye çalışmak için gidiyor’ diye yazıyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Pazartesi yaptığı açıklamada; Rusya’nın Beşar Esad rejimini değil, Kofi Annan’ın kapsamlı planının uygulanışını ve Cenevre mutabakatlarını desteklediğini ifade etti. Bakan, ancak şimdi Cenevre Konferansı katılımcılarının, toplantı sonuçlarını çarpıttıklarını, rejim değişiminden bahsettiklerini ve yalnızca muhalefeti desteklediklerini vurguladı. Bakan, ‘Batı, Güvenlik Konseyi’nde kendi karar tasarısının geçmesine çalışarak Rusya’ya şantaj yapıyor’ diye konuştu.
Sergey Lavrov’un basın toplantısından sonra Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi Kofi Annan ile Suriye sorununa çözüm konusunda görüşmeler gerçekleşecek. Bu, Annan’ın Moskova’ya ikinci ziyaretiydi. Annan’ın bugünkü ziyareti Suriye’deki durumun şiddetlenmesi esnasında ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Suriye’de görev yapan gözlemcilerin görev süresinin uzatılması arifesinde gerçekleşiyor. Görüşmelerde iki karar taslağı ele alınacak. Batı’nın karar tasarısı, Suriye ordusunun ateşi durdurmaması halinde Şam’a şiddet de içeren yaptırımları içeriyor. Rusya ise buna karşı çıkıyor ve gözlemcilerin görev süresinin ön şartsız uzatılmasında ısrar ediyor. Sergey Lavrov, uluslararası gözlemcilerin bozuk para gibi kullanılmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Bakan “Büyük bir üzüntüyle bazı şantaj unsurları gözlemlemekteyiz. Bize, “Birleşmiş Billetler Tüzüğü’nün 7. Kısım’ına göre karar alınmasına onay vermezseniz gözlemcilerin görev sürelerinin uzatılmasını desteklemeyeceğiz” denmektedir. Bunun yapıcı olmadığını; hatta tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Gözlemcilerin görevi, olan-biten hakkında objektif bir şekilde değerlendirme yapmaktır. Biz, Birleşmiş Milletler yönetimi tarafından politik unsurların dikkate alınarak önerilen değişiklik önerileri dâhil, görev yetkisinin uzatılması için ısrarla uğraşacağız.
Rusya Dışişleri Bakanı, gözlemci misyonunun 12 Temmuz’da Trems köyünde meydana gelen olayları da incelemesi gerektiğinin altını çizdi. Şam yetkililerinin iddialarına göre askerler, burada özel operasyon yapıyordu ve bu operasyon sırasında suçsuz sakinlerin ölümü gerçekleşti.
Sergey Lavrov ayrıca, dünya kamuoyunun Kofi Annan planına ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına uyulması yönünde muhalefet üzerinde yeterince baskı oluşturmadığını da vurguladı. Bakan Lavrov, Rusya’nın, ısrarcı bir şekilde iki taraftan da akan kanın durdurulmasını talep ettiğini de hatırlattı.
Bakan “Suriye yönetimiyle günlük çalışma da, neredeyse tüm muhalefet gruplarıyla düzenli iletişim de dâhil elimizden ne geliyorsa dürüstçe yerine getiriyoruz. Bir herhangi bir tarafı tutmuyoruz. Tüm çıkarımız, daha sonra dağılmasına ve tüm bölgede istikrarın ortadan kalkmasına neden olacak Suriye devletinin istikrarsızlaştırılmasını önlemektir. Esad’ı desteklemiyoruz. Biz, herkesin üzerinde antlaştığı bütün unsurlarıyla Annan planı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ile Cenevre antlaşmalarını destekliyoruz. Biz, ülkeyi kimin yöneteceğiyle ilgili Suriye halkının her türlü kararını kabul edeceğiz; yeter ki bu Suriyelilerin kararı olsun” diye konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “Rusya, Esad rejimini desteklemiyor ve kan dökülmesinin tüm taraflarca durdurulmasını destekliyor” diye konuştu. Bu bağlamda Lavrov, Annan Planı’nın Suriye’nin iç sorunlarına çözüm için tek yaşayabilir çözüm olduğunun altını çizdi. Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi, bugünlerde Moskova’da bulunuyor. Lavrov, Annan ile görüşmesini öngörerek, Suriye’de yaşanan şiddete son verme eğilimi konusunda eksiklikler olduğunu bildirdi.