Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Kur'an ve Hadislerde Hizbullah ve Hizb-i Şeytan
Hüseyin Çaça

    Allah’ın izniyle bu makale de Hizbullah ve Hizb-i Şeytan kimdir ve nasıl sıfatlara sahiptir? Bunu Kur’an ve hadisler doğrultusunda açıklamaya çalışacağız.

   Çünkü çoğu zaman birçok kimsenin Hizbullah ve Hizb-i Şeytan’ın manasını iyice bilmediğinden düşünce ve ifadelerinde hataya düşmekteler. Bunun için önce “hizb” kelimesinin ne manaya geldiğini Elmüncid ve Müfredatı Rağib lügatlerden aktaracağız:

        Hizb: Gurup, takım, kitle ve fırka anlamına gelir. Ama her gurup değil. Bir çeşit teşkilatlanmış guruba denir.

        Bura da “Hizbullah” ve “Hizbı-i Şeytan”ın kim olduğunu ve nasıl sıfatlara sahip olduğunu incelemek kaçınılmaz bir gerekliliktir. Zira Hizbullah olmak için Hizb-i Şeytan olan fırkadan kaçınmak gerek, meşhur değimle ” yureful eşya-u bi-ezdadiha” (her şey zıddı ile tanır), idrak olmadan yapılan bir şeyin zararı faydasından çok olur elbet. Bu yüzden Hizbullah’tan yana olup Hizb-uş şeytan’dan kaçınmak için gereken İslami bilgiyi vermeye çalışacağız.

     Önce Hizbullah kime denir?: Allah(c.c)’a mensup olan kişiye denir. Zira Hizbullah Allah’ın buyruklarına uyup ve onun gösterdiği yolda gittikleri için, Allah’a nispetleri verilmiştir. Yani bu Hizbullah adını taşıyan kimselerden Allah(c.c) arasında ister amel, ister kalple olsun bir tür irtibat vardır ki Allah onlardan ve onlarda Allah’tan razıdır.

     Kur’an ve Hadis dilinde Hizbullah Allah’a gerçek inanmış Müslüman’a, takvalı ve günahtan kaçınan ve Şeriat’a bağlı insanlara denir.

      Aynı zamanda Hizb-i Şeytan, Hizbullah’ın zıddı, Şeytana mensup olan kimseler, Münafık, ikiyüzlü takvasız kimselere denir ve Şeytan yolunda gittikleri ve bazen de adeta Şeytanın bir temsilcisi olarak onun vazifelerini üslendikleri için Şeytan’a nispetleri verilmiştir.

Şeytan onlardan onlarda Şeytandan razıdır ve Kıyamet günü beraber haşır olacaklardır. Nitekim bir hadisi şerif de şöyle buyrulmuş: “Her kes kendi İmamıyla, yolunu takip ettiği kimseyle haşır olacaktır”. Bura da sözümüzü daha iyi açıklayıp, ispatlayabilmemiz için Kur’ana müracaat etmeliyiz. Zira sözlerin en iyisi, buyrukların en doğrusu, kalpleri mutmain eden, vicdan ve fıtrata uyan Allah(c.c)’ın sözüdür.

      Kur'ana Göre Hizbullah:

                                                         و من يتولّ اللّه و رسوله

                                      والذين آمنوا فاِنّ حِذبَ اللّه هُم الغالِبون مائدة56

      Birinci ayetin meali:Kim Allah’ı O’nun Resul’ünü ve Mü’minleri kendisine veli olarak kabul ederse (bilsin ki) galip gelecek olanlar yalnız Allah’ın hizbidir. (Maide /56)

Bu ayetten şu anlaşılıyor:                                                                

1. Hizbullah, Allah(c.c)’a, Resul’üne itaat edene ve Müminlere uyup onlara yardımcı olana denir. 

2. Hizbullah’ın galip olması mutlak (kayıtsız)dır, hem maddi, hem manevi olarak Allah dostunun her alanda galip olabileceğinin haberini vermiştir.

3. Hizbullah, takvalı, (Veliy-i fakih önderliğinde) birlik beraberliği koruyan, Allah’ın ipine sımsıkı sarılan, İslam’ı amelde yaşayan ve zamanını tanıyıp vazifesinin gereğini yapan kimseler Kur’an’ın vadi gereği galiptir.                      

     İkinci ayetin meali:Allah’a Ahret gününe inanan bir topluluğu, Allah’ın ve Peygamber’in sınırlarına aykırı hareket edip onlara karşı gelen birisini sever bulamazsınız ve isterse onlar, babaları yahut oğulları yahut kardeşleri yahut ta aşiretlerinden olsun, onlar öyle kişilerdir ki Allah gönüllerine iman nasip ve mukadder etmiştir ve onları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar, Allah onlardan razı olmuştur ve onlarda Allah’tan; onlardır Allah hizbi ( Hizbullah), bilin ki şüphe yok, Hizbullah kurtulanların, muradına erenlerin ta kendisidir. Mucadele/ 22.

     Ayetten şu hususları anlamaktayız:

   1. Allah sevgisi ile Allah düşmanlarının sevgisi bir arada olmaz zira bunlar birbirinin zıddıdır ve keza peygamber, Ehl-i Beyt ve müminlerin sevgisi ile peygambere karşı olanların, Ehl-i Beyt faziletini inkar edenlerin ve müminlere düşman olanların sevgisi, aynı kalp de olamaz. Nitekim hakla batıl, adaletle zülüm, iyilikle kötülük ve nurla zulmet bir arada olamaz. Ve böyle bir durumda olan da ya çok cahil biridir veya Münafıktır.

     2.Baba, Anne, kardeş ve akraba sevgisi bizatihi çok doğal ve gerekli olup yüce İslam dininin vazgeçilmez emridir. Hatta bunun aksi haramdır; ancak bu akrabalar Allah yolundan çıkmışsa, Şeytana gönül vermişse ve dahası ilahi nuru söndürme çabasındaysa işte tam bu noktada  ipler kopar ve insan iki yolun ayırımında kalır (hak ve batıl) ya Allah, Peygamber ve müminlerin safını seçer ve onların yanında yer alır veya anne baba ve akraba yanında yer alır ve ebedi ilahi kahra ve azaba katlanır.

    3. Müslüman bir insanın dostluğu da düşmanlığı da Allah için olmalıdır.

     4. Hizbullah’ın Ahrette olduğu dünya da muradına ereceği vadi verilmiştir. Umarız ki Rabbimiz İmam Mehdi’nin (a.f) eliyle bir an önce gerçekleştirir. Nitekim kasas suresi/ayet.5 de şöyle buyurmuştur:

 “ ve biz ise yeryüzünde zayıf bir hale getirilmesi istenenlere lütfetmeği ve onları halka rehber kılmayı ve yeryüzüne, onları miras bırakmayı dilemedeydik.”

                                                  .ونُريدُ ان نمُنَّ على الذين اُستِضعِفُوا في الارض ونجعلهم اَئمّةً ونجعلهم الوارثينقصص5

Nehc-ül Belaga’da Hizbullah

(Hz. Ali(a.s)ın Nahc’ül Belaga’da Hizbullah’la ilgi sözleri)

Hizbullah olan bir kimse şu sıfatlara sahip olmalıdır:

 1.Rabbinin faz kıldıklarını eda etmekte olan,

2. Uğradığı zorluklara dayanabilen(sabreden)

3. Geceleri uykusunu terk eden, uykusu onu yendiğinde yeri kendine döşek, kolunu da yastık edendir.

4. Kıyamet gününün korkusundan gözlerine uyku girmeyendir.

5. Yanları döşek yüzü görmeyenlerdir.

6. Dudakları gizlice rabbinin zikrini söyleyenlerdir.

7. Daima istiğfarlar neticesinde günahlardan arınanlardır.

Bu sıfatlara sahip olanlara ne mutlu.

İşte bunlar Hizbullahdır. Haberiniz olsun Hizbullah kurtulanların ta kendisidir. ( Nehc’ül belağa (45.Mektup)

                                        طُوبى لِنفسٍ اَدّتْ اِلى رَبِّها فَرضَها

                                               و عَرَكتْ بِجَنْبِها بُؤْسَها

                                      و هَجرَتْ فِي الّليلِ غُمْضَها حَتّى

                                       في مَعْشَرٍ أسْهرَ عُيُنَهُم خَوفَ مَعا دِهِم

                                               و تَجا فَتْ عَن مَضاجِعِهِم جُنُوبُهُم

                                                و هَمهَمَتْ بِذِكرِ رَبِّهِم شِفاهُم 

                                                     و تَقَشَّعَتْ بِطُولِ اِستِغفا رِهِم ذُنُو بُهُم

                                      اُولائِكَ حِزْ بُ اللّه الا اِنَّ حِزْبَ الّله هُمُ المُفْلِحُون

                                                            مِن كتا ب علي ع -45           

 Hz. Ali (a.s) bu azametli, değerli, eşsiz ve Kur’an-ı Kerimden sonra en üstün bir hidayetçi, ilmi, ahlaki, siyasi ve  içtimai, ezeli ve ebedi, bütün ilimleri içeren kelamından anlaşıldığına göre Hizbullah ve mümin olmak yalnız dille demek ve şuurdan ibaret değildir.

Hz. Ali buyurduğu gibi bir takım  amellerle birlikte olması lazım ki tam manasıyla Müslüman olabilsin nasıl ki Allah(c.c) “çadırda yaşayan Araplar gelip sana (Hz. Peygambere) iman ettik dediler onlara deki iman etmediniz. Fakat Müslüman olduk değin buyurmuştur” Belli olan imanda yine dille değil, dille demenin yan sıra amel etmekte imanın şartıdır.  

Buna en iği örnek (Enfal suresi 2,3,4 ayetlerinde) şöyle buyurmuştur:”Müminler sadece o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman yüzleri ürperir, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğu zaman( o ayetler onların) imanlarını artırır ve ( onlar) Rablerine tevekkül ederler. Namazlarını kılar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah rızası için yoksullara) verirler işte gerçek Müminler onlardır. Onlara Rabbi’nin katında dereceler bağışlanma ve tükenmez rızıklar var”.

      اِنَّما المُؤمِنُونَ الّذِينَ اِذا ذُكِرَ الّله وَجِلتْ قُلُوبُهُم وَاِذا تُلِيتْ عَليهِم آياته زادَتْهُم اِيماناً و عَلى رَبِّهِم يَتَوَكَّلُونَ _ الّذَينَ يُقِيمُون

         و مِماّ رَزَقناهُم يُنفِقُون – اُولائِكَ هُم المُؤمِنُون حَقّاً لًهُم دَرَجاتٌ عِندَ رَبِّهِم و مَغفِرَةٌ و رِزقٌ كَرِيمٌ اَنفال-4 -3-2الصّلاةَ

  Demek ki, imanın bir takım şartları olduğu gibi Hizbullah olmanın da şartları vardır. Dolayısıyla herkes kendisinin Mümin ve Hizbullah olup olmadığını Kur’an ve hadisler ışığında öğrenebilir. Sözlerin en güzelini söyleyen Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “İslam dille demek, kalple tastiklemek ve amelle doğrulamaktır”.(Tuhaf’ul ukul kitabı)

Kur’ana göre Hizb-i Şeytan

Birinci ayetin melai:

  Fatır suresi ayet/6 de Allah’u Teâla şöyle buyurmuş: “şüphe yok ki Şeytan size düşmandır, sizde ona düşman olun. Şeytan’ın hizbi( hizbi şeytan), sizi yakıp kavuran ateş ehl-i olmaya  davet edendir ancak”.

اِ نَّ الشّيطانَ لَكُم عَدُوٌّ فَا تَّخِذُوهُ عَدُوّاً اِنَّما يَدعُوا حِزبَهُ لِيَكُو نُوا مِن اَصحا بِ السَّعِيرِ   فاطر -6

Ayette açıklamalar

1. Ayette Şeytan, insanın düşmanı olarak bildiriliyor ve inananların da ona düşman olmalarını emrediyor, dolayısıyla her zaman düşman karşısında uyanık ve güçlü olmak zorundayız.

2. Şeytanın insanla olan düşmanlığı, ilk insanla başlayıp kıyamete kadar da devam edecektir.  Zira Şeytanın düşmanlığı insan varlığına dayalı bir düşmanlık olarak ortaya çıkmıştır ve aynı zamanda bu düşmanlığın altında yatan kibir, kıskaçlık ve hele birde buna inatlaşma da eklenince bu sebepler var olduğu müddetçe düşmanlık, kıran kırana savaş (me’lul) da  devam edecektir bu tabiatın gereksinimidir.

Şeytan her yola başvurup, yer vesileyi deneyip, her zaman ve her yerde önümüze çıkabilir, hatta insan şeklinde o bizi yoldan çıkarmak için gece gündüz fırsatı peşinde koşar. Nasıl ki her kibirli ve inatçı ister insan ister şeytan düşmandan da bu beklenilir. Bilinmesi gerekir ki Şeytan vasfını taşıyan her insanında Şeytandan hiçbir farkı yoktur, biri amir biri memur, biri götüren biri peşinde giden kısaca biri tabi biri metbu adıyla ve illa yol aynı hedef aynı.

 Kur’anda Şeytana atfedilen sıfatlardan bazıları:  

1. Şeytan secde etmekten çekinmiş, kibirlenmiştir. (Bakara/34)

2. Şeytan sizi yoksulluğa çağırır, size kötülüğü emreder. (Bakara/268)

3. Şüphe yok ki tanrı dostlarını korkudan ancak ve ancak şeytandır.

(Al-i İmran/175)

4.Şeytan onları tamamıyla sapıtmak, doğru yoldan pek uzak bırakmak ister. (Nisa/60)

5. Şeytan, onlara vaatlerde bulunur, onları olmayacak isteklere sürükler, kuruntular verir, fakat Şeytanın vatı aldatıştan ibarettir. (Nisa/120)

1 – اِلاّ اِبلِيسَ اَبى و استَكْبَرَ  2- الشّيطانُ يَعِدُكُمُ الفَقرَ و يأمُرُكُم بِالفَحشاءُ

3- اِنّما ذالِكُمُ الشّيطانُ يُخَوِّفُ اَولِياءَهُ  4- و يُرِيدُ الشّيطانُ اَن يُضِلِّهُم ضَلالًاً بَعِيداً

5- يَعِدُهم و يُمَنِّيهم و ما يَعِدُهُم الشّيطان الاّ غُرُوراً  6- يا اَيُّها الّذِين آمنُوا اِنّما الخَمرُ و المَيسِرُ و الأنصابُ و الزلامُ رِجسٌ مِن عَملٍ الشّيطانِ فاجتَنِبُوهُ لَعلَّكُم تُفلِحُونَ

6. Şarap, kumar, Allah’tan başka tapınacak şetler, fal için kullanılan oklar, ancak Şeytanın işlerindendir ve birer pisliktir bunlar. (Maide/90)

7. Şeytan, şarap ve kumar ile sizin aranızda düşmanlık ve kin salmak ister ancak (Maide/91)

8. Şeytan, yaptıkları şeyleri süsleyip hoş gösterdi onlara. (En’am/43)

9. Şeytan bunu sana unutturursa hatırladıktan sora artık zulmeden kavimle oturma. (En’am/68)

10. Bende andolsun ki onları ( insanları) senin doğru yolundan çıkarmak için pusu kurup oturacağım. (A’raf/16)

11. Şüphe yok ki biz Şeytanları inanmayanlara dost ettik. (A’raf/27)

 12. (Şeytan) onların (insanların) önlerinden, arkalarından, sağ taraf ve sol taraflarından onlara sokulacağım ve çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın. (A’raf/17)

13. Gerçekten şeytan insan için apaçık bir düşmandır. (Yusuf/5)

14. Fakat şeytan, bunu efendisine anlatmayı unutturdu ona ve bu yüzden daha nice yıllar zindanda kaldı. (Yusuf/42)

15. (Hz. Yusuf) dedi: şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra da sizi çölden getirdi. (Yusuf/100)

16. Kullarıma söyle: sözün en güzelini söylesinler, şüphe yok ki şeytan, insana apaçık bir düşmandır. (İsra/53)

17. Şeytan yalandan başka bir şey vaat etmez ki onlara. (İsra/64)

18. Şeytana kulluk etme, şüphe yok ki şeytan Rahmana asidir. (Meryem/44)

19. Hiçbir peygamber göndermedik ki o, bir şey dilediği zaman şeytan, onun dilediğine bir fitne katmaya, uğraşmasın Fakat Allah, Şeytan’ın katmak istediği şeyi bozar. (Hac/52)

20. Ey insanlar şeytanın izini izlemeyin ve kim şeytanın izini izlerse bilsin ki, hiç şüphe yok o, çirkin ve kötü şeyleri emreder.(Nur/21)

21. Şeytan, insanı yardımcısız, hor, hakir bir halde bırakır.(Furkan/29)

22. Ve an kulumuz Eyyub’u da hani Rabbine nida edip de demişti ki: “gerçekte de şeytan beni yordu ve azaba uğrattı.(Sad/41)

23. Şeytan yanlış hareketlerini, kendilerine bezenmektedir ve onları uzun uzun dileklere düşürmektedir.(Muhammed/25)

24. O gizli konuşanlar, insanları mahzun etmek için ancak şeytanın iğfasıyla meydana gelir. (Mücadele/10)

25. Şeytan, üstlerine saldırmıştır, üst olmuştur da onlara Allah’ı anmayı unutturmuştur.(Mücadele/19)

26. Hani şeytanların şaşırıp, sersem bir halde çöle düşürmek istedikleri adam gibi.(Enam/71)

Evet, bu yüzden de apaçık görüldüğü gibi bazı insanların ister ferdi ister içtimai olsun, radyosuyla, televizyonuyla, vidosuyla, kitap ve neşriyatıyla, uydu vb şeylerle olsun çok masraflar harcayıp bu sayılan şeytanı görevi kendi çıkarları ve menfaatleri için ve kendi hedeflerine ulaşmak için çok ciddi bir şekilde üstlenip, çalışıp çabalıyorlar.

 Bütün insanlığa temel olan değerleri, kültürü, töreleri, ahlakı, maneviyatı, aile ve içtimai değerleri bozmuş veya bozmaya çalışıyorlar. Halkın kendi imkânlarıyla sanki dostları şeytan gibi bunlar da bu işe ant içmişler, kendilerini vakfetmişlerdir.

İkinci ayetin meali:

Şeytan, üstlerine saldırmıştır, üst olmuştu da onlara Allah’ anmayı unutturmuştur; onlardır şeytanın hizbi (Hizb-i Şeytan) bilin ki şüphe yok, hizb-i şeytan, ziyan edenlerin ta kendisidir.(Mucadele/19)

اِستَحْوَذَ عَلَيهِمُ الشّيطانُ فأنساهُم ذِكرَ اللّه اُولائك حِزبُ الشّيطانِ الا اِنَّ حِزبَ الشّيطانِ هُمُ الخاسِرُونَ  - مجادلة-19

(Ayette açıklamalar)

1. Ayette şeytanın saldırıcı olduğunu buyuruyor. Mümin kendisini bu saldırıya karşı koruması lazımdır ve korunması de şu şekilde mümkündür:

1. Geceleri teeccüt etmek (gecenin bir kısmını uyanmış olarak, Allah’ın dergâhına ağlamak, sızlamak, mağfiret talep etmek ve ondan yardım dilemek.(İsra/79)

2. Gecelerin bir kısmını ibadetle geçirmek.(Muzzemmil/2)

3. Geceleri Kuran okumak.(Muzzemmil/4)

4. Allah’ı zikretmek.(Muzzemmil/8)

5. Allah’a kalp bağlayıp gönül vermek.(Muzzemmil/8)

6. Sabırlı olmak(Muzzemmil/10)

7. Allah’a dayanmak (Ali İmran/22)

Kısaca her derdin dermanı Kur’andır ve Kuran şifadır:” Biz Kuran’dan Müminlere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz”. (İsra/82)

2. Ayetten anlaşılıyor ki insanın hidayet bulmasının anahtarı yaratanla kul arasındaki irtibata bağlıdır ve şeytanın da ilk hedefinde saldıracağı şey Allah ile kul arasındaki irtibat ve bağdır. Şeytan bu bağı koparmayı başardığında kendisine yeni bir asker kazanmış olur.

3. Ayetin sonunda hizbi şeytanın ziyan eden taraf olduğunu bildirir. Hizbullah gurubuna gelince eninde sonunda kazanan taraf onlardır buyurmuştur.” Kim Allah’ın yerine şeytanı  dost edinirse (onun hizbinden olursa) muhakkak ki, açık bir ziyana uğramıştır”. (Nisa/119)

Nehc-ül Belaga’da Hizb-i Şeytan

1. “Onlar (münafıklar) sizi saptırmaya çalışanlardır”

2. “Günah işleyip insanı günaha sevk edenlerdir”

3. “Renkten renge girenlerdir”

4. “Her türlü entrikayı çevirenlerdir” 

5. “Her fırsatta imanımızın bir kısmını yıkmaya kastedenlerdir”

6. “Her gözetleme yerinde sizi gözetleyen sapık kimselerdir”

7. “Dışları temiz, kalpleri ise hastalıklarla dolu ve bozuktur”

8. “sinsi sinsi yürür, görünmeden takip ederler”

9. “Kendileri her derde deva ve sözleri şifa gibi görünür. Ama yaptıkları işlerle de hekimleri dermansız derde uğratırlar”

10. “Ümit edenin arzusunun kırılmasını, belaya düşenin daha beter olmasını isterler ve ferahlıkta olanı çekemezler”

11. “Onlar her yola serilip bekleyen, her kalbe tesir eden ve her müsibete akıtacak gözyaşı olan kimselerdir”

12. “Birbirlerine övgüyü bile borç verirler. Çıkar için över ve karşılığını beklerler”

13. “İstedikleri zaman istediklerinde ısrar ederler, kınadıkları kişinin sırrını yayar, hükmettikleri zaman haddi aşıp, aşırı giderler”

14. “Onlar; her hakka karşı batılı, her doğruya karşı eğri, her canlıya karşı bir katil, her kapıya bir anahtar her geceye karşı lamba hazırlamışlardır.”

15.” Pazarlarını kurmak için nefisle tamaha yapışırlar, böylece bezendikleri değersiz satı fayda elde etmeğe kalkışırlar. Fakat sonunda onlar zarar ederler.”

16. “Söyledikleri hey şeye benzediğinden eğriye de çekilebilir doğruya da.”

17. “Anlattıklarında hakkı batıl, batılı hak gibi gösterirler.”

18.” İnsanlara kolay yolu gösterirler; sonra onları saptırıp, güçlüğe, felakete sürüklerler.”

 19. “Onları şeytanın cemaati, cehennemin yakıcı alevidirler.”

“İşte onlar şeytanın hizbidir, en çok hüsrana uğrayanların işte o şeytanın hizbi olduğunu bilin.”(108/19)

Kısaca Hizbullah ve hizbi şeytanın, her kesimin kendisine has derecesi vardır.”o insanlar, Allah’ın katında derece derecedirler “Ali İmran/163)

Hadislerde Hizbullah ve Hizb-i Şeytan

 Hz. Ali Hizbullahla ilgili şöyle buyurmuş:” Galip olan Hizbullah olmak ister misiniz? Hizbullah olmak için  her işinde takvalı olman gerek; gerçekten Allah takva sahipleriyledir ve iyi insanlarladır”.

 (Gurer-ul hikem kitabı 3675 sayılı hadis)

 Hz. Ali şöle buyurmuş:“(Biz Ehl-i Beyti) necpleriz bize karşı ifrat eden ( haddi aşan)enbiyaya karşı ifrat etmiş gibidir, bizim(Ehl-i Beytin) hizbi, Hizbullahdır. Bize karşı gelen düşmanımızın hizbidir ve düşmanımızın hizbi ise hizbi şeytandır.”(ibn-i Asakir tarih-i demişk kitabı, tercümeyi ali İmran Ali ibni ebi Talib(a.s) c.3, s.144hadis numarası:118, birinci baskı)

 Hizbullah ve hizbi şeytanla ilgili çok olduğu için biz bir kaçını nakletmekle yetindik.  Ayet ve hadislerden apaçık anlaşılan şudur ki: karşımızda iki yoldan fazla yol yoktur, inancımız ve amelimizle birlikte ya Hizbullah safındayız veya hizbi şeytan; başka bir üçüncü yol yoktur. İyi düşün doğru karar ver; kendine kalmış.

Yüce Allah bizleri de Hizbullah hürmetine saflarında karar versin

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
21-12-2012 11:28 - 7865 Okunma
Hüseyin Çaça yazarın diğer yazıları [ Tümü ]
Kerbela Hadisesi-1- 05-11-2013 tarihinde eklendi
Şefaat 26-08-2013 tarihinde eklendi
Şah-ı Merdan Mateminde 01-08-2013 tarihinde eklendi
İnsan ve İsraf 12-06-2013 tarihinde eklendi
İlmi Kelamda Din Tanımı 04-03-2013 tarihinde eklendi
İslam'da Hadis'in yeri 28-01-2013 tarihinde eklendi
Kur'an ve Hadislerde Hizbullah ve Hizb-i Şeytan 21-12-2012 tarihinde eklendi
İfrat Tefrit 07-11-2012 tarihinde eklendi
Şia Kimdir Kaynağıyla Tanıyalım 28-08-2012 tarihinde eklendi
Mazlumların Göz Nuru Hz. Mehdi (af) 24-06-2012 tarihinde eklendi
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
09-05-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım