Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Oruç ibadetinin kazası ve kefareti
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
04-07-2014 13:41 - 1660 Okunma

 Kaza Ve Keffareti Gerektiren Durumlar

- Ramazan ayı orucunu yemek, içmek, cima, istimna veya sabah ezanına kadar cünüp kalma yoluyla batıl ederse ve bunu bilerek, zorlama veya çaresizlikten değil de kendi isteğiyle yaparsa, kazayla birlikte keffaret de farz olur. Denilen şeylerin dışında bir şeyle orucunu bozan kimsenin, ihtiyat gereği, kazanın yanı sıra keffaret de vermesi müstehaptır.

- Biri, önceki meselede denilen şeyleri, kesin orucu bozmayacağına inanarak yapmışsa, keffaret farz olmaz. Aynı şekilde ergenlik çağının başlarında olan ve orucun kendisine farz olduğunu bilmeyen çocuklar için de hüküm aynıdır.

Farz olan keffaret borcu birkaç yıl ödenmezse, üzerine bir şey eklenmez.

- Bir günlük keffaret borcunu altmış fakire yiyecek maddesi vererek ödemesi gereken kimse, altmış fakire ulaşma imkânı olduğu takdirde sayıyı azaltamaz. Ulaşma imkânı olmasa da keffaret sayısını azaltmamalıdır. Örneğin otuz kişiye ikişer mud yiyecek verebilir. Fakat fakirin aile fertlerinden her biri için, çocuk dahi olsa bir mud yiyecek verebilir. Çocuk olmaları halinde fakir şahıs ailesinin yerine vekâleten veya velayeten kabul edebilir. Altmış fakiri bulamaz, sadece örneğin otuz kişi bulursa, her birine iki mud yiyecek verebilir. Farz ihtiyat gereği mümkün olduğunda diğer otuz kişiye de bir mud yiyecek vermelidir.

- Ramazan orucunun kazasını tutmakta olan bir kimse, öğlenden sonra orucunu kasten bozarsa, on fakire birer mud (yaklaşık 750 gr.) yiyecek maddesi vermeli; bunu vermekten âciz olursa da, üç gün oruç tutmalıdır.


Orucun Keffareti

- Ramazan orucunun keffareti üzerine farz olan kimse, bir köle azat etmeli veya bir sonraki hükümde açıklayacağımız şekilde iki ay oruç tutmalı veya altmış fakiri ya doyuracak kadar yedirmeli yahut her birine bir mud (yaklaşık 750 gr.) buğday, arpa, ekmek ya da benzeri yiyecek maddelerini vermelidir. Bunların hiçbirine gücü yetmeyen kimse, gücü yettiği kadarıyla sadaka vermelidir. Bu da mümkün olmazsa istiğfar etmelidir. ["Estağfirullah" diyerek, Allah-u Tealâ'dan bağışlanma dilemelidir.] Ancak farz ihtiyat gereği, sonra keffareti ödemeye güç kazanırsa, keffareti yerine getirmesi gerekir.

- Ramazan orucunun keffaretini iki ay oruç tutarak ödemek isteyen kimse, bir ayın tamamını ve öbür aydan bir günü peş peşe tutmalıdır; ama geride kalan diğer günlerin peş peşe olmamasında herhangi bir sakınca yoktur.

- Ramazan orucunun keffaretini iki ay oruç tutmakla yerine getirmek isteyen kimsenin peş peşe tutacağı bir ay ve bir günün içinde, Kurban Bayramı gibi oruç tutulması haram olan veya vacip olan bir günün bulunmaması gerekir [aksi takdirde keffaret orucuna başlayamaz].

- Eğer peş peşe tutacağı günler dolmadan özürsüz olarak bir gün oruç tutmazsa keffaret orucuna yeniden başlaması gerekir.

İnsan, keffaretini yerine getirme hususunda ihmalkâr davranmamalıdır; ama hemen yerine getirmesi de gerekmez.

- Farz olan keffaret borcu birkaç yıl ödenmezse, üzerine bir şey eklenmez.

- Bir günlük keffaret borcunu altmış fakire yiyecek maddesi vererek ödemesi gereken kimse, altmış fakire ulaşma imkânı olduğu takdirde sayıyı azaltamaz. Ulaşma imkânı olmasa da keffaret sayısını azaltmamalıdır. Örneğin otuz kişiye ikişer mud yiyecek verebilir. Fakat fakirin aile fertlerinden her biri için, çocuk dahi olsa bir mud yiyecek verebilir. Çocuk olmaları halinde fakir şahıs ailesinin yerine vekâleten veya velayeten kabul edebilir. Altmış fakiri bulamaz, sadece örneğin otuz kişi bulursa, her birine iki mud yiyecek verebilir. Farz ihtiyat gereği mümkün olduğunda diğer otuz kişiye de bir mud yiyecek vermelidir.

- Ramazan orucunun kazasını tutmakta olan bir kimse, öğlenden sonra orucunu kasten bozarsa, on fakire birer mud (yaklaşık 750 gr.) yiyecek maddesi vermeli; bunu vermekten âciz olursa da, üç gün oruç tutmalıdır.

 Hastalık nedeniyle ramazan orucunu tutmamış olan kimse, ramazandan sonra iyileşir fakat gelecek ramazana kadar devam eden başka bir özrün çıkmasıyla oruçları kaza edemezse, [ikinci ramazandan sonra] tutmadığı oruçları kaza etmelidir. Farz ihtiyat gereği tutamadığı her oruç için fakire bir mud yiyecek de vermelidir. Yine, ramazan ayında hastalığın dışında başka bir özürden dolayı [ramazan orucunu tutmayan kimse,] eğer ramazandan sonra bu özrü ortadan kalkar; ama gelecek ramazana kadar süren bir hastalık nedeniyle oruçlarını kaza etmezse, hüküm aynıdır.

- Bir özür nedeniyle ramazan ayında oruç tutmayan kimsenin özrü ramazandan sonra bertaraf olduğu hâlde kasten sonraki ramazana kadar kaza oruçlarını tutmazsa, bu oruçları sonradan kaza etmeli ve her gün için de bir mud, yani yaklaşık 750 gr. ağırlığında buğday, arpa veya benzeri bir yiyecek fakire vermelidir.

- Orucun kazasında ihmal gösterip vakit daralıncaya kadar kaza orucunu tutmaz ve bu vakitte de bir özürle karşılaşırsa, sonradan bu oruçları kaza etmeli ve farz ihtiyat gereği her gün için bir mud yiyecek fakire vermelidir. Aynı şekilde özrü bertaraf olunca kaza orucunu tutmayı kararlaştırır; ama kaza etmeden vakit darlığında ikinci bir özürle karşılaşırsa, hüküm aynıdır.

- Hastalığı birkaç yıl devam eden kimse iyileştikten sonra son ramazanın kazasını yerine getirmeli ve önceki yıllardan kalma her orucu için de bir mud yiyecek fakire vermelidir.

- Her gün için bir mud (yaklaşık 750 gr.) yiyecek vermesi gereken kimse, birkaç günün kefaretini tek bir fakire verebilir.

- Ramazan orucunun kazasını birkaç yıl geciktiren kimse, hem bu kaza oruçları tutmalı, hem de geciktirdiği birinci yıl için, her gününe bir fakire bir mud yiyecek vermelidir. İlk yılın dışındaki yıllar için bir şey farz olmaz.

- Bir kimse, ramazan orucunu bilerek tutmazsa, üzerine hem kaza, hem de keffaret yani bir köle azat etmek veya altmış fakiri doyurmak veya iki ay oruç tutmak gerekir. Eğer o orucun kazasını gelecek ramazana kadar tut-mazsa, ayrıca farz ihtiyat gereği, her gün için fakire yaklaşık 750 gr. yiyecek keffaret vermesi gerekir.

- Ramazan orucunu bilerek tutmayan bir kimse, aynı günde birkaç defa cinsel ilişki kurar veya istimna yapar veya orucu bozan başka bir şey yaparsa, keffaret tekrarlanmaz, tek bir keffaret ödemesi yeterlidir.

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
04-07-2014 13:41 - 1660 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
18-05-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım