Anadolu Ajansı'na konuşan Halid Meşal, "İsrail 45 gündür Gazze'de çocukları öldürüyor, yerleşim alanları, camiler, BM okulları ve hastaneleri bombalıyor, bu saldırılarda yaklaşık 10 bin kişi yaralandı, 2 bin kişi öldü. Bunların dörtte biri çocuk, dörtte biri kadın ve yaşlı. İşte gerçek holokost budur. Bu düşman onlarca sene önce Hitler'in yaptığının benzerini yapıyor. Bugün biz gerçek bir Nazizmle karşı karşıyayız" dedi.

"Topraklarımızı savunma hakkımız var"

Hamas ve Filistinli silahlı grupların Gazze ve tüm Filistin halkını savunma hakkına sahip olduklarını vurgulayan Meşal, ”Siyonist hareketle aramızda cereyan eden şey bir savaştır. İsrail Gazze'ye saldırdı biz de kendimizi savunuyoruz. Topraklarımızı ve halkımızı savunma hakkımız var. İsraille aramızda imkan farkı olsa da kararlıyız ve galip gelecek olanlar bizleriz. Bizler bu toprakların asıl sahipleriyiz ve onlar ise bize saldıranlar.” dedi.

Meşal, Netanyahu’nun ‘Arap dünyası Hamas’ı yalnız bıraktı’ sözlerine de tepki gösterdi:

“Bazı hükümetler ve devletlerin bizden yana tavır sergilemediğini inkâr etmiyoruz ancak halklar bizimle birlikte. Hükümetler, yöneticiler ve Müslümanların çoğu gizli veya açıktan bize verdiği desteği ifade etti. Netanyahu ve İsrail'in yanında duranlar ise azınlıktır. Bunlara karşı yapabileceğimiz bir şey yok. Ümmet bizimle ve direnişin kazandığı başarılarla gurur duyuyor. Başka bir karede olmak isteyenleri Allah affetsin. Yalnız kalan Filistin direnişi değil onlardır.”

Katar Emiri Şeyh Temim El Tani ev sahipliğinde Filistin Yönetimi başkanı Mahmut Abbas ile görüşmenin temel konusunun uzlaşmayı pekiştirmek olduğunu ifade eden Meşal, “Sizin de bildiğiniz gibi Filistin hareketleri arasında bir uzlaşı, tavırlarda yakınlaşma var. Bu savaşta da bu açıkça ortaya çıktı. Uzlaşıyı arttırmak, milli birliği sağlamak için görüşmelerimizi yoğunlaştırdık. İnşallah toplantı sonrasında, herkesin arzu ettiği mesajı vereceğiz”. dedi.

İsrail'in iki hatası

Meşal, Kahire’de Filistinliler ile İsraillilerin arasında müzakereleri ve İsrail’in siyaset sahnesinde tavırlarını şu sözlerle değerlendirdi:

"İsrail iki hataya düştü. İlk olarak, Mısır aracılığıyla gerçekleştirilen görüşmeleri tıkanma noktasına getirdi ve tüm siyasi girişimleri sabote etti. İkinci olarak, bitmesine saatler kala ateşkesi bozdu. Gazze'den İsrail'e füze atıldığını iddia ederek, uluslararası topluma ve Amerika yönetimine yalan söyledi. Bu ortaya atılmış gerçek dışı bir bahanedir. Aslında Gazze'ye saldırı düzenlemeyi planlıyordu. Bugün ortaya çıktığı gibi, bazı yöneticileri öldürebileceğini düşünüyordu. Kassam Tugaylarının Başkomutanı Muhammed Deyf Ebu Halid'i öldürmeye çalıştı. Ancak, başarısız oldu. İsrail yine tek bir şeyde başarılı oldu o da Deyf'in eşi ve çocuğu Ali'yi öldürmek oldu."

Müzakerelere yeniden katılmak için Kahire’ye gidip gitmeyeceklerini değerlendiren Meşal, “Diyalog, anlaşmaya uzanan araçtır. Dolaylı müzakereler, amaç değil araçtır. Bu bir eğlence veya amaçladığımız gaye değildir. Taleplerimize ulaşmamızı sağlayacak koşullar oluşmazsa müzakerede bulunmanın bir anlamı kalmaz. Bizim için gösterge, düşmanın Filistinlilerin taleplerine karşılık vereceğini görmek olacaktır. Savaş askeri ve siyasi alanda yürütülür. Bizler siyasi yönetim olarak, dolaylı müzakerelerin ne zaman bir sonuç doğuracağını ne zaman sonuçsuz kalacağını biliyoruz. Ancak siyasi alanda atılacak doğru adımlar sahadaki duruma bağlıdır.” dedi.
Meşal, Gazze’nin silahsızlandırılmasının kabul edilmez olduğunu, BM’e bağlı barış sağlama güçlerinin görevlendirilmesinin mantıksız ve uygulanmaz olduğunu ifade etti.