Tarımsal kalkınma projelerini anlatmak üzere gittiği Gümülcine kentinde konuşan Çipras, "Azınlık toplumun mensupları üyeleri hukuki işlemler için medeni hukuktan yararlanma; yani devlet mahkemelerine başvurma hakkına sahip değildiler. Biz bunu değiştirmeye karar verdik ve azınlık üyelerine bir seçim hakkı sunmak istiyoruz" dedi.
Yapılması planlanan yeni yasal düzenlemeyle birlikte Batı Trakya'da medeni kanunu ilgilendiren konularda, davanın tüm taraflarının kabul etmesi halinde İslam Hukuku'nun uygulanması öngörülüyor. Aksi halde, konunun, Yunanistan'daki Medeni Kanunu uygulayan mahkemeler tarafından görülmesi koşulu getiriliyor.
Böylece Yunanistan mahkemelerine kağıt üstünde ilk kez diğer yargı kurumlarına göre öncelik tanınmış olacak.
Mevcut yasalar çerçevesinde, Müslüman Türk azınlığın yaşadığı Batı Trakya'da aile hukukunu ilgilendiren miras, evlenme ve boşanma gibi konularda karar müftüler tarafından Yunan kanunlarına göre değil, şeriat esasları temelinde veriliyor.
Daha sonra bu kararlar Yunan mahkemeleri tarafından onanıyor. Ancak Yunan mahkemeleri, şeriat temelinde alınmış olan kararları esas yönünden inceleyemiyor ve yaptıkları inceleme yalnızca usul yönünden oluyor.
Amaç, 'vatandaşlar arasında eşitliği artırmak'
BBC Türkçe’nin haberine göre, Başbakan Çipras, bu düzenlemeyi "vatandaşlar arasında eşitliği artırmak" için gündeme aldıklarını belirtti. Çipras'ın verdiği bilgiye göre, yapılması beklenen düzenlemeler şöyle:
-Aile hukukuyla ilgili bir meselenin taraflarına, konuyu götürecekleri mahkemeyi seçme hakkı tanınıyor
-Bir konunun şeriat mahkemesine götürülmesi ve kararın müftülere bırakılması için tüm tarafların anlaşması gerekiyor
-Müftülüklerin usul ve kuralları, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belirlenecek
-Miras konusunda medeni hukuk uygulanacak. Şeriat hukukunun uygulanmasını isteyenlerin bu taleplerini dile getirdikleri bir vasiyetname bırakması şartı aranacak
Batı Trakya'da şeriat hukukunun uygulanmasıyla alınan kararlar, son dönemde bazı tartışmalara neden olmuştu.
Haziran ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götürülen bir davada, iki kadın, babalarının vefatının ardından vasiyeti üzerine tüm malvarlığını eşine bırakması üzerine bunun medeni hukuka göre yazılmış bir vasiyet olduğunu ancak şeriat kurallarının uygulanması gerektiğini öne sürmüştü.
İtirazlar sonucunda Yunan mahkemelerinde farklı kararların çıkmasının ardından konu AİHM'e götürülmüştü.