* Eğer zekâtı çocuğun veya delinin velisine ulaştırması mümkün olmasa, kendisi ya da emin birisi aracılığıyla, zekâtı fakir çocuk ve delinin ihtiyaçlarında kullanabilir. Ancak zekâtı onlar için kullandığında, niyet etmesi gerekir.
Dilenen bir fakire zekât verilebilir; ama zekâtı günah uğrunda (ve haram işlerde) kullanan kimseye zekât verilmez.
* Farz ihtiyat gereği, büyük günahları açıktan (alenî olarak) işleyen kimseye zekât verilmez.
* Borçlu olup borcunu ödeyemeyen kimsenin nafakası zekât verenin üzerine farz olsa bile zekâtını ona verebilir. Fakat kadın kendi masrafları için borç almış olursa, kocası onun borcunu zekâttan ödeyemez. Hatta nafakasını vermekle yükümlü olduğu kimse, kendi geçimi için borçlanırsa, farz ihtiyat gereği insan onun borcunu zekâttan vermemelidir.
* Kendi evladı gibi nafakalarını temin etmekle yükümlü olan kimse, masraflarını karşılamaları için onlara zekât veremez. Ancak başkaları onlara zekât verebilir.
* Kendi karısı, çocukları ve hizmetçilerinin ihtiyaçlarını karşılaması için, insanın kendi çocuğuna zekât vermesi sakıncasızdır.
* Bir baba, ilmî-dinî kitaba ihtiyacı olan çocuğuna kitap alması için zekât verebilir.
* Bir baba, evlenmesi için oğluna zekât verebilir; bir oğul da evlenmesi için babasına zekât verebilir.
* Masrafları kocası tarafından karşılanan kadına zekât verilmez. Yine kocası masraflarını karşılamadığı takdirde, masraflarını karşılaması için kocasını zorlayacak durumda olan bir kadına da zekât verilmez.
* Müt"a nikâhıyla evlilik yaptığı fakir kadına hem kendisi hem de başkaları zekât verebilir. Ama evlenirken evlilik akdi içinde kadının ihtiyaçlarını karşılamayı şart koşan veya başka bir sebepten dolayı kadının nafakası üzerine farz olan kişi, müt"a yaptığı kadının ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olur veya kadının kendisi masrafını karşılaması için kocasını zorlayabilirse, o kadına zekât verilmez.
* Zekâtı kendi karısının masraflarında kullansa bile, bir kadın, fakir olan kocasına zekât verebilir.
* Resul-i Ekrem"in (s.a.a) evladı olan seyitler, [seyit olan kişilerden zekât alabilirler; ama] seyit olmayan birisinden zekât alamazlar. [Onlara sadece humus verilir.] Fakat aldıkları humus veya şer"î yollardan aldıkları diğer şeyler masraflarını karşılamaz da zekât almaya mecbur kalırlarsa, seyit olmayanlardan da zekât alabilirler. Ancak farz ihtiyat gereği, mümkün olursa günlük ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda zekât almalıdırlar.
* Seyit olup olmadığı belli olmayan birisine zekât verilebilir.
|
|